Delil Hukuk Bürosu
Makale İçindekiler:
Anlaşmalı Boşanma Davası
Boşanma davası, ölüm ve gaiplik gibi evlilik birliğini sona erdiren sebeplerden birisidir. Boşanma davaları tarafların kendi aralarında boşanmaya ilişkin tüm hususlar üzerinde anlaşmaya varmalarının mümkün olup olmamasına göre: Anlaşmalı boşanma davası ve çekişmeli boşanma davası olarak ikiye ayrılmaktadır.
Eşlerin karşılıklı olarak anlaşarak mahkemeye birlikte başvurması veya eşlerden birinin açtığı çekişmeli boşanma davasını diğer eşin kabul etmesi halinde, anlaşmalı boşanma davası söz konusu olur. Taraflar boşanma davası devam etmekte iken imzalayacakları anlaşmalı boşanma protokolünü, mahkemeye sunarak boşanma konusunda anlaştıklarını belirtebilirler. Anlaşmalı boşanma davası genellikle bir protokolün mahkemeye sunulmasıyla olur. Aşağıda detaylı olarak açıklayacak olduğumuz üzere, anlaşmalı boşanma protokolünde yer alan en küçük bir eksiklik veya hata, sonradan geri dönülmesi imkansız hak kayıplarına sebebiyet verebilecek sonuçlar doğurabilir. Bu nedenle olası hak kayıplarının önlenmesi adına sürecin alanında uzman bir anlaşmalı boşanma avukatı yardımıyla yürütülmesi tavsiye edilmektedir.
Çekişmeli boşanma davası ise, anlaşmalı boşanmadan farklı olarak tarafların aralarında boşanmaya dair anlaşmaya varamadıkları konular mevcut olduğunda vuku bulur. Taraflar arasında boşanma ve ferilerine dair tek bir hususta dahi anlaşmazlık bulunması durumunda, çekişmeli boşanma yoluna gidilmesi gerekecektir. Bunun yanında, aşağıda detaylı olarak açıklayacağımız üzere taraflar, boşanma ve ferilerine ilişkin anlaşmakla birlikte, ziynet eşyaları ve mal paylaşımı hususlarını anlaşma dışı bırakmak suretiyle anlaşmalı boşanma davasından ayrı davalar açarak talepte bulunabilirler, ancak böyle bir usul çeşitli sebeplerle tavsiye edilmemektedir. Çekişmeli boşanma davaları, tarafları gerek maddi gerekse manevi yönden yıpratmaya bir hayli elverişli bir süreç olup taraflar arasında anlaşmaya varılması mümkünse anlaşmalı boşanma davası yolunun tercih edilmesi tavsiye edilmektedir.
Anlaşmalı Boşanma Davası Ne Kadar Sürer?
Bu soruya kısaca cevap vermemiz gerekecek olursa, anlaşmalı boşanma davaları 1 ile 5 ay kadar bir süre içerisinde açılıp hükme bağlanır ve kesinleşir. Bu sürenin değişiklik göstermesinde, anlaşmalı boşanma davasının görüleceği mahkemeden duruşma günü alınması, mahkemenin iş yükü ve tarafların gerekçeli kararı tebliğ almaları ile kesinleşme şerhinin dosyaya eklenmesi taleplerini hızlıca sağlamaları gibi hususlar sebep olabilmektedir.
Anlaşmalı boşanma davası, çekişmeli boşanma davasına nazaran çok daha kısa sürmektedir. Taraflarca imzalanan anlaşmalı boşanma protokolünün, anlaşmalı boşanmaya dair dilekçe ekinde mahkemeye sunulmasıyla birlikte, genellikle 1-2 hafta içerisinde mahkeme tarafından tensip zaptı düzenlenerek duruşma günü verilir. Anlaşmalı boşanma davalarında duruşma günü, davanın tevzi edildiği mahkemenin iş yüküne göre değişim göstermekle birlikte 1-2 ay sonrasına verilebilmektedir. Tabii mahkemenin iş yükünün ve duruşma takviminin çok yoğun olduğu bazı istisnai hallerde duruşmanın 2-3 ay sonrasına verildiği ya da iş yükü daha az olan mahkemelerde hemen aynı haftaya duruşma günü verildiği de görülebilmektedir.
Sonuç olarak anlaşmalı boşanma davaları, duruma ve dosyanın tevzi edildiği mahkemenin iş yüküne göre 1-2 hafta kadar da sürebilmektedir, 3-5 ay kadar da sürebilmektedir. Anlaşmalı boşanma davası, bir aksilik çıkmaması halinde, halk arasında yaygın olarak kullanılan tabirle "tek celsede" yani tek duruşmada sonuçlanıp tamamına erdirilen davalardır. Bu nedenle duruşma akabinde boşanmaya karar verilir ve boşanma kararının kesinleştirilmesi süreci yürütülür. Anlaşmalı boşanma davasında duruşma gerçekleştirildikten sonra dosyanın kesinleştirilmesine ilişkin olarak yerine getirilmesi gereken işlemlerin yapılmaması durumunda, her ne kadar mahkeme tarafından boşanmaya karar verilmiş olsa da bu karar kesinleşmemiş olacağından dolayı hukuki sonuçlarını doğurmaz.
