top of page
Avukat Baran DELİL

Darp Raporu Nedir? Nasıl, Neden ve Nereden Alınır? 2024

Delil Hukuk Bürosu

darp raporu nedir nasıl nereden alınır
 

Makale İçeriği:

 

Darp Ne Demektir?


Darp, Türk Dil Kurumu sözlüğüne göre "vurma", "dövme" anlamına gelen, Arapça kökenli sözcüktür. Darp fiilinin özel hukuk ve ceza hukuku alanlarında farklı sonuçları söz konusu olabilmektedir. Esasen Türk hukuk sistemimizdeki karşılığı, hukukun farklı alanlarında farklı nitelemelerle karşılaşılabilmekle birlikte ceza hukuku anlamında "kastan yaralama suçu"dur. Ancak cebir, yağma(gasp) gibi suçlar nedeniyle de mağdurun darp edilmesi mümkün olduğundan dolayı darp fiilini tek bir suç tipiyle sınırlandırmak doğru olmayacaktır.


Darp edilen kişinin darp edilmiş olmasının çeşitli hukuki sonuçları olmaktadır. Örneğin çekişmeli boşanma davasında eşe karşı fiziksel şiddet uygulayan kişinin kusurlu olduğu kabul edilir ve ceza yargılamasında da darp fiili nedeniyle kasten yaralama suçu gibi suçların gerçekleşmiş olduğuna hükmedilerek ceza verilmesi gündeme gelebilmektedir.


Darp edilen kişi, darp edilmiş olduğunu ispatlamak için tanık beyanı, video ve fotoğraf gibi görüntü kayıtları ile darp raporu gibi delilleri kullanabilir.



Darp Raporu Nedir?


Darp raporu, kişinin yaşanan fiziki şiddet olayları nedeniyle yetkili mercilerden alabileceği, kişinin vücudundaki darp izlerinin nitelik ve niceliğine dair tıbbi betimlemelerde bulunulan muayene raporudur. Darp raporu her türlü şiddet suçları ile aile içi şiddet olaylarına ilişkin olarak alınabilir.


Darp raporu olayın gerçekleşmesi akabinde geçici rapor olarak düzenlenebilir ve sonrasında kesin rapor alınması gereken durumlar meydana gelebilir. Örneğin cezai bir soruşturmayı Cumhuriyet savcısı tarafından iddianamenin hazırlanması için kesin raporun alınması beklenebilmektedir. Bunun nedeni, yaşanan darp olayının sonucunda kişinin bedeninde meydana gelen hasarın niteliğinin, suç tipinde değişiklik meydana getirebilmesidir. Mesela kasten yaralama sonucunda yüzde kalıcı iz kalması ya da bir kadının gebe kalma yetisini kaybetmesi kasten yaralama suçunun nitelikli halleri arasındadır ve iddianame de bu şekilde hazırlanacaktır.


Darp raporu, yukarıda da açıklamış olduğumuz üzere bir kişinin vücudunda yer alan darp izlerinin nicelik ve niteliğinin tıbbi bir dil ile betimlenmesidir. Yaygın olarak hatalı bir şekilde varılan kanı, darp raporunun fiziksel şiddet fiilinin varlığını da ispat ettiğidir. Ancak esasında darp raporu yalnızca kişinin vücudunda yer alan darp izlerinin sayısı ve her bir darp izinin vücuttaki etkilerinin raporlanmasıdır ve bu haliyle başlı başına 3. bir kişinin darp raporu alan kişiye fiziksel şiddet uygulamış olduğunu ispata elverişli değildir. Çünkü darp raporu, gerçekleştiği iddia edilen fiziksel şiddet olayının varlığına ve oluş şekline ilişkin değil, sonuçlarına ilişkin hususların raporlanmasından ibarettir. Dolayısıyla darp raporuna konu olan fiziksel şiddet olayının da tanık beyanı vb. deliller ile ispatlanması gerekebilir.



Darp Raporu Niçin Alınır?


Darp raporu, darp olayı nedeniyle meydana gelen bedensel zararın varlığını, yerini, şeklini, yara oluşmuşsa bu yaranın mevcut durumunu ve darp edilmiş olan kişinin psikolojik durumunun raporlanmasıdır.


Darp raporu, fiziksel şiddete uğrayan mağdurun muayene edilmesi ve yaşadığı şiddet olaylarının delillendirilmesi amacıyla alınmaktadır. Çünkü masumiyet karinesi gereği aksi ispat edilinceye kadar herkes masumdur ve karşı tarafa itham edilen şiddet uygulama eylemi, ispat edilmelidir. Bu durum cezai soruşturma ve kovuşturmalarda böyle olduğu gibi, boşanma davası ya da bedensel zarardan kaynaklanan maddi ve manevi tazminat davası gibi özel hukuk davaları açısından da böyledir. Yukarıda açıklamış olduğumuz gibi, darp raporu ile yalnızca bedensel ve psikolojik(şok ve travma gibi) hasarlar raporlanır ve istisnai bazı durumlar haricinde olayın gerçekleşme şekline ilişkin açıklamalara raporda yer verilmez.



Darp Raporu Nasıl ve Nereden Alınır?


Vücudunda darp izi bulunan kişi doğrudan devlet hastanesine veya özel hastaneye gidip darp raporu alma talebinde bulunabileceği gibi, ilgili kolluk mercileri(polis veya jandarma) ya da savcılığa giderek yaşadığı darp olayına ilişkin olarak hastaneye sevki ile birlikte rapor tanzim edilmesini talep edebilir ve şikayette da bulunabilir. Kolluk veya savcılık makamlarına başvuruda bulunan kişi de darp olayına ilişkin olarak hastaneye sevk edilir ve adli rapor tanzim edilir.

Bu noktada önemli bir not eklememiz gerekir: Darp edilen mağdur tarafından, olaya ilişkin olarak şikayette bulunulmayabilir. Ancak kasten yaralama suçunun eşe karşı işlenmiş olması halinde, Türk Ceza Kanunumuzun 86. maddesinin 3. fıkrası gereğince, şikayet aranmaksızın işlem yapılır. Çünkü kasten yaralama suçunun bu hali şikayete tabii değildir.


Mümkünse darp raporunun darp olayının yaşandığı gün gecikmeksizin alınması en sağlıklısı olacaktır. Böylece hem darp edilen mağdurun tedavisi gecikmez hem de saldırı sonucunda meydana gelen hiçbir etki gözden kaçırılmadan raporlanmış olur.



Darp Raporu Hangi Davalarda Kullanılır?


Darp raporu, darp olayının hukuki sonuçlarının söz konusu olduğu birçok dava türünde delil olarak kullanılabilmektedir. Bu davaların en başında tabii ki ceza davaları gelmektedir. Ancak ceza davaları dışında da birçok başkaca davada darp raporunun ispat gücünden yararlanılır.


Bu davalarda örnek verecek olursak:

  • Boşanma davalarında eşe karşı fiziksel şiddet olgusunun ispatı için darp raporu kullanılabilir,

  • 6284 sayılı kanun uyarınca koruyucu ve önleyici tedbirlere hükmedilebilmesi için talepte bulunurken darp raporu kullanılabilir,

  • İşçinin işveren veya müşteri tarafından darp edilmesi, işçi açısından iş akdini haklı fesih nedenidir. Bu nedenle bu hususun ispatı açısından da darp raporu kullanılabilir,

  • Bedensel zarardan kaynaklı olarak maddi ve manevi tazminat davasında darp raporu kullanılabilir.

Örnekler bunlarla sınırlı değildir ve çeşitlendirilebilir. Ama darp raporunun en sık karşılaşıldığı özel hukuk davaları bu saymış olduğumuz örneklerdir.



Darp Raporu Ne Kadar Süre Boyunca Geçerli Olur?


Darp raporunun geçerliliği için herhangi bir süre söz konusu değildir. Ancak darp raporuna konu şiddet olayının ileri sürülmesine ilişkin olarak her talebe ve somut olaya göre zamanaşımı veya hak düşürücü süreler söz konusu olabilir. Şikayete tabi olan suçlarda şikayet süreleri gözetilmelidir.


Eşe karşı kasten yaralama şikayete tabii olmadığı için, dava zamanaşımı süresi içerisinde soruşturma ve kovuşturma yürütülebilir. Bununla birlikte, boşanma davasında fiziksel şiddet olgusunun ileri sürülebilmesi için mağdur olan eşin, kendisini darp etmiş olan diğer eşi affetmemiş ya da bu davranışını hoşgörü ile karşılayıp onunla barışmamış olması şartı aranmaktadır. Affeden eşin davaya hakkı yoktur. Ancak fiziksel şiddetin süreklilik arz ettiği durumlarda, boşanma davasında aftan söz edilemeyeceğine ilişkin sayısız Yargıtay kararı olduğu unutulmamalıdır. Boşanma davasında süreklilik arz eden şiddet, bu haliyle mağdur eş açısından açık bir çek gibidir. Dolayısıyla darp raporunun herhangi bir geçerlilik süresinin olmaması nedeniyle fiziksel şiddete uğrayan eşlerin, boşanmak istemeseler dahi darp raporu almaları kesinlikle tavsiye edilmektedir.



Darp Raporu Ne Zaman Alınmalıdır


Darp raporunun, darp olayının gerçekleşmesi akabinde mümkün olan en kısa sürede alınması gerekir. Aksi takdirde vücutta bulunan yaralanmalar vb. hasarların bazıları iyileşebilir veya tamamen ortadan kalkabilir. Bu durumda mahkemece, mağdurun yağadığı darp olayının şiddetinin gerçekte olduğundan çok daha hafif olduğu kanaatine varılabilir veya darp olayının hiç yaşanmadığı yanılsaması içerisine girilebilir.



Boşanma Davasında Darp Raporunun Etki ve Sonuçları


Boşanma davasında darp raporu, eşe karşı fiziksel şiddet olgusunun ispatı amacıyla kullanılmaktadır. Anlaşmalı boşanma davasında eşlerin birbirlerine kusur izafe etmelerine gerek olmamaktadır. Ancak çekişmeli boşanma davalarının kazanılabilmesi için diğer eşin kusurlu olduğunun ispat edilmesi gerekmektedir. Kusuru daha ağır olmayan taraf, diğer şartlar da oluşmuşsa diğer eşten maddi ve manevi tazminat ile yoksulluk nafakası alabilmektedir. Eşe karşı fiziksel, psikolojik, cinsel, ekonomik şiddet uygulamak da kusurlu bir davranış olarak kabul edilmektedir. Fiziksel şiddet hususu tanık beyanı, ses ve görüntü kayıