Delil Hukuk Bürosu
Makale İçeriği:
Boşanma Davalarında Telefon Arama ve SMS(Kısa Mesaj) Kayıtları Getirtilebilir Mi?
Boşanma Davasında Operatörden Getirtilecek Telefon Kayıtlarının Önemi Nedir?
Boşanma Davalarında Sosyal Medya Yazışmalarının Dosyaya Kazandırılması
Boşanma Davalarında Casus Yazılım Kullanılarak Elde Edilen Arama ve Mesaj Kayıtları
Boşanmada Arama ve Mesaj Kayıtlarına İlişkin Yargıtay Kararları
HTS Kayıtları Nedir?
HTS kayıtları, İngilizce "Historical Traffic Search" teriminin kısaltmasıdır ve bir davada davacı, davalı, şüpheli veya sanık olan kişinin arama ve mesajlaşma geçmişine ilişkin kayıtların, ilgili operatörden müzekkere ile istenilmesi sonucu elde edilen bir delil türüdür. HTS birçok davada delil olarak kullanılmaktadır. Örneğin 2016 yılından itibaren örgütlü suçlarda örgüt bağlantılı olduğundan şüphelenilen kişilerin arasındaki bağlantının ispatlanması amacıyla HTS kayıtlarının sıklıkla kullanıldığı görülmektedir.
Ancak HTS kayıtlarının en çok kullanıldığı dava türlerinin boşanma davaları olduğu söylenilebilir. Anlaşmalı boşanma davasında kullanılması gerekmeyen HTS kayıtları, aşağıda detaylı olarak açıklayacak olduğumuz üzere: Zina, sadakatsizlik ve güven kırıcı davranış iddialarının ileri sürüldüğü çekişmeli boşanma davasında bu hususların ispatı amacıyla kullanılabilmektedir.
Boşanma Davalarında Yargılama Usulü ve Deliller
Boşanma davaları, eşler arasındaki evlilik birliğini sona erdiren sebeplerden birisidir. Çekişmeli boşanma davası veya anlaşmalı boşanma davası şeklinde açılabilecek olan boşanma davaları, aile mahkemesinde veya aile mahkemesi bulunmayan yerlerde aile mahkemesi sıfatıyla dosyayı inceleyecek olan asliye hukuk mahkemesinde açılmalıdır.
Anlaşmalı boşanma davasında, tarafların üzerinde anlaşmaya vardığı hususları ortaya koyan anlaşmalı boşanma protokolü dışında tanık beyanı, sosyal medya içerikleri ve mesajlaşma ekran görüntüsü vb. delil sunulması gerekmemektedir. Çünkü taraflarca sunulacak deliller, taraflar arasında çekişmeli olan hususların ortaya konulması ve ispatlanması amacıyla sunulmaktadır ve tarafların anlaşmaya varmış olması halinde herhangi bir hususun ispatlanması gereği de söz konusu olmayacaktır.
Ancak çekişmeli boşanma davasında ileri sürülen ve taraflar arasında doğruluğu tartışmalı olan tüm hususların hukuka uygun delillerle ispatlanması gerekmektedir. Örneğin taraflardan biri zina sebebiyle boşanma davası açmışsa ya da şiddetli geçimsizlik sebebiyle boşanma davası açmış olmasına rağmen bu davada diğer eşin sadakatsizliğine ya da güven sarsıcı davranışlarına yönelik beyanda bulunmuşsa, hukuka uygun delillerle zina, sadakatsizlik veya güven sarsıcı davranış hususlarının ispatlanması gerekecektir. Bu anlamda aile hukuku alanında deneyimli bir boşanma avukatı ile çalışılması son derece önemlidir. Çünkü dilekçelerin süresinde sunulması, içermesi gerekli olan unsurları içermesi ve gerekli tüm diğer usul kurallarına uygun hareket edilmesi, çoğu zaman işin esasından dahi önemli olmaktadır. Hukuka uygun deliller, hukuka uygun bir şekilde elde edilmiş olan mesajlaşma ekran görüntüleri, müzekkere ile dosya muhteviyatına kazandırılacak olan operatör kayıtları, sosyal medya paylaşımları ve herkese açık yorumları ile mahkemece hukuka uygun olarak kabul görebilecek nitelikte ses ve görüntü kayıtları olabilir. Hangi delilin hukuka uygun, hangisinin hukuka aykırı olduğu her somut olay özelinde ayrı ayrı değerlendirmeye tabii tutulmalıdır. Örneğin boşanma davalarında gizli olarak elde edilmiş olan ses ve görüntü kayıtlarının kullanılabileceği veya kullanılamayacağı çok çeşitli Yargıtay kararları mevcuttur, hatta bazı hallerde bu kayıtlar nedeniyle cezai soruşturma ve kovuşturma da gündeme gelebilmektedir. Yargıtay'ın vermiş olduğu emsal nitelikli bu bahsettiğimiz kararlardan da anlaşıldığı üzere, her delilin her durumda hukuki delil niteliğinde kabul görmesi mümkün olamamaktadır. Boşanma davasını inceleyen mahkemeler, bu anlamda her somut olay özelinde farklı kararlar verebilmektedir.
Bu makalemizde boşanma davasında deliller konusunu operatör üzerinden gerçekleştirilen kısa mesaj gönderimleri ve aramalara ilişkin HTS(Historical Traffic Search) kayıtlarını inceleyeceğiz ve siz değerli okuyucularımıza, uygulamaya dair yararlı olabileceği kanaatinde olduğumuz bilgileri aktarmaya çalışacağız.
Boşanma Davalarında Telefon Arama ve SMS(Kısa Mesaj) Kayıtları Getirtilebilir Mi?
Boşanma davalarında telefon aramaları ve kısa mesaj(SMS)lara ilişkin HTS(Historical Traffic Search) kayıtları, ilgili operatöre müzekkere yazılması mahkemeden talep edilmek suretiyle dosya muhteviyatına kazandırılabilir. Bunun için dilekçelerin teatisi aşamasında operatör kayıtları deliline dayanıldığı ifade edilmeli ve delil dilekçesinde de mutlaka bu delillere dayanıldığı belirtilmelidir. Celbi talepli olarak ileri sürülen operatör kayıtlarının tarafların elinde mevcut olması gerekmemektedir. Yalnızca bu kayıtların hangi operatörden ve hangi telefon numarasına istinaden istendiği belirtilmelidir. Bu sayede boşanma davasında geriye dönük olarak telefon arama ve SMS(kısa mesaj) kayıtları getirtilebilmekte ve dosya muhteviyatına kazandırılabilmektedir.
Ancak operatörler tarafından gönderilecek olan kayıtlarda telefonla yapılmış olan aramaların ve telefonla operatör üzerinden gönderilmiş olan kısa mesajların içeriğine dair herhangi bir kayıt veya ses kaydından ziyade: Hangi tarihte ve hangi saatte hangi telefon numarasının arandığı ya da hangi telefon numarasından sorgusu yapılan telefon numarasına arama geldiği, görüşmenin ne kadar sürdüğü; hangi tarihlerde, kaç kere ve hangi numaralara kısa mesaj gönderildiği ve hangi numaralardan kısa mesaj dönüşü alındığı gibi hususlar öğrenilebilmekte ve ispat edilebilmektedir.
Dolayısıyla operatörden herhangi bir görüşmenin ses kaydı veya herhangi bir mesajlaşmanın içeriği getirtilememektedir. Bu husus, halk arasında yaygın olarak ortaya çıkmış olan hatalı bir bilgiden ibarettir.
Ayrıca ilgili operatör, yalnızca kendisinde bulunan bu saymış olduğumuz verilere ilişkin dönüş yapabilmektedir. Bunun dışında Facebook, Instagram, WhatsApp, Twitter, TikTok vb. uygulamalar ise operatör kayıtları ile aynı düzlemde değerlendirilemezler, bu tip sosyal medya kurum ve kuruluşlarına ilişkin olarak makalemizin devamında ayrıca açıklamalarda bulunacağız.
Boşanma Davasında Operatörden Getirtilecek Telefon Kayıtlarının Önemi Nedir?
Boşanma davalarında telefon görüşmelerine dair ses kayıtları ile SMS(Kısa Mesaj) içeriklerinin dosyaya getirtilemediğini, yalnızca hangi tarihlerde kimlerle telefon görüşmesi yapılmış olduğu ve hangi tarihlerde kimlerle mesajlaşılmış olduğu hususlarının ortaya konulabildiğini açıkladık.
Peki, o zaman yapmış olduğumuz bu açıklamalar ışığında, niçin mesajlaşma ve arama kayıtlarının getirtilmesi sağlanmaktadır, konuşma ve mesajlaşma içerikleri dosya muhteviyatına kazandırılamıyorsa, bu delillere dayanmanın arkasında hangi mantık yatmaktadır?
Bu soruların cevabı için, konuya ilişkin emsal nitelikte Yargıtay kararlarını mercek altına almamız elzemdir. Çünkü Yargıtay kararları, uygulamaya dair kuralların ve karinelerin ortaya konulduğu "içtihat" dediğimiz emsal teşkil eden kararlardır ve yargılamaların ne şekilde hükme bağlanacağına ilişkin olarak, bizlere adeta Kuzey Yıldızı gibi yol göstermektedir.
Boşanma davalarında taraflardan biri tarafından, müzekkere yoluyla operatörden getirtilmesi istenilmiş olan arama ve mesajlaşmaya dair telefon HTS(Historical Traffic Search)kayıtlarının mahkemece dosya muhteviyatına kazandırılmamış olması, dosya muhteviyatına kazandırılmışsa dahi bu delile ilişkin olarak sıklıkla görüşme yapılan numaraların kime veya kimlere ait olduğunun tespit edilmemesi vb. şeklinde eksik incelemede bulunulmuş olması gibi hususlar, Yargıtay'ın yerleşik içtihatlarına göre açıkça bozma nedeni yapılmaktadır.(Bakınız, aşağıda konuya ilişkin Yargıtay kararları arasında da paylaşmış olduğumuz: Yargıtay 2. Hukuk Dairesi 2015/26822 E., 2016/1688 K., Yargıtay 2. Hukuk Dairesi 2021/9054 E., 2022/49 K., Yargıtay 2. Hukuk Dairesi 2021/2985 E., 2021/3792 K. sayılı kararları ve diğerleri...)
Ayrıca yine Yargıtay kararlarını incelediğimizde, evli bir kişinin özellikle akşam saatlerinin sonrasında sık sık ve uzun süreli olarak karşı cinsten bir kişi ile görüşmeler yapması, zina olgusunun ispatı için yeterli görülmese dahi sadakat yükümlülüğünün ihlali veya güven sarsıcı davranış nedeniyle boşanmada kusurlu davranış olarak kabul görebilmektedir. Bu anlamda bu hususların ispatı ve boşanma davası özelinde emsal nitelikli Yargıtay kararları eşliğinde değerlendirmeye tabii tutularak yorumlanması son derece önemli bir husus olup, boşanma avukatı bu konuda gerekli incelemeleri yaparak müvekkilinin meramını nokta atışı ile mahkemeye iletebilmeli ve mezkur ispat vasıtalarının dosya muhteviyatına kazandırılmasını sağlayabilmelidir. Konuya ilişkin bazı emsal kararlar, makalemizin sonunda yer almaktadır.
Boşanma Davalarında Sosyal Medya Yazışmalarının Dosyaya Kazandırılması
Bu makalemizde ek olarak sosyal medya paylaşımları ile bu sosyal medya uygulamaları üzerinden gerçekleştirilen yazışmalara da değinmemiz gerektiğini düşünüyoruz, çünkü ülkemizde özellikle basın yayın kuruluşlarının bu hususa ilişkin olarak eksik bilgilendirmeleri neticesinde sosyal medya yazışmalarının müzekkere ile mahkeme dosyasına getirtilmesi ile operatör HTS kayıtlarının getirtilmesi birbirine karıştırılabiliyor.
Boşanma davalarında Facebook, İnstagram, WhatsApp, Twitter, TikTok ve benzeri sosyal medya uygulamaları ile Tinder ve Happn benzeri flört ve arkadaşlık uygulamalarına ilişkin kayıtlar, müzekkere yoluyla getirtilememektedir. Çünkü özellikle Facebook, İnstagram ve WhatsApp adlı uygulamaların çatı kuruluşu olan Meta firması başta olmak üzere bu tip kurum ve kuruluşlar, Türkiye Cumhuriyeti mahkemelerinden gelen müzekkere yazılarına gerekli dönüşü sağlamamakta; dönüş sağlasalar dahi, bu tip mesajlaşma içeriği vb. unsurların, kullanıcılarının kişisel verisi olduğu gerekçesiyle müzekkerelere ret cevabı vermektedir.
Bu nedenle bu tip sosyal medya veya arkadaşlık uygulamalarında yer alan yazışmaların müzekkere yoluyla dosya muhteviyatına kazandırılması an itibariyle mümkün olamamaktadır. Ancak bu uygulamalar üzerinden yapılmış olan görüşmelere dair ekran görüntüleri alınarak dosyaya sunulması mümkündür. Ancak bu hususa ilişkin olarak da mutlaka alanında uzman bir boşanma avukatı ile görüşülmeli ve hukuki danışma hizmeti temin edilmelidir. Burada dikkat edilmesi gereken husus, söz konusu ekran görüntülerinin herhangi bir casus yazılım ile ya da uygulama hesabının sahibinin telefonunda bulunan herhangi bir şifrenin teknolojik ve yazılımsal imkanlar kullanılarak kırılması yoluyla elde edilmemiş olması gerekmektedir. Çünkü bu şekilde elde edilen delillerin hukuka uygun delil olarak kabulü mümkün olamayacaktır.
Boşanma Davalarında Casus Yazılım Kullanılarak Elde Edilen Arama ve Mesaj Kayıtları
Boşanma davalarında casus yazılım kullanılarak elde edilen deliller, hükme esas alınamaz. Çünkü bu tip deliller hukuka aykırı delillerdir. Hatta aksine, bu şekilde elde edilmiş olan delilleri ileri süren eş hakkında cezai soruşturma ve kovuşturma gerçekleştirilmesi dahi gündeme gelebilecektir. Bu nedenle bu tip delillerin elde edilmesi, bu şekilde elde edilmiş olan delillerin elde tutulması veya herhangi bir dijital ortamda depolanması dahi son derece sakıncalıdır.
Boşanmada Arama ve Mesaj Kayıtlarına İlişkin Yargıtay Kararları
HTS kayıtlarının, güven sarsıcı davranışın ispatındaki önemine ilişkin karar,
Yargıtay 2. Hukuk Dairesi 2015/19875 E., 2016/12496 K. sayılı kararı "İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Boşanma "...
...
...
Mahkemece, davacının iki haftalık kesin süre içerisinde delil ve tanık bildirmediğinden bahisle boşanma davasının reddine karar verilmiş ise de ; yapılan yargılama ve toplanan delillerden, davalının cevap dilekçesinde; ... isimli şahıs ile telefonla konuştuğunu ve müşterek çocuğu da alarak yüz yüze görüşmeye gittiğini ve bu görüşmenin duygusal bir yön içermediğini beyan ettiği, böylelikle... isimli şahıs ile telefonla konuştuğunu ve görüştüğünü ikrar ettiği, ayrıca dosya arasına alınan telefon kayıtlarında da davalı kadının... isimli şahısla olağanının dışında konuşma kayıtlarının olduğu anlaşılmaktadır. Gerçekleşen bu duruma göre, kadının cevap dilekçesindeki beyanı ve telefon kayıtları nazara alındığında davalının güven sarsıcı davranış içerinde bulunduğunun ve mevcut dosya kapsamına göre de erkeğin iddiasının ispatladığının kabulü gerekir. Bu halde taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına imkân vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik mevcut ve sabittir. Gerçekleşen bu duruma göre, erkeğin davasının kabulü ile boşanmaya karar verilecek yerde, davasının reddi doğru olmayıp, bozmayı gerektımıiştir. ...
...
..."
Talep edilen HTS kayıtlarının mahkeme tarafından talebe uygun şekilde dosyaya kazandırılmış olmasının, hüküm kurmak için yeterli olmadığına ilişkin karar,
Yargıtay 2. Hukuk Dairesi 2022/3734 E., 2022/6108 K. sayılı kararı "İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi DAVA TÜRÜ : Karşılıklı Boşanma "...
...
...
Davalı-karşı davacı kadın, zina hukuki nedenine dayalı olarak açtığı boşanma davasında delil olarak, erkek tarafından kullandığı bilinen telefon numarasına ait HTS kayıtlarına dayanmış ve aşamalarda telefon dökümleri üzerindeki incelemenin dava tarihinden geriye doğru 2 yılı kapsayacak şekilde yapılmasını istemiştir. İlk derece mahkemesince ilgili GSM operatörüne müzekkere yazılarak davacı-karşı davalı erkek tarafından kullanılan telefon numarasına ait kayıtlar dosya içeriğine kazandırılmış ise de; ilgili operatörce iki aylık kısa bir zaman dilimini kapsayacak şekilde gönderilen HTS dökümleri üzerinde yapılan inceleme kadının zina davası hakkında hüküm kurmak için yeterli değildir. O halde; kadının iddiaları doğrultusunda dava tarihinden itibaren geriye dönük 2 yıla ait telefon dökümleri üzerinde yapılacak incelemeyle ve özellikle erkeğin mutad dışı görüşmelerinin bulunduğu “62 03” ile biten telefon numarasının kime ait olduğu yönündeki araştırmanın sonucuna göre tüm deliller toplandıktan sonra bir karar verilmesi gerekirken eksik inceleme sonucu hüküm tesisi doğru olmayıp bozmayı gerektirmiştir. ...
...
..."
HTS kayıtlarına delil olarak dayanılmış olmasına rağmen HTS kayıtlarının incelenmemesi ve incelenmiş ise de bu delile itibar edilip edilmemesine dair nedenlerin gerekçeli kararda tartışma konusu edilmiş olması, bozma sebebidir.
Yargıtay 2. Hukuk Dairesi 2021/2985 E., 2021/3792 K. sayılı kararı "İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi DAVA TÜRÜ :Karşılıklı Boşanma "...
...
... Somut olay bu kapsamda değerlendirildiğinde; davalı-davacı erkeğin açtığı birleşen boşanma davasının dilekçesinde “Sadakatsizlik” vakıasına dayanılmış ve vakıanın ispatı için kadının telefon kayıtlarının istenmesi talep edilmiştir. İlk derece mahkemesince, ilgili operatörden talep edilmek suretiyle dosya arasına alınan telefon kayıtları CD olarak dosyada bulunmakta olup, operatör firmanın yazısında CD’ye şifre konulduğu belirtilmiş ve şifrenin temini için izlenmesi gereken prosedür gösterilmiştir. Mahkeme kararında, dosyada şifreli CD olarak bulunan telefon kayıtlarının incelenip incelenmediği belirtilmediği gibi, incelenmiş ise kayıtlara itibar edilme/edilmeme nedenleri de tartışılmamıştır. Bu itibarla, HMK m.359/1-e maddesine aykırı olarak, gerekçeli kararda dosya arasına alınan delilin tartışılarak ret ve üstün tutma sebebinin değerlendirilmemiş olması doğru olmayıp bozmayı gerektirmiştir. ...
...
..."
HTS kayıtlarına ilişkin eksik incelemenin bozma sebebi olacağına ilişkin karar,
Yargıtay 2. Hukuk Dairesi 2021/9054 E., 2022/49 K. sayılı kararı "İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi DAVA TÜRÜ : Karşılıklı Boşanma "...
...