Anlaşmalı Boşanma Davasını Kim Açabilir?
Anlaşmalı boşanma davasını yalnızca boşanmayı isteyen eşler açabilir. Eşler dışında üçüncü kişilerin, örneğin mirasçıların ve alacaklıların vs. anlaşmalı boşanma davası açmaları mümkün değildir. Boşanma davası açmak isteyen taraflar, aralarında vardıkları anlaşmayı belgeleyen anlaşmalı boşanma protokolünü imzalarlar, ancak davanın açılışı için tarafların birlikte başvuruda bulunması mümkün değildir.
Taraflardan biri anlaşmalı boşanma davası dilekçesi ve dilekçe ekinde mahkemeye sunacağı anlaşmalı boşanma protokolü ile mahkemeye başvurmalı, dava açılışı için gerekli işlemleri tamamlamalı ve gerekli harçlar ile masrafları yatırmalıdır. Bununla birlikte, taraflardan birinin açacağı boşanma davasının diğer eş tarafından kabul edilmesi durumunda da anlaşmalı boşanma gerçekleşmiş olur.
Anlaşmalı Boşanma Davasının Hukuki Dayanağı
Anlaşmalı boşanma davası, Türk Medeni Kanunumuzda evlilik birliğinin sarsılması nedeniyle boşanma davasının(şiddetli geçimsizlik nedeniyle boşanma davası) düzenlenmiş olduğu 166. maddesinin 3. fıkrasında düzenlenmiştir.
Türk Medeni Kanunumuzun 166/3. Maddesine Göre: "Evlilik en az bir yıl sürmüş ise, eşlerin birlikte başvurması ya da bir eşin diğerinin davasını kabul etmesi hâlinde, evlilik birliği temelinden sarsılmış sayılır. Bu hâlde boşanma kararı verilebilmesi için, hâkimin tarafları bizzat dinleyerek iradelerinin serbestçe açıklandığına kanaat getirmesi ve boşanmanın malî sonuçları ile çocukların durumu hususunda taraflarca kabul edilecek düzenlemeyi uygun bulması şarttır. Hâkim, tarafların ve çocukların menfaatlerini göz önünde tutarak bu anlaşmada gerekli gördüğü değişiklikleri yapabilir. Bu değişikliklerin taraflarca da kabulü hâlinde boşanmaya hükmolunur. Bu hâlde tarafların ikrarlarının hâkimi bağlamayacağı hükmü uygulanmaz."
Anlaşmalı Boşanma Davasının Şartları
Anlaşmalı boşanma davasının, Türk Medeni Kanunumuzun 166. maddesinin 3. fıkrasına dayandığını söylemiş ve ilgili fıkra hükmünü yukarıda alıntılamıştır. Buna göre anlaşmalı boşanma davasının şartları aşağıdaki gibidir:
Taraflar arasındaki evlilik birliği en az 1 yıl sürmüş olmalı,
Eşler arasında boşanma ve boşanmanın mali sonuçları ile müşterek çocukların(varsa) durumuna ilişkin olarak anlaşma sağlanmış olmalı,
Anlaşmalı boşanma davası, gerekli harç ve masraflar yatırılarak usulüne uygun olarak açılmış olmalı,
Taraflar duruşma tarihinde bizzat duruşmaya katılmalı ve anlaşma şartlarını sözlü olarak onaylamalı,
Hakim tarafından tarafların ve çocukların menfaati gözetilmek suretiyle anlaşma şartlarında değişiklik yapılırsa, bu değişiklikler taraflarca kabul edilmiş olmalıdır.
Tarafların anlaşmalı boşanma davasına başvurabilmesi için 1 yıl evli kalmış olma şartı aranmaktadır. 1 yıl evli kalma şartını sağlamayan taraflar, anlaşmalı boşanma davasına başvuramayacak olup, çekişmeli boşanma davası açmak zorundadırlar.
Evlilik en az 1 yıl sürmüş ise, eşlerin birlikte başvurmaları veya eşlerden birinin açacağı çekişmeli boşanma davasını diğer eşin kabul etmesi halinde evlilik birliği temelden sarsılmış sayılır ve anlaşmalı boşanmaya karar verilir.
