Delil Hukuk Bürosu
Makale İçeriği:
Anlaşmalı Boşanma Davası Nedir?
Boşanma davaları, anlaşmalı boşanma davası veya çekişmeli boşanma davası olarak görülebilmektedir. Çekişmeli boşanma davalarında taraflar arasında boşanma iradesi, boşanmada kusur tespiti, boşanmanın ferileri(nafaka, velayet ve tazminat), ziynet eşyaları, ev eşyalarının paylaşımı ve evlilik birliğinin süresi içerisinde edinilmiş olan malvarlıklarının paylaşımı gibi boşanmaya dair konulara ilişkin olarak husumet bulunmaktadır. Bu nedenle taraflar iddialarını hukuka uygun deliller ile ispatlamakla yükümlüdür. Dolayısıyla çekişmeli boşanma davalarında usulüne uygun bir yargılama süreci yürütülür ve istinaf ile temyiz süreleri ile birlikte çekişmeli boşanma davaları ortalama 3-5 sene kadar sürebilmektedir.
Ancak anlaşmalı boşanma davalarında taraflar boşanma ve boşanma ile ilgili diğer hususlar üzerinde anlaşmaya varırlar ve bu anlaşmalarını "anlaşmalı boşanma protokolü" adı verilen yazılı bir belge ile imza altına alırlar. Anlaşmalı boşanma davalarında tarafların anlaşmalı boşanma dilekçeleri ekinde sundukları anlaşmalı boşanma protokolünde yer alan hususları sözlü olarak kabul ettiklerini aile mahkemesi hakimine beyan edecekleri tek bir duruşma yapılır ve anlaşmalı boşanma süreci, çekişmeli boşanma davalarından oldukça kısa bir sürede: Mahkemenin iş yüküne göre değişecek bir şekilde ortalama 1 ila 3 aylık bir süre içerisinde sona erer.
Anlaşmalı boşanma davaları, esasen evlilik birliğinin sarsılması(şiddetli geçimsizlik) nedeniyle anlaşmalı boşanma: Türk Medeni Kanunumuzun 166. maddesinin 3. fıkrasında düzenlenmiştir.
Türk Medeni Kanunumuzun 166/3. Maddesine Göre: "Evlilik en az bir yıl sürmüş ise, eşlerin birlikte başvurması ya da bir eşin diğerinin davasını kabul etmesi hâlinde, evlilik birliği temelinden sarsılmış sayılır. Bu hâlde boşanma kararı verilebilmesi için, hâkimin tarafları bizzat dinleyerek iradelerinin serbestçe açıklandığına kanaat getirmesi ve boşanmanın malî sonuçları ile çocukların durumu hususunda taraflarca kabul edilecek düzenlemeyi uygun bulması şarttır. Hâkim, tarafların ve çocukların menfaatlerini göz önünde tutarak bu anlaşmada gerekli gördüğü değişiklikleri yapabilir. Bu değişikliklerin taraflarca da kabulü hâlinde boşanmaya hükmolunur. Bu hâlde tarafların ikrarlarının hâkimi bağlamayacağı hükmü uygulanmaz."
Bu kanun hükmünde yer alan şartların sağlanması halinde taraflar serbest iradeleriyle anlaşmalı olarak boşanabilirler.
Bu makalemizin devamında spesifik olarak anlaşmalı boşanma davalarında velayet hususunun belirlenmesine değineceğiz. Boşanma davaları hakkında genel olarak bilgi edinmek için aşağıdaki linklere tıklayarak konuya ilişkin makalelerimizi inceleyebilirsiniz:
Velayet Nedir?
Velayet, Türk Dil Kurumu sözlüğümüzde "velilik, otorite, yetke" olarak tanımlanan Arapça kökenli bir sözcüktür. Aynı zamanda velayet, Türk Medeni Kanunumuzun 335. maddesi ve devamında, anne ve baba ile çocuk arasındaki hukuki statüyü tanımlamak için kullanılan bir hukuki müessesedir. Buna göre ergin olmayan çocuk, aksini gerektiren yasal bir sebep olmadıkça anne ve babanın velayeti altındadır. Ergin olmak, 18 yaşını doldurmuş olmak anlamına gelmektedir. Aynı madde hükmünde ifade edilmiş olduğu üzere, ergin olmasına rağmen herhangi bir sebeple kısıtlanmasına karar verilen kişiler de hakim tarafından ayrıca vasi atanmasına gerek görülmemesi halinde anne ve babanın velayeti altında kabul edilirler.
