Delil Hukuk Bürosu
Whatsapp, İnstagram, Facebook, Tiktok, Twitter, Tinder, Happn gibi sosyal medya uygulamaları ile arkadaşlık site ve uygulamaları çoğu zaman aldatma ve benzeri sadakatsiz davranışın ya da en azından güven sarsıcı davranışların gerçekleştirildiği mecralar olabiliyor. Ancak bu tip uygulamaların ve arkadaşlık sitelerinin boşanma davalarındaki kullanımı açısından çeşitli problemler yaşanabiliyor. Bu makalemizde kısaca bu hususlara değineceğiz.
Makale İçeriği:
Boşanma Davasında Niçin Sosyal Medya İçerikleri Kullanılır?
Boşanma davasında sosyal medya yazışma ve içeriklerinin kullanılması birçok farklı sebeple gerçekleştiriliyor olabilir. Örneğin, bir kişi eşinin kendisine hakaret ettiğini; psikolojik, fiziksel, ekonomik veya cinsel şiddet uyguladığını, kendisini aldattığını veya boşanma davasında ileri sürdüğü başkaca hususları ispat etmek için sosyal medya yazışma ve içeriklerini mahkemeye sunabilir.
Bu durumun temel sebebi, özellikle çekişmeli boşanma davaları açısından boşanmak isteyen tarafın, eşine kusur atfetmesi ve bu kusurlu davranışın gerçekleşmiş olduğunu ispat etmesi gerekir. Bu nedenle boşanma davasının açılması ve işleyişini doğru kavramak gerekmektedir.
Boşanma Davasının Açılması ve İşleyişi
Boşanma davası, dava dilekçesinin görevli ve yetkili mahkemeye sunulmasıyla açılır. Bu davalar anlaşmalı veya çekişmeli olarak görülebilmektedir. Anlaşmalı boşanma davasında istisnai bir durum olmadıkça, 1-2 ay içerisinde ve tek celsede, anlaşmalı boşanma protokolünde yazıya dökülmüş olan taraf iradelerine uygun olarak boşanmaya hükmedilir.
Çekişmeli boşanma davasında ise tarafların birbirlerini itham etmek suretiyle karşı tarafın kusurunu ispat etmesi gerekmektedir, aksi takdirde boşanmaya hükmedilmeyebilir. Bu nedenle usule veya esasa ilişkin bu tip detay hususların mutlaka alanında uzman Ankara boşanma avukatı aracılığıyla yürütülmesi tavsiye edilir. Zaten whatsapp, instagram vb. uygulamalardaki yazışmalar da karşı tarafa kusur atfetmek amacıyla kullanılmakta olan delillerdir.
Boşanma davasının nasıl açılacağı hakkında detaylı bilgi için tıklayınız: Boşanma Davası Nasıl Açılır?
Boşanma Davasında Nasıl Hüküm Kurulur?
Boşanma davasında hakim, tarafların birbirlerine yönelttikleri beyanları, dava dosyasına sunulan deliller ile birlikte inceler ve hangi tarafın boşanmada daha kusurlu olduğuna ilişkin olarak, hukuki usul ve esaslar çerçevesinde kendi takdirini kullanır.
Eğer taraflarca ileri sürülen bir hususu ispatlamaya ilişkin olarak yeterli ve elverişli delil yok ise, hakim tarafından yalnızca taraf beyanlarına dayalı olarak hüküm kurulması mümkün değildir. Bu nedenle boşanma davasının reddine karar verilebilir.
Boşanma davalarında velayet ve iştirak nafakası gibi kamu düzenine ilişkin hususlar haricinde taraflarca getirilme ilkesi ön plandadır. Taraflarca getirilme ilkesi, taraflarca talep edilmeyen hususlara ilişkin olarak hakim tarafından hüküm kurulamaması ve taraflarca dosya muhteviyatına kazandırılmamış olan delillerin hakim tarafından değerlendirilmeye alınmaması sonucunu doğurmaktadır. Bu nedenle taraflar, beyanlarını bu konseptin bilincinde olarak ileri sürmeli, sonrasında da ileriye sürmüş oldukları bu beyanları ispata elverişli delilleri de süresi içerisinde ve usule uygun bir şekilde sunmalıdır.
Boşanma davalarında hakim, Hukuk Muhakemeleri Kanunumuz uyarınca usule ilişkin kuralları işletir, duruşmaları yürütür ve tahkikatın sonunda tüm eksik hususların giderilmesi akabinde toplanılan deliller ile ileri sürülmüş olan beyanları karşılaştırmak suretiyle karara varır.