Taraflar aralarında anlaşarak anlaşmalı boşanmanın şartlarına ve hükümlerine ilişkin olarak bir anlaşmalı boşanma protokolü düzenlemelidir. Anlaşmalı boşanma protokolü, yalnızca boşanma hususunda anlaşılmış olduğuna ilişkin hükümleri değil, boşanmanın ferileri ve hatta ziynet eşyaları ile eşler arasındaki mal rejiminin tasfiyesine ilişkin hükümleri de ihtiva edebilir. Tarafların velayet, nafaka, maddi ve manevi tazminat vb. tek bir hususta bile anlaşmaya varamamaları halinde çekişmeli olan hususun anlaşmalı boşanma davası yoluyla çözümlenmesi mümkün olamayacağı için dava çekişmeli boşanma davası olarak devam eder. Ancak boşanma ve ferileri(nafaka, velayet, maddi ve manevi tazminat) haricindeki hususlar(ziynet eşyaları, mal paylaşımı ve ev eşyalarının paylaşımı gibi) anlaşma protokolünün dışında bırakılabilir ve boşanma davasının sonuçlanması akabinde ayrı bir dava konusu edilebilir. Boşanma davası ve ferileri hakkında kapsamlı bilgi almak için tıklayınız: Boşanma Davası ve Ferileri
Hakimin boşanma kararını verebilmesi için, tarafları bizzat dinleyerek iradelerinin serbestçe açıklandığına kanaat getirmesi ve taraflarca düzenlenen protokolde boşanmanın mali sonuçları ile çocukların durumu hususunu uygun bulması şarttır. Aksi takdirde hakim gerekli gördüğü düzenlemeyi yapacak, tarafların hakim tarafından gerçekleştirilen bu düzenlemeyi uygun bulması halinde boşanmaya hükmolunacaktır. Bu hâlde tarafların ikrarlarının hâkimi bağlamayacağı kuralı uygulanmaz ve hakim tarafından boşanmaya karar verilir.
Anlaşmalı Boşanmada Boşanmanın Ferileri
Boşanmanın ferileri: Velayet ve nafaka ile maddi ve manevi tazminattır. Tarafların kendi aralarında anlaşmaları halinde boşanmanın ferilerine ilişkin olarak da protokole hüküm eklenebilir. Anlaşmalı boşanma davasında boşanmanın ferilerini kamu düzeninin ve hukuk kurallarının sınırları dahilinde taraflar serbestçe takdir edebilir. Ancak hakim, somut olayda gerekli gördüğü değişiklikleri yapabilir. Hakimin bu şekilde değişlik yapması durumunda tarafların söz konusu değişiklikleri kabul etmeleri gerekir, aksi takdirde boşanma gerçekleşmez.
a) Anlaşmalı Boşanmada Müşterek Çocukların Velayeti
Velayet hususu, boşanmanın gerçekleşmesi ve hükmün kesinleşmesi sonrasında müşterek çocuğun eğitim, bakım, gözetim, barınma vb. ihtiyaçlarından kimin sorumlu olacağı ve bu tip hususlara ilişkin kararı hangi eşin alacağı gibi konuları ilgilendirir.
Türk Medeni Kanunumuzda kural olarak ortak velayet söz konusu değildir, hukuken mümkün olduğu da tartışmalıdır ve anlaşmalı boşanma protokolüne yazılsa dahi bir kısım aile mahkemesi hakimleri tarafından kabul edilmemektedir. Ancak günümüzde aile mahkemesi hakimlerinin çok büyük bir çoğunluğu, eğer taraflar arasında düzenlenmiş olan anlaşmalı boşanma protokolünde ortak velayet düzenlemesine yer verilmişse, bu durumu tarafların aralarındaki anlaşma iradesini ortadan kaldırma riskini göze almamak adına kabul etmektedir. Yine de bu hususun sahip olduğu önem dikkate alınmalı ve alanında uzman bir anlaşmalı boşanma avukatı ile görüşülüp hukuki danışma hizmeti temin edilmelidir.
Taraflar velayet hususunda da tam bir uzlaşıya varmış olmalılardır dedik, ancak hakim müşterek çocuğun veya çocukların menfaati doğrultusunda protokolde velayet hususunda değişiklikte bulunabilir. Burada üstün olan çocuğun menfaati olduğu için ve çocuğun üstün yararı da kamu düzenine ilişkin bir mesele olduğu için hakimin takdir hakkı vardır. Böyle bir durumun yaşanması halinde tarafların, hakimin velayet hususundaki değişikliğini kabul etmeleriyle birlikte boşanmaya hükmolunur.
Velayet konusuna ilişkin detaylı bilgi edinmek için tıklayınız: Velayet Davası ve Boşanmada Velayet
b) Anlaşmalı Boşanmada Çocukla Kişisel İlişki Kurulması Kararı
Çocukla kişisel ilişki kurulması, velayet kendisine bırakılmamış olan tarafın müşterek çocuk ile görüşmesine ilişkin olarak protokole eklenmesi gerekli olan unsurlardan birisidir.
Taraflar anlaşmalı boşanma protokolüne çocukla kişisel ilişki kurulmasına ilişkin olarak da hüküm ekleyebilirler. Bu hususun tarafların gözünden kaçması ya da taraflarca icra edilebilirlik yönünden eksik düzenleme yapılması halinde hakim tarafından da kişisel ilişkiye ilişkin olarak hüküm kurulabilir. Çünkü müşterek çocuk ile kişisel ilişki, yalnızca ebeveynler için değil, çocuğun üstün yararı açısından da önem arz etmektedir ve kamu düzenine ilişkindir. Çocuğun, her iki ebeveyni ile vakit geçirme hususuna ilişkin olarak menfaati bulunmaktadır. Aksi durumda ebeveyne yabancılaşma sendromu da dahil olmak üzere birçok farklı psikolojik rahatsızlık söz konusu olabilir.