... Davacı-karşı davalı erkek dava dilekçesi ile diğer iddiaları yanında eşinin sadakatsiz olduğu iddiasını ileri sürmüş ve delil olarak telefon iletişim kayıtlarına dayanmıştır. Dosya kapsamında yer alan telefon iletişim kayıtlarına davalı-karşı davacı kadın tarafından kullanılan numaralı telefon hattı ile sonu 43 30 ile biten numaralı telefon hattı arasında sık ve uzun süreli görüşmeler yapıldığı tespit edilmiş, davalı-karşı davacı kadının görüşme yaptığı bu telefon hattının sahibinin tespiti için Turkcell İletişim Hizmetleri Anonim Şirketine yazılan müzekkerenin cevabında 31.05.2017 tarihinden dava tarihi olan 28.12.2017 tarihine kadar dönem itibarıyla herhangi bir abone kaydının olmadığı belirtilmiş, davalı-karşı davacı kadın vekili 28.05.2019 havale tarihli beyan dilekçesiyle bahsedilen numaranın müvekkilinin eski eşinin gelini olduğunu belirttiği N. isimli kişi tarafından kullanıldığını beyan etmiş ve bu numaranın kime ait olduğunun araştırılmasını talep etmiş, davacı-karşı davalı erkek vekili ise 04.07.2019 havale tarihli beyan dilekçesiyle sonu 43 40 ile biten numaranın B.A. isimli kişi tarafından kullanıldığını iddia ederek diğer GSM operatörlerine müzekkere yazılarak kime ait olduğunun tespiti için müzekkere yazılmasını talep etmiştir. Ancak ilk derece mahkemesince bu konuda araştırma yapılmaksızın hüküm tesis edilmiştir. O halde yukarıda belirtilen telefon numarasının kime ait olduğu ilgili yerlerden sorulmak suretiyle gelecek cevaba göre, tanık beyanları ve tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucu uyarınca bir karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile karar verilmesi usul ve kanuna aykırı olup bozmayı gerektirmiştir. ...
...
..."
Eşlerden birinin diğerini sadakatsizlikle itham etmesi halinde, HTS kayıtlarına ilişkin yetersiz inceleme gerçekleştirilmesi bozma nedenidir,
Yargıtay 2. Hukuk Dairesi 2015/26822 E., 2016/1688 K. sayılı kararı "İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi "...
...
... Davalı-davacı erkek birleşen dava dilekçesi ile eşinin sadakatsiz olduğu iddiasını ileri sürmüş ve delil olarak telefon kayıtlarına dayanmıştır. Mahkemece telefon numaralarına ait görüşme tutanakları istenerek dosya içerisine alınmıştır. Telefon kayıtlarına göre tespit edilen bazı numaralarla çok sayıda ve sıklıkta görüşmeler yapıldığı anlaşılmakta ise de bu numaraların kime ait olduğu tespit edilmemiştir. O halde mahkemece bu telefon numaralarının kimlere ait olduğu ilgili yerlerden sorulmak suretiyle gelecek cevaba göre, tanık beyanları ve tüm deliller birlikle değerlendirilerek sonucu uyarınca bir karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirmiştir. ...
...
..."
HTS kayıtlarının güven sarsıcı davranış hususunun ispatında kullanılmasına ilişkin karar,
Yargıtay 2. Hukuk Dairesi 2014/25657 E., 2015/10545 K. sayılı kararı "İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Karşılıklı Boşanma "...
...
... Yapılan soruşturma ve toplanan delillerle, mahkemenin de kabulünde olduğu üzere, davacı-karşı davalının eşine fiziksel şiddet uyguladığı, davalı-karşı davacının da başka bir erkekle telefon görüşmeleri yapmak suretiyle güven sarsıcı tutum ve davranışlarda bulunduğu anlaşılmaktadır. Telefon görüşmelerinin davacı -karşı davalı tarafından öğrenilmesinden hemen sonra ortak konuttan ayrılan kadının, yaklaşık bir ay sonra ortak konuta dönmesi ve bir yıla yakın bir süre ile birlikte yaşamış olmaları mahkemece af kabul edilerek, davacı-karşı davalı tarafından açılan boşanma davasının reddine karar verilmiştir. Ancak davalı-karşı davacının tüm aşamalarda kendisinin istememesine rağmen telefonla rahatsız edildiğini ileri sürdüğü, ceza yargılaması sırasında sanığın savunması ve telefon iletişim kayıtlarının getirtilmesinden sonra 2013 yılı mart ayında, davalı-karşı davacının da Nazım adlı kişiyi aradığı ve gece vakti uzun süreli telefon görüşmelerinin bulunduğu ortaya çıkmıştır. Bu tarihten sonra davacı-karşı davalının eşini affettiğine ilişkin somut olgu bulunmamaktadır. Davalı-karşı davacının güven sarsıcı davranışlarının varlığı kanıtlandığına göre; davacı-karşı davalı tarafından açılan davanın da kabulü ile boşanmaya (TMK.md. 166/1) karar verilecek yerde, yetersiz gerekçe ile reddi doğru bulunmamıştır. ...
...
..."
HTS kayıtlarının, güven sarsıcı davranışın ispatına ilişkin önemine dair karar,
Yargıtay 2. Hukuk Dairesi 2020/2549 E., 2020/3717 K. sayılı kararı "İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Karşılıklı Boşanma - Tedbir Nafakası "...
...
...
2-Mahkemece ilk kararda tarafların Türk Medeni Kanunu'nun 166/1. maddesine dayalı karşılıklı davalarının kabulü ile tarafların boşanmalarına karar verilmiş, davalı-karşı davacı kadının temyiz yoluna başvurması üzerine Dairemizin 05.04.2017 tarihli ilamıyla karar, kısa karar ile gerekçeli karar çelişkisi nedeniyle bozulmuştur. Bozmaya uyulmakla ilk kararla aynı hüküm kurulmuş, hükmün davalı-karşı davacı kadın tarafından erkeğin davasının kabulü, kusur belirlemesi, tazminat talebinin reddi, nafakaların miktarı ve vekalet ücreti yönünden temyizi üzerine Dairemizin 19.12.2018 tarihli ilamıyla kadının delil olarak dayandığı telefon görüşme dökümlerinin eksik incelenmesi ile hüküm kurulmasının doğru olmadığı gerekçesiyle hüküm bozulmuştur. Bozma üzerine kurulan hükümde her iki boşanma davası hakkında yeniden hüküm kurularak karşılıklı davaların kabulüyle tarafların boşanmalarına karar verilmiştir. Ancak; davalı-karşı davacı kadının Türk Medeni Kanunu'nun 166/1. maddesine dayalı kabul edilen boşanma davasındaki boşanma hükmü temyizin kapsamı dışında kalarak kesinleştiğinden erkeğin davası konusuz hale gelmiştir. Bu durumda konusuz hale gelen erkeğin boşanma davasının esası hakkında karar verilmesine yer olmadığına dair karar verilmesi ve dava tarihindeki haklılık durumuna göre yargılama giderleri ve vekalet ücreti yönünden hüküm kurulması gerekirken esas hakkında yeniden karar verilmiş olması doğru görülmemiş ve bozmayı gerektirmiştir.
3-Mahkemece taraflar eşit kusurlu kabul edilerek boşanma kararı verilmiş ise de; yapılan yargılama ve toplanan delillerden tarafların mahkemece kabul edilen ve gerçekleşen kusurlu davranışları yanında, davacı-karşı davalı erkeğin başka kadınlarla telefon görüşmeleri yapmak sureti ile eşine karşı güven sarsıcı davranışta bulunduğu dosya içerisindeki telefon kayıtlarından anlaşılmaktadır. Gerçekleşen bu duruma göre boşanmaya sebebiyet veren olaylarda davacı-karşı davalı erkeğin ağır kusurlu olduğunun kabulü gerekir. Bu husus gözetilmeden tarafların eşit kusurlu kabul edilmesi doğru bulunmamıştır.
4-Yukarıda 3. bentte açıklandığı üzere boşanmaya neden olan olaylarda davacı-karşı davalı erkek ağır kusurlu olup, bu kusurlu davranışlar aynı zamanda kadının kişilik haklarına saldırı teşkil eder niteliktedir. Kadın boşanma sonucu eşin maddi desteğinden yoksun kalacaktır. Türk Medeni Kanunu'nun 174/1-2. maddesi koşulları kadın yararına oluşmuştur. Bu durumda tarafların ekonomik ve sosyal durumları, kusurun ağırlığı, hakkaniyet kuralları gözetilerek davalı-karşı davacı kadın yararına uygun miktarda maddi ve manevi tazminata hükmedilmesi gerekirken, hatalı kusur belirlemesine bağlı olarak kadının maddi ve manevi tazminat taleplerinin reddi doğru görülmemiş ve bozmayı gerektirmiştir. ...
...
..."