Türk Medeni Kanunumuzun 335. Maddesine Göre: "Ergin olmayan çocuk, ana ve babasının velâyeti altındadır. Yasal sebep olmadıkça velâyet ana ve babadan alınamaz. Hâkim vasi atanmasına gerek görmedikçe, kısıtlanan ergin çocuklar da ana ve babanın velâyeti altında kalırlar."
Türk Medeni Kanunumuzun 336. maddesine göre evlilik devam ettiği sürece velayet hakkı ve yetkisi anne ve baba tarafından, birlikte kullanılır. Ancak ortak hayatın sona ermesi, ayrılığa karar verilmesi halinde hakim tarafından velayet eşlerden birine verilebilir. Boşanma durumunda ise velayet, çocuk hangi eşe bırakılmışsa o eşe ait olur. Dolayısıyla boşanma davası akabinde velayet hakkı, kanun gereği eşlerden birine bırakılır ve aksini gerektiren bir durum yoksa, diğer eş lehine müşterek çocukla kişisel ilişki kurulmasına ilişkin hüküm tesis edilir.
Anlaşmalı Boşanma Davasında Velayet Nasıl Belirlenir?
Anlaşmalı boşanma davasında taraflar, velayet hususunun belirlenmesine ilişkin olarak serbestçe iradelerini beyan edebilirler. Taraflar arasında velayete dair anlaşma sağlanması halinde hakim tarafından taraf iradelerine uygun olarak hüküm kurulur. Taraflar, anlaşmalı boşanma protokolü ile velayet hususunu da kanuni sınırlamalar dahilinde serbestçe tayin edebilmektedir. Ancak velayet hususu kamu düzenine ilişkin olduğundan dolayı hakim tarafından resen dikkate alınabilir ve anlaşmalı boşanma protokolünden farklı bir velayet düzenlemesine de hükmedilebilir. Zaten Türk Medeni Kanunumuzun 166. maddesinin anlaşmalı boşanma davasını düzenleyen 3. fıkrasında hakimin tarafların ve çocukların menfaatlerini göz önünde tutmak suretiyle protokolde değişiklikler yapabileceği hususu "Hâkim, tarafların ve çocukların menfaatlerini göz önünde tutarak bu anlaşmada gerekli gördüğü değişiklikleri yapabilir. Bu değişikliklerin taraflarca da kabulü hâlinde boşanmaya hükmolunur." şeklinde açıkça ifade edilmiştir.
Hakimin bu müdahalesi, uygulamada genellikle kendisini iştirak nafakası ve ortak velayet gibi hususlara ilişkin olarak göstermektedir. Bu tip detay hususlara makalemizin devamında kendi alt başlıkları altında değineceğiz.
Anlaşmalı Boşanmada İştirak Nafakası
Evlilik birliğinin tarafları, boşanmış olsalar dahi müşterek çocukların giderlerine gelirleri oranında katılmakla mükelleftir. Anlaşmalı boşanma davası, taraf iradelerine uygun olarak gerçekleştirilecek olsa dahi yukarıda bahsetmiş olduğumuz üzere bazı hallerde hakimin protokolde yer alan hükümlere müdahalesi mümkün olabilmektedir. İştirak nafakası da genellikle bu durumlardan birisi olmaktadır.
İştirak nafakası: Çocuğun velayeti kendisine bırakılmamış olan tarafın, diğer tarafa çocuğun bakım, eğitim vb. giderleri için ödeyeceği nafaka türüdür. Anlaşmalı boşanma davalarında kimi zaman taraflarda nafaka ödenmeyeceğine ilişkin hükümlere yer verilse dahi, hakim tarafından düşük bir tutar da olsa iştirak nafakası ödenmesi konusunda anlaşmaları için taraflara baskı yapılabilmektedir. Dolayısıyla eğer taraflarca iştirak nafakası ödenmemesi yönünde anlaşmaya varılmış olsa dahi, anlaşmalı boşanmanın riske edilmemesi için en azından düşük bir tutar da olsa iştirak nafakasına yer verilmesi ya da bu hususun hakim tarafından dile getirilmesi ihtimalinin beklenti dışı bırakılmaması tavsiye edilmektedir.
Anlaşmalı Boşanmada Ortak Velayet
Anlaşmalı boşanma davalarında velayet hususuna ilişkin olarak uygulamada sıklıkla karşılaşılan bir diğer durum da: Taraflarca anlaşmalı boşanma protokolünde ortak velayet düzenlemesi yapılmasıdır. Ülkemizin hukuk sisteminde kanuni bir dayanağı bulunmayan ortak velayet, anlaşmalı boşanma protokolünde taraflarca düzenlendiğinde, bazı hakimler bu düzenlemeyi kabul etmeyip tarafları seçim yapmaya zorlayabilmektedir. Burada her ne kadar taraf iradesini canlı tutmak, daha tercih edilebilir bir seçenek olarak görünüyor olsa da, düzenlemeyi kabul etmeyen hakimlerin hukuken ciddi haklılık payları olduğunu kabul etmemiz gerekir.
Çünkü örnek verecek olursak: Taraflar arasında çocuğun okul kaydına ilişkin olarak çıkan bir uyuşmazlıkta çocuğun kaydının gerçekleşmesi açısından problem doğabilir ve bu halde yeni bir velayet davası açılana ve geçici velayet kararı alınana kadar çocuğun okul kaydı gerçekleştirilemeyebilir. Bu gibi nedenlerle hakimlerin bir kısmı ortak velayeti kabul etmemekte ve duruşmada tarafları velayete ilişkin olarak bir seçim yapmaya yönlendirebilmektedir. Dolayısıyla ortak velayete dair anlaşma sağlayan tarafların duruşmaya gitmeden önce bu ihtimal üzerine de düşünmeleri tavsiye edilmektedir.
Sıkça Sorulan Sorular
Anlaşmalı Boşanmada Velayet Babaya(Erkek Eşe) Verilebilir Mi?
Anlaşmalı boşanma davasında boşanma ve ferilerine(tazminat, velayet, nafaka) ilişkin olarak taraf iradelerine uygun olarak hüküm kurulur. Dolayısıyla anlaşmalı boşanma yoluyla müşterek çocuğun/çocukların velayetinin babaya verilmesi mümkündür.
Anlaşmalı Boşanmada Çocuk, Annenin Soyadını Alabilir Mi?
Anlaşmalı boşanma ile çocuğun doğrudan soyadının değiştirilmesi mümkün değildir. Çünkü çocuk, davanın tarafı değildir. Çocuğun soyadının değiştirilmesi için velayet kendisine bırakılan anne tarafından çocuğun soyadının değiştirilmesine ilişkin dava açılması gerekecektir.
Anlaşmalı Boşanma Sonrasında Velayet Davası Açılabilir Mi?
Anlaşmalı boşanma davasında velayet hususunun belirlenmesi, velayete ilişkin olarak sonradan değişiklik yapılamayacağı anlamına gelmez. Velayet ve iştirak nafakası gibi çocuğu ilgilendiren hususlar, kamu düzenine ilişkindir ve "çocuğun üstün yararı ilkesi" gereği her zaman dava konusu edilebilir. Dolayısıyla şartların oluşması durumunda anlaşmalı boşanma davasından sonra velayet davası açılması mümkündür.
Anlaşmalı Boşanma Davasında Hakim, Velayete İlişkin Olarak Farklı Karar Verebilir Mi?
Anlaşmalı boşanmada hakim, TMK 166/3. maddesinde yer alan açık hüküm gereğince anlaşmalı boşanma protokolünde yer alan hükümler üzerinde taraflar ve/veya çocukların menfaatlerini gözeterek değişiklik yapabilir. Bu değişikliklerin taraflarca kabul edilmesi halinde anlaşmalı boşanma gerçekleşmiş olur.