Müşterek çocuk ile kişisel ilişki konusuna dair detaylı bilgilendirme için tıklayınız: Boşanmada Müşterek Çocuk ile Kişisel İlişki Kurulması Kararı
c) Anlaşmalı Boşanmada Nafaka
Nafaka, Türk Medeni Kanunumuzda düzenlenmiş olan koşulların varlığı halinde, mahkeme kararıyla: Bir eşin, diğer eşe veya bir kişinin, yardıma muhtaç olan yakınına(örneğin babasına, annesine, çocuğuna vb. gibi) ödemekle yükümlü tutulduğu ödenektir. Boşanma davalarında tedbir nafakası, yoksulluk nafakası ve iştirak nafakası adı altında üç çeşit farklı nafaka türü söz konusu olabilmektedir. Ancak tedbir nafakası, çekişmeli boşanma davası devam ettiği müddetçe hükme bağlanan bir nafaka türü olmasından dolayı anlaşmalı boşanma davası olarak açılan davalarda genellikle söz konusu olmamaktadır. Sonradan anlaşmalı boşanma yoluyla sonlandırılan çekişmeli boşanma davalarında ise davanın başlangıç tarihinden itibaren tedbir nafakasına hükmedilebilir. Bu nedenle tarafların en başta anlaşmalı boşanma davası yoluyla boşanmayı tercih etmesi durumunda nafaka konusuna istinaden ağırlıkla iştirak nafakası veya yoksulluk nafakası şeklinde ikili bir ayrım yapılması gerekir.
Anlaşmalı boşanma protokolünde taraflar, yoksulluk nafakası hususunda anlaşmışlarsa nafakaya hükmolunacaktır. Ancak tarafların yoksulluk nafakasından açıkça vazgeçmiş olmaları, yahut protokol gereği tarafların nafaka istemediklerinin anlaşılması halinde sonradan yoksulluk nafakasına hükmolunmaz. Anlaşmada kararlaştırılan hususlar sonrasında dava ile talep edilemeyeceklerdir. Yoksulluk nafakasına hükmedilebilmesi için taraflar arasında anlaşma bulunması ya da çekişmeli boşanma davası sonucunda mahkeme tarafından kusur tespitinde bulunulması şartı arandığından ötürü anlaşmalı boşanma ile feragat edilmiş olan yoksulluk nafakasına istinaden sonradan dava açılabilmesi mümkün değildir. Çünkü boşanmada kusur tespiti, çekişmeli boşanma davasında gerçekleştirilen bir uygulamadır. Anlaşmalı boşanmada taraflar birbirine kusur izafe etmez ve anlaşma doğrultusunda boşanma sağlanır, yoksulluk nafakasının şartlarından birisi de kusur olduğu için; anlaşmalı boşanma durumunda kusur tespiti yapılmamış olacağından dolayı sonradan yoksulluk nafakası talep edilmesi teknik olarak mümkün olamamaktadır.
Bununla birlikte anlaşmalı boşanma protokolünde iştirak nafakasına ilişkin hiçbir husus düzenlenmemişse ve hatta iştirak nafakasından feragat dahi edilmiş olsa, yoksulluk nafakasının aksine sonradan iştirak nafakası için dava açılabilir.
İştirak nafakasından taraflar vazgeçse dahi dava konusu edilebilecek yahut sonrasında anlaşılan miktarın artırımı için dava açılabilecektir. İştirak nafakası müşterek çocuk veya çocuklar lehine hükmolunan bir nafaka olduğundan dolayı tarafların feragati geçerli olmayacaktır. Hatta günümüzde anlaşmalı boşanma davasını inceleyen aile mahkemesi hakimleri tarafından, iştirak nafakasının müşterek çocuğun giderlerine ilişkin olmasından dolayı kamu düzenine ilişkin bir husus olduğundan bahisle taraflarca iştirak nafakası düzenlemesine protokolde yer verilmemiş olsa dahi cüzi bir miktar iştirak nafakasına hükmolunmaktadır.
Nafaka konusuna ilişkin detaylı bilgilendirme için tıklayınız: Nafaka Davası ve Boşanmada Nafaka Talebi
d) Anlaşmalı Boşanmada Maddi ve Manevi Tazminat
Boşanma davalarında maddi ve manevi tazminat, kusuru daha ağır olan eşin, diğer eşe ödeyeceği meblağı ifade eder. Çekişmeli boşanma davalarında maddi veya manevi tazminata hükmedilebilmesi için, talepte bulunan tarafın, karşı tarafın kusurlu davranışlarını(örneğin hakaret, fiziksel şiddet veya aldatma gibi) ispatlamış olması şart koşulmaktadır.
Türk Medeni Kanunumuzun 174. Maddesine Göre: "Mevcut veya beklenen menfaatleri boşanma yüzünden zedelenen kusursuz veya daha az kusurlu taraf, kusurlu taraftan uygun bir maddî tazminat isteyebilir. Boşanmaya sebep olan olaylar yüzünden kişilik hakkı saldırıya uğrayan taraf, kusurlu olan diğer taraftan manevî tazminat olarak uygun miktarda bir para ödenmesini isteyebilir."
Anlaşmalı boşanma davasında da, tarafların kendi aralarında anlaşmaları ve tazminat hususunun protokolde düzenlenmiş olması şartıyla, çekişmeli boşanma davasında olduğu gibi maddi ve manevi tazminata hükmedilebilmektedir. Dolayısıyla anlaşmalı boşanma davasında maddi ve manevi tazminata hükmedilebilmesi için, tarafların kusur durumunun tespiti gerekmemektedir. Taraflar arasında maddi ve manevi tazminat ödenmesi ile söz konusu tazminatın miktarı konusunda anlaşma bulunması yeterlidir.
Anlaşmalı boşanma davasında talep edilmeyen maddi tazminat ve manevi tazminata ilişkin olarak sonradan boşanma nedeniyle tazminat davası açılabileceği düşünülse dahi, anlaşmalı boşanma davasında kusur tespiti yapılmadığı için bu talebin reddi gerekecektir. Çünkü boşanmada maddi ve manevi tazminata hükmedilebilmesi için yukarıda açıklamış olduğumuz gibi kusur şartı aranmaktadır.
Boşanma nedeniyle maddi ve manevi tazminat hususuna ilişkin olarak detaylı bilgi edinmek için tıklayınız: Boşanmada Maddi ve Manevi Tazminat
Anlaşmalı Boşanma Davasında Mal Paylaşımı
Taraflar mahkemeye sunacakları protokolde malların paylaşımı hususunda tam bir uzlaşıya varmış olmalılardır. Ancak mal paylaşımı hususunda karara varılması zorunlu değildir, çünkü anlaşmalı boşanma davası sonrasında dileyen eş mal paylaşımı davası açarak eşler arasındaki mal rejiminin tasfiyesini isteyebilir. Yani anlaşmalı boşanma davasında mal paylaşımının gerçekleştirilmemesi halinde eşler, açıkça mal paylaşımından kaynaklı alacaklarından usulüne uygun bir şekilde feragat etmedikleri müddetçe, mal rejiminden kaynaklı alacaklarından feragat etmiş sayılmazlar ve sonradan 10 yıllık zamanaşımı süresi içerisinde mal paylaşımı davası açabilirler.
Ancak feragat edilecekse de, anlaşmalı boşanma protokolünde "tarafların karşılıklı mal paylaşımı alacakları yoktur" şeklinde genel ifadeler, Yargıtay'ın yerleşik içtihatlarına göre paylaşımın yapılmış olduğuna dair hüküm teşkil etmemektedir. Bu nedenle sonradan çok büyük hak kayıpları yaşanabilmekte, aslında anlaşma esnasındaki amacı bazı mallardan feragat etmek olan birçok kimse sonradan mal paylaşımı davası açarak bu hakkını talep edebilmektedir. Zaten anlaşmalı boşanma davalarında mutlaka alanında uzman bir boşanma avukatı ile çalışılmasını tavsiye etmemiz de tam olarak bu sebepten kaynaklanmaktadır.(Bakınız: Yargıtay 8. Hukuk Dairesi 2013/1752 E. 2013/12778 K. Sayılı ve 23.09.2013 tarihli kararı ve Yargıtay 8. Hukuk Dairesi 2017/9765 E. 2017/11128 K. Sayılı ve 20.09.2017 tarihli kararı)
Anlaşmalı boşanma protokolünde mal paylaşımına ilişkin olarak devir, ödeme, ödemelerin taksitlendirilmesi, ödemelerin vadelere bölünmesi, mal rejimine dahil olan malları satışı, satış bedelinin eşler arasında paylaştırılması ve diğer eşin payından mahsup edilmesi vb. hükümler düzenlenebilir. Ancak tüm bu hükümler, en ufak bir hata payına el verilmeden, icra edilebilir nitelikte ve yoruma kapalı olarak, hukuki bir dil ile düzenlenmelidir. İcra edilebilir nitelikte düzenlenmeyen hükümler, her ne kadar mahkeme tarafından gözden kaçırılsa ve hükme bağlanmayacak olsalar da, bu hükümlerin icrası açısından sıkıntı yaşanabileceği ve bu nedenle taraflar arasında başkaca davalar açılmasının gerekebileceği dikkate alınmalıdır.
Boşanmada mal paylaşımı konusuna ilişkin olarak detaylı bilgi edinmek için tıklayınız: Boşanmada Mal Paylaşımı
Anlaşmalı Boşanma Davasında Eşyaların Durumu
Anlaşmalı boşanma davalarında, sunulan protokolde eşyaların paylaşılmış olması gerekir. Taraflar, eşyaları paylaştıklarına yahut ne şekilde paylaşacaklarına dair hususu protokolde usule ve esasa uygun olarak düzenlemelidir. Aksi durumda hak kaybı yaşayabileceklerdir. Boşanma davasında ev eşyalarının paylaşılması, aynen paylaşım veya nakdi paylaşım olarak gerçekleştirilebilir. Bu noktada da tarafların sözleşme iradesi ön planda tutulur.
Anlaşmalı Boşanma Davasında Ziynet Eşyaları
Ziynet eşyası, düğünde takılan para, bilezik, altın vb. takılar ve verilen hediyeleri ifade etmek için kullanılan bir terimdir. Yargıtay'ın yerleşik içtihatları uyarınca, birkaç istisnai durumun varlığı ve bu istisnai durumların ispatının sağlanması halleri haricinde(genel kuralın aksini gerektiren yerel örf ve adetler ya da taraflar arasında anlaşma) ziynet eşyalarının tümünün kural olarak niteliği gereği kadına ait oldukları kabul edilmektedir. Ancak eğer boşanma protokolü hazırlanırken kadın eş tarafından ziynet eşyalarından feragat edildiği açıkça belirtilmişse, ziynet eşyalarının erkek eşte kalması mümkündür. Yani ziynet eşyalarına ilişkin olarak da, tarafların sözleşme özgürlüğü kapsamında hareket ettiğinin kabulü gerekir ve bu iradeleri uyarınca hüküm kurulur.
Ziynet eşyaları, mal rejiminin tasfiyesi gibi anlaşmalı boşanma sonrasında ayrıca açılacak olan bir düğün takıları davası ile talep edilebilir. Bu anlamda ziynet eşyasının boşanmanın ferilerinden olmaması ve ziynet eşyalarına ilişkin talebin kabulü için tazminat ve yoksulluk nafakasında olduğu gibi kusur aranmıyor olması dikkate alınır. Dolayısıyla taraflar ziynet eşyalarına ilişkin haklarından açıkça feragat etmiş olmadıkça, anlaşmalı boşanma protokolünde ziynet eşyalarına ilişkin hüküm bulunmaması hallerinde hak sahibi olan tarafça sonradan ziynet eşyalarının iadesine ilişkin dava açılabilir.
Anlaşmalı Boşanma Davasında Görevli Mahkeme
Anlaşmalı boşanma davalarında görevli mahkeme Aile Mahkemeleridir. Aile Mahkemelerinin bulunmadığı yerlerde ise Asliye Hukuk mahkemeleri davaya Aile Mahkemesi sıfatıyla bakacaklardır.
Anlaşmalı Boşanma Davasında Yetkili Mahkeme
Anlaşmalı boşanma davalarında yetkili mahkeme sorunu yaşanmamaktadır ve taraflar, diledikleri aile mahkemesinde ya da aile mahkemesi bulunmayan yerlerdeki asliye hukuk mahkemesinde(aile mahkemesi sıfatıyla davaya bakacaktır) anlaşmalı boşanmaya ilişkin dava açabilirler. Çünkü zaten halihazırda taraflarca anlaşmalı olarak boşanılmakta olduğu için yetki itirazında da bulunulmayacaktır.
Anlaşmalı Boşanma Kararı Nasıl Kesinleştirilir?
Anlaşmalı boşanma kararının kesinleşmesi için boşanmaya dair gerekçeli kararın tebliğe çıkarılması ve kesinleşme şerhinin düşülmesi ile kararın nüfusa gönderilmesi gerekmektedir. Anlaşmalı boşanma avukatı, tüm bu süreçleri de anlaşmalı boşanmanın bir parçası olarak müvekkilleri adına yürütür. Anlaşmalı boşanmanın kesinleştirilmemesi halinde taraflar halen daha hukuken evli olarak kabul edilir ve boşanma hususu nüfusa işlenmeyeceği gibi başkasıyla da evlenemezler.
Anlaşmalı boşanma davasında verilen kararın kesinleştirilmesine ilişkin olarak detaylı bilgi edinmek için konuya ilişkin makalemizi inceleyebilirsiniz: Anlaşmalı Boşanma Davasında Verilen Kararın Kesinleştirilmesi
Anlaşmalı Boşanma Davasında Protokol Nasıl Hazırlanır?
Anlaşmalı boşanma davasında, taraflarca anlaşma olgusunu ispatlayan ve anlaşmaya dair hususları açıkça ortaya koyan yazılı bir anlaşmalı boşanma protokolü düzenlenir ve mahkemeye sunulur. Hakim tarafların anlaştığı hususları bizzat uygulamak durumunda olmayıp, tarafların ve çocukların menfaatleri doğrultusunda gerekli gördüğü değişiklikleri yapma hakkına sahiptir. Tarafların bu değişiklikleri kabul etmelerinin sonucunda boşanmaya hükmolunur.
Anlaşmalı boşanma protokolünde; nafakaya, maddi ve manevi tazminata, mal paylaşımına, ev eşyalarının paylaşımına, velayete, ziynet eşyalara ve müşterek konutun boşanma sonrasında hangi eş tarafından kullanılacağına dair hususlar açık ve şüpheye mahal bırakmayacak şekilde düzenlenmelidir. Böylece ileride doğacak uyuşmazlıkların önüne geçilmesi sağlanır. Nitekim protokolde yer almayan yahut bahsedilmeyen mal paylaşımı, nafaka, ziynet ve mehire dair unsurlara dair ileride uyuşmazlıklar doğabilmekte ve mahkemeye başvurulabilmektedir. Bu durumda tarafların anlaşmalı boşanma ile elde ettikleri menfaatler(davanın kısa sürmesi ile tarafların aralarında meydana gelen ve uzun süren hukuki uyuşmazlıklar neticesinde maddi ve manevi zararların yaşanmaması gibi) fiilen ortadan kalkabilmektedir.
Anlaşmalı boşanma protokolü taraflarca hazırlanabilir ancak taraflar hukuk bilgileri olmadığı için protokolün hazırlanması sürecinde bazı konuları gözlerinden kaçırıp geri dönüşü olmayan hak kayıpları yaşayabilmektedirler. Bu sebeple mutlaka bir boşanma avukatından protokol hazırlanması konusunda yardım alınmasını tavsiye ederiz. Örnek protokol için bakınız.
Detaylı bilgi için anlaşmalı boşanma protokolünün nasıl hazırlanması gerektiğine dair makalemizi okuyabilirsiniz: Anlaşmalı Boşanma Protokolü Nasıl Hazırlanır
Avukatsız Anlaşmalı Boşanma Nasıl Olur?
Anlaşmalı boşanma davası sürecinin avukat yardımı olmaksızın gerçekleştirilmesi durumunda çok büyük hak kayıpları meydana gelebilmektedir. Anlaşmalı boşanma davaları basit bir süreç gibi görünse de, kişinin kendi kendisine cerrahi operasyon yapmasına benzer; özellikle boşanacak olan tarafların gelir durumları ve servetlerinin ortalamanın üzerinde olması durumunda milyonlarca liralık hak kayıpları, anlaşmalı boşanma protokolündeki hatalı hükümler nedeniyle yaşanabilmektedir. Bu nedenle her ne kadar anlaşmalı boşanma sürecinin avukat yardımı olmaksızın yürütülmesi mümkünse de, tavsiye edilmemektedir.
Yine de tarafların anlaşmalı boşanma sürecini avukatsız yürütmek istemeleri durumunda, aşağıdaki hususları dikkatle takip etmeleri ve hiçbir detayı gözden kaçırmamaları gerekir:
Anlaşmalı boşanma protokolü ve anlaşmalı boşanma dava dilekçesi hazırlanır, protokolde yer alması gereken asgari hususların yer alıyor olmasına özen gösterilmelidir,
Dava dilekçesi ve ekinde yer alan anlaşmalı boşanma protokolü mahkemeye sunulur ve gerekli harç ile masraf ödemeleri, boşanma dava dosyasına gerçekleştirilir.
Mahkeme dosyasının takibi sağlanır, mümkünse tensip zaptı çıkmadan önce mahkeme kalemi ile görüşülür ve duruşma günü alınır, aksi takdirde duruşma günü tensip zaptından öğrenilir.
Duruşma gününde taraflar bizzat duruşmaya katılır ve sözlü olarak protokolde yer alan hususları kabul ettiklerini onaylarlar.
Hakim tarafları dinler ve eğer gerekli görürse, protokolde yer alan hükümlerde gerekli gördüğü değişiklikleri yapabilir. Bu durumda tarafların hakim tarafından gerçekleştirilen değişiklikleri onaylamaları gerekir.
Duruşma tamamlandıktan sonra gerekçeli kararın yazılması beklenir.
Gerekçeli kararın yazılması akabinde gerekçeli kararın tebliğe çıkarılması istenir, acele bir durumun varlığı halinde taraflar elden tebliğ alabilir.
Gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 haftalık istinaf süresinin geçmesi beklenir.
İstinaf süresinin geçmesini istemeyen taraflar, istinaftan feragat dilekçesi verebilir. İstinaf kanun yoluna başvuru hakkından feragat edildiğine dair beyan, bazı mahkemeler tarafından kabul edilmekte, bazı mahkemeler tarafından ise iki haftalık istinaf süresinin dolması beklenmektedir.
İstinaf süresinin dolması akabinde karar istinaf edilmemişse, taraflardan herhangi biri boşanma dava dosyasına kesinleşme şerhinin düşülmesini ve kararın ilgili nüfus müdürlüğüne bildirilmesini talep etmesi gerekir.
Sıkça Sorulan Sorular
Anlaşmalı Boşanma Davası Nasıl Açılır?