Bu nedenle boşanma davalarında en iyi boşanma avukatı tarafından kurulacak olan stratejinin, üçlü bir sacayağı üzerine yerleştirilmesi gerekir: Beyanlar, deliller ve içtihatlar. Beyanlar, Yargıtay'ın boşanma davalarına ilişkin olarak vermiş olduğu içtihatlar dikkate alınarak ileri sürülmeli ve hukuka uygun delillerle ispatlanmalıdır.
Boşanma Davasında Hukuka Uygun Deliller
Çekişmeli boşanma davalarında deliller, vakaların ispatında kullanılır. Çekişmeli olmayan ve tarafların üzerinde anlaşma sağladıkları hususların ispatı için delil sunulmasına gerek yoktur, zira zaten taraf iradeleri esas alınır. Ancak çekişmeli olan ve taraflar arasında anlaşmazlık yaratan hususların hukuka uygun deliller ile ispatı gerekir.
Hukuk Muhakemeleri Kanunumuzun 190. Maddesine Göre: "İspat yükü, kanunda özel bir düzenleme bulunmadıkça, iddia edilen vakıaya bağlanan hukuki sonuçtan kendi lehine hak çıkaran tarafa aittir."
Boşanma davasında hukuka uygun deliller, Hukuk Muhakemeleri Kanunumuz ve Türk Ceza Kanunumuz gibi mevzuat hükümleri dikkate alınmak suretiyle ele alınır ve vakaların ispatı açısından elverişli olup olmadıkları hususu, her yargılamada görevli ve yetkili mahkeme tarafından takdir edilir.
Boşanma davalarında hukuka uygun birçok delil sayılabilir: Banka dekontları ve banka hesap dökümleri, mesajlaşma ekran görüntüleri, telefon arama ve kısa mesaj(SMS) kayıtları, tanık beyanı, uzman görüşü, bilirkişi raporu, düğün CD'leri ve nüfus kayıtları bu delillerin başında gelir. Ancak hukuka aykırı delillerin sunulması halinde, bu delillerin ileri sürülen vakıaların ispatına elverişli olarak kabul edilmesi ve hukuka aykırı olan bu delillere dayanılarak hüküm kurulması mümkün değildir.
Hukuk Muhakemeleri Kanunumuzun 189. Maddesine Göre: "Taraflar, kanunda belirtilen süre ve usule uygun olarak ispat hakkına sahiptir. Hukuka aykırı olarak elde edilmiş olan deliller, mahkeme tarafından bir vakıanın ispatında dikkate alınamaz. Kanunun belirli delillerle ispatını emrettiği hususlar, başka delillerle ispat olunamaz. Bir vakıanın ispatı için gösterilen delilin caiz olup olmadığına mahkemece karar verilir."
Yukarıda alıntılamış olduğumuz HMK 189. maddesinin 2. fıkrasından açıkça anlaşıldığı üzere, hukuka aykırı delillerin herhangi bir vakıanın ispatında dikkate alınamayacağı açıktır. İzinsiz elde edilmiş olan ses ve görüntü kayıtları da hukuka aykırıdır ve hatta yukarıda da bahsetmiş olduğumuz gibi, Türk Ceza Kanunumuzda yer alan özel hayatın gizliliğini ihlal suçu, haberleşmenin gizliliğini ihlal suçu vb. suç tiplerinin de meydana gelmesine sebebiyet verebilecek nitelikte sonuçlar doğurabilmesi mümkündür.
Sosyal medya uygulamaları üzerinden gerçekleştirilen mesajlaşma vb. etkileşimlerin hukuka aykırı olup olmadıkları, her somut olay açısından ayrıca değerlendirmeye tabii tutulması gereken bir konudur.
Boşanma Davasında Sosyal Medya Uygulaması Yazışmalarının Kullanılması
Boşanma davasında Facebook, İnstagram, Whatsapp, Twitter vb. uygulama içeriklerinin delil olarak kullanılması, her somut olay açısından ayrı ayrı değerlendirilir. Eğer ortada bir delil yaratma durumu söz konusu ise ve bu durum ispatlanırsa, söz konusu bu delilin hükme esas alınması mümkün olamayacaktır. Örneğin bir kişinin, açacağı boşanma davasını kazanmak amacıyla eşine ait sosyal medya hesabı üzerinden 3. kişilerle yazışma yapıp bunların ekran görüntüsünü alması, delil yaratma anlamına gelecektir ve hüküm kurulurken dikkate alınmayacaktır.