Anlaşmalı boşanma davası, anlaşmalı boşanma protokolünün dava dilekçesi ekinde aile mahkemesine sunulması ve gerekli harçlar ile masrafların mahkeme dosyasına yatırılması ile açılır. Bunun yanında, devam etmekte olan bir çekişmeli boşanma dava dosyasına da, yargılamanın her aşamasında anlaşmalı boşanma protokolü sunulabilir ve çekişmeli boşanma davası, anlaşmalı boşanma davasına dönüştürülebilir.
Avukatsız Anlaşmalı Boşanma Davası Nasıl Açılır?
Taraflar, maddi imkansızlıklar veya başkaca herhangi bir nedenle avukat yardımı olmaksızın anlaşmalı boşanma davası açmak istiyorlarsa, öncelikle boşanma, boşanmanın ferileri(nafaka, tazminat, velayet), ziynet eşyaları ve boşanmada mal paylaşımı gibi hususlara ilişkin olarak sahip oldukları yasal haklarının neler olduğunu detaylı bir şekilde araştırmalı ve bu araştırmaya uygun olarak anlaşmalı boşanma protokolü düzenlemelidir. Anlaşmalı boşanma protokolündeki en küçük bir eksiklik veya dikkatsizlik dahi çok büyük hak kayıplarına sebebiyet verebilmektedir.
Anlaşmalı Boşanma Şartları Nelerdir?
Anlaşmalı boşanma davasının açılabilmesinin ve kabulünün şartlarını şu şekilde sayabiliriz: Taraflar arasındaki evlilik birliğinin kurulması akabinde en az bir yıl geçmiş olmalı, eşler arasında boşanma ve boşanmanın mali sonuçları ile müşterek çocuklara ilişkin olarak anlaşma sağlanmış olmalı, davaya ilişkin gerekli tüm harç ve masraflar yatırılmış olmalı, taraflar duruşma günü bizzat katılım göstermeli ve anlaşmalı boşanma protokolünde yer alan hususları sözlü olarak da onaylamalı ve hakim tarafından tarafların ve müşterek çocuğun menfaati gözetilerek anlaşma şartlarında değişik yapılırsa, bu değişiklik taraflarca kabul edilmiş olmalıdır.
Anlaşmalı Boşanma Davası Avukat Ücreti Ne Kadardır?
Anlaşmalı boşanma davasında avukatlık ücreti, 21 Eylül 2023 günü yayınlanan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi'ne göre 17.900 Türk Lirasından az olmamak üzere belirlenir. Avukatların AAÜT'de yer alan bu ücretin altında avukatlık ücreti almaları, Avukatlık Kanunu'na aykırı olacağı gibi ayrıca disiplin suçu teşkil edecektir. 2023 yılı için Ankara Barosu tarafından yayınlanan Avukat-İş Sahibi Arasındaki En Az Ücret Çizelgesine Göre ise anlaşmalı boşanma davaları için tavsiye edilen en az ücret, 34.500 Türk Lirası şeklindedir.
Anlaşmalı Boşanma Davası Mahkeme Masrafları Ne Kadardır?
Anlaşmalı boşanma davası mahkeme masrafları, 2023 yılı için 1.000 - 2.000 Türk Lirası aralığında değişmektedir. Ancak unutulmamalıdır ki, farklı durumlar farklı masraflara sebebiyet verebilmektedir. Örneğin: Karşı tarafın yabancı ülke vatandaşı olması ve anadilinin farklı olması durumunda yeminli tercüman bilirkişinin görevlendirilmesi gerekeceği için bu masraflar artış gösterebilir. Dolayısıyla her somut olay, kendi özelinde değerlendirilmelidir.
Tek Celsede Boşanma Nasıl Olur?
Anlaşmalı boşanma davası, bir aksilik çıkmaması durumunda tek celsede sonuçlanan bir dava türüdür. Hakim boşanma protokolünü inceler, tarafları duruşmaya davet eder ve duruşmada tarafların anlaşma iradelerine ilişkin olarak sözlü beyanlarını aldıktan sonra boşanmaya karar verir.
Anlaşmalı Boşanma Davası Ne Kadar Sürer?
Anlaşmalı boşanma davaları davanın işleyişine, sürecin profesyonel bir şekilde takip edip edilmediğine, davanın görülmekte olduğu mahkemenin iş yüküne ve başkaca diğer hususlara göre değişiklik gösterebilmekle birlikte genellikle 1-3 ay arası bir sürede sonuçlanabilmektedir.
Anlaşmalı Boşanma Protokolü Nasıl Düzenlenmelidir?
Anlaşmalı boşanma protokolü: Açık, net ve icra edilebilir nitelikte düzenlenmelidir. Anlaşmalı boşanma protokolünde yer alan en küçük bir eksiklik veya hatanın, geri dönülmesi imkansız hak kayıplarına sebebiyet verebilecek nitelikte sonuçlar doğurabileceği unutulmamalıdır. Tabii müşterek çocukların velayeti ve iştirak nafakası gibi kamu düzenine ilişkin hususlar, anlaşmalı boşanma protokolünde düzenlenmemiş olsalar bile sonradan dava konusu edilebilirler.