Ancak bir kişinin, ekran kilidi açık unutulmuş olan eşine ait telefon, bilgisayar vb. teknolojik bir cihazdaki uygulama içeriklerinin ekran görüntüsünü alması ve bu görüntüleri kendisine aktarması halinde herhangi bir hukuka aykırılık mevcut olmayacaktır. Yargıtay Hukuk Genel Kurulu'nun 25.09.2002 tarihli ve 2002/2-617 E., 2002/648 K. sayılı kararında: Eşler arasında özel hayat alanının daha dar yorumlanması gerektiği ve bir eşin, diğer ele ait olup da müşterek konutta bulduğu fotoğraf, mektup, günlük vb. şeyleri mahkemeye delil olarak sunması halinde bu delillerin hukuka aykırı kabul edilemeyeceği ifade edilmiştir.
Sosyal medya içeriklerinin boşanma dava dosyasına delil olarak sunulması halinde, söz konusu bu içeriklerin hukuka aykırı olarak elde edilmiş olduğu ya da yaratılmış oldukları iddia edilecek olursa, dosyaya sosyal medya içeriklerini sunmuş olan eşin bu içerikleri nasıl elde etmiş olduğunu açıklaması gerekecektir.(Bakınız: Yargıtay 2. Hukuk Dairesi 2022/1110 E. ve 2022/2657 K. sayılı kararı)
Boşanma Davasında Sosyal Medya Yazışma ve İçerikleri Nasıl Sunulur?
Sosyal medya yazışma ve içerikleri, operatörden istenilecek olan telefon arama veya kısa mesaj(SMS) kayıtları gibi ilgili sosyal medya şirketine mahkeme kanalıyla müzekkere yazdırılarak dosyaya kazandırılabilen delillerden değildir. Çünkü başta Meta(Facebook, İnstagram ve Whatsapp uygulamalarının çatı şirketi) grubu olmak üzere bu sosyal medya firmaları tarafından, söz konusu içeriklerin mahkemeye gönderilmesi talebi: Bu içeriklerin, kullanıcıların kişisel verileri olmalarından dolayı kabul edilmemektedir.
Dolayısıyla sosyal medya yazışma ve içeriklerinin sunulabilmesi uygulamada ancak ekran görüntüleri ile mümkün olabilmektedir. Daha sonra bu ekran görüntüleri CD veya USB Flash Bellek gibi veri taşıma araçlarına depolanabilir ya da çıktıları alınabilir.
Sıkça Sorulan Sorular
Boşanma Davasında WhatsApp Yazışmaları Kullanılabilir mi?
Whatsapp adlı uygulama, merkezi ABD'de bulunan Meta adlı firmaya aittir ve bu firma tarafından Türkiye Cumhuriyeti mahkemelerinden gönderilen müzekkere yazılarına yönelik olarak hüküm kurmaya elverişli bir geri dönüş yapılmamaktadır. Ancak Whatsapp yazışmalarına dair hukuka uygun olarak elde edilmiş olan ekran görüntüleri kullanılabilmektedir.
Boşanma Davasında Facebook Yazışmaları Kullanılabilir mi?
Facebook da Whatsapp gibi Meta grubuna ait olan bir uygulamadır ve bu uygulamada yer alan mesajlaşma içeriklerine ilişkin olarak Türkiye Cumhuriyeti Mahkemelerinden gönderilen müzekkere yazılarına yönelik olarak hüküm kurmaya elverişli bir geri dönüş yapılmamaktadır. Bununla birlikte, söz konusu içeriklerin ekran görüntülerinin hukuka aykırı yollarla elde edilmemiş olması halinde mahkemeye sunulmaları önünde de herhangi bir engel bulunmamaktadır.
Boşanma Davasında İnstagram DM'leri Kullanılabilir mi?
İnstagram da Facebook ve Whatsapp gibi Meta grubuna ait uygulamalardan birisidir ve mahkeme kanalıyla gönderilecek olan müzekkere yoluyla İnstagram mesajları ve paylaşımlarının boşanma dava dosyasına kazandırılması mümkün olamamaktadır. Ancak hukuka aykırı olmayan yollarla elde edilmiş olan ekran görüntüleri, boşanma davasında mahkemeye sunulabilir.
Boşanma Davasında Twitter Mesajları Kullanılabilir mi?
Twitter adlı firmanın merkezi ABD'de bulunmaktadır ve bu firma tarafından Türkiye'de bulunan aile mahkemelerinin müzekkere yazılarına, hüküm kurmaya elverişli nitelikte geri dönüş yapılmamaktadır. Ancak Twitter içeriklerine dair hukuka aykırı olmayan yollarla elde edilmiş olan ekran görüntülerinin kullanılması mümkün olabilmektedir.
Boşanma Davasında Tinder, Happn vb. Uygulama Kayıtları Kullanılabilir mi?
Tinder ve Happn gibi uygulamalar, yalnızca sosyal medya uygulamaları değil, arkadaşlık ve flört uygulamalarıdır ve kişinin bu uygulamalarda hesabının bulunması dahi zina olmasa da en azından sadakatsizlik veya güven sarsıcı davranışı ispata elverişli olabilir. Ancak bu uygulamalar tarafından, kendilerine mahkeme yoluyla gönderilen müzekkerelere cevap verilmemektedir. Bu nedenle bu uygulamalar açısından da mahkemeye ekran görüntüleri sunulabilir.
Boşanma Davasında Sosyal Medya Yazışmalarının Kullanılmasına Dair Yargıtay Kararları
Sosyal medya görüntülerinin zinaya muhakkak gözüyle bakılmasını gerektirir nitelikte olması halinde zina nedeniyle boşanmaya karar verilmesi gerektiğine ilişkin karar,
Yargıtay 2. Hukuk Dairesi 2022/4815 E., 2022/6778 K. sayılı kararı
"...
...
...
Zina hukuki sebebine dayalı boşanma davalarında, dava hakkı olan eşin boşanma sebebini öğrenmesinden başlayarak altı ay ve her halde zina eyleminin üzerinden beş yıl geçmekle dava hakkı düşer (TMK.md.161/2). Öncelikle, her ne kadar mahkemece, erkeğin davasının hak düşürücü sürede açılmadığı ve af olgusundan bahisle davanın reddine karar verilmiş ise de; hak düşürücü sürenin dolduğunu ispat külfeti davalı-davacı kadında olup dosyadaki mevcut delillere göre, davaya dayanak zina vakıasının davacı erkek tarafından tam olarak hangi tarihte öğrenildiği davalı-davacı kadınca ispatlanamadığı ve dosya kapsamından da bu tarihin tespit edilemediği anlaşılmakla; hak düşürücü sürenin geçtiğinden bahisle davanın reddine karar verilmesi doğru görülmediği gibi, dosyadaki delillerle af olgusunun da ispatlanamadığı anlaşıldığından, bu yönüyle de davanın reddi doğru görülmemiştir. Diğer taraftan davacı-davalı erkek, eşinin bir başka erkekle kendisini aldattığına yönelik iddiasını dava dilekçesi ekinde sunduğu sosyal medya görüntüleri ve mesajlara dayandırmıştır. Yapılan incelemede sosyal medya yazışma ve görüntüleri içerikleri itibarıyla zinaya muhakkak gözüyle bakılmasını gerektirir niteliğinde olup, bu durum zinanın varlığına delalet eder. Açıklanan durum karşısında kadının zina eyleminin ispatlanmış olduğu gözetilerek Türk Medeni Kanunu'nun 161. maddesi koşullarının oluştuğunun kabulü ile zina (TMK. m. 161) hukuki sebebiyle tarafların boşanmalarına karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile davacı-davalı erkeğin zina (TMK m. 161) hukuki sebebine dayalı boşanma davasının reddine karar verilmesi doğru olmayıp, bozmayı gerektirmiştir.
...
...
..."
Kadının evlendikten sonra kullanmaya devam ettiği sosyal medya uygulamalarında yer alan hesaplarında, kızlık soyadını kullanmaya devam etmesinin boşanmada kusur olarak yükletilemeyeceğine ilişkin karar,
Yargıtay 2. Hukuk Dairesi 2021/1499 E., 2021/2952 K. sayılı kararı "...
...
...
2-Davacı erkek tarafından evlilik birliğinin sarsılması nedenine dayalı olarak boşanma davası açılmış, ilk derece mahkemesince yapılan yargılaması sonucunda, davacı erkeğin kadına ağır hakaretler ettiği, kapıyı kilitleyerek kadını eve almadığı, kadına telefonda ithamlarda bulunduğu, davalı kadının ise sosyal medya hesaplarında 7 yıl boyunca kızlık soyadını kullandığı, erkeğin ilk evliliğinden olan çocuklarının erkeği ziyaret etmesinden rahatsızlık duyduğu ve erkeğe hakaret ettiği gerekçesiyle boşanmaya sebebiyet veren olaylarda tarafların eşit kusurlu olduğu kabul edilerek; erkeğin boşanma davasının kabulüne, tarafların tazminat taleplerinin reddine ve kadın lehine tedbir ve yoksulluk nafakasına hükmedilmiş, ilk derece mahkemesinin bu kararı taraflarca istinaf edilmiş ve bölge adliye mahkemesince tarafların istinaf taleplerinin esastan reddine karar vermiştir. Hüküm taraflarca yukarıda gösterildiği şekilde temyiz edilmiştir.
Yapılan yargılama ve toplanan delillerden; özellikle davalı kadına yüklenen “Sosyal medya hesaplarında kızlık soyadının kullanması” bu kişinin güven sarsıcı davranışının kanıtı olarak kabul edilemeyeceği gibi, güven sarsıcı davranış olarak da nitelendirilemeyeceğinden mahkemece kabul edilen ve gerçekleşen tarafların diğer kusurlu davranışlarına göre davacı erkeğin ağır kusurlu, davalı kadının ise az kusurlu olduğu anlaşılmaktadır. ...
...
..."
Sosyal medya yazışmalarının hukuka aykırı olarak elde edildiğinin iddia edilmesi halinde, bu delilleri sunan tarafın, söz konusu delillerin ne şekilde elde edilmiş olduğunu açıklaması gerektiğine ilişkin karar,
Yargıtay 2. Hukuk Dairesi 2022/1110 E., 2022/2657 K. sayılı kararı
"...
...
... b-Mahkemece davacı-karşı davalı kadın tarafından dosyaya delil olarak sunulan sosyal medya mesajları esas alınarak davalı-karşı davacı erkeğe "Sadakatsiz davrandığı" vakıası kusur olarak yüklenilmişse de, kadının dosyada bulunan sosyal medya mesajlarını nasıl elde ettiğini açıklamadığı, karşı davaya cevap dilekçesinde, erkeğin başka kadınlarla olan mesajlaşmalarını sunuyoruz demekle yetindiği, davalı-karşı davacı erkeğin ise anılan sosyal medya yazışmalarının hukuka aykırı şekilde elde edildiğini iddia ettiği, kadının bu iddiaya karşı beyanda bulunmadığı bu suretle sadakatsizlik vakıasını ispata yarar delillerin hukuka uygun elde edildiğinin kabulünün mümkün olmadığı ve erkeğe kusur olarak yüklenemeyeceği, bu durumda mahkemece belirlenen ve gerçekleşen diğer kusurlu davranışlara göre tarafların eşit kusurlu olduğuna karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde hüküm verilmiş olması hatalı olup, bozmayı gerektirmiştir. ...
...
..."
Kadının sürekki alkol kullanarak sosyal medyada buna ilişkin uygunsuz paylaşımlarda bulunmasının, boşanmada kusurlu davranış olarak kabul edileceğine dair karar,
2. Hukuk Dairesi 2016/12852 E. , 2018/2545 K. "...
...
... Mahkemece boşanmaya sebep olan olaylarda davalı-karşı davacı kadının güven sarsıcı davranışlarının olduğu, davacı-karşı davalı erkeğin ise birlik görevlerini ihmal ettiğinin kabulü ile tarafların eşit derecede kusurlu bulunarak boşanmaya karar verilmiş ise de; mahkemece kabul edilen ve gerçekleşen kusurların yanında ayrıca davalı-karşı davacı kadının sürekli alkol kullanarak sosyal medyada buna ilişkin uygunsuz paylaşımlarda bulunduğu anlaşılmaktadır. Gerçekleşen bu durum karşısında boşanmaya neden olan olaylarda davalı-karşı davacı kadının, erkeğe nazaran daha fazla kusurlu olduğunun kabulü gerekir. Kadının davranışları erkeğin kişilik haklarına saldırı teşkil edecek niteliktedir. Öyleyse, davacı-karşı davalı erkek yararına Türk Medeni Kanununun 174/1-2. maddesi koşulları oluşmuş olup, tarafların ekonomik ve sosyal durumları, fiilin ağırlığı ve hakkaniyet kuralları gözetilerek davacı-karşı davalı erkek yararına uygun miktarda maddi ve manevi tazminata hükmedilmesi gerekirken, hatalı kusur belirlemesi sonucu bu isteğin reddi doğru olmamış ve bozmayı gerektirmiştir. ...
...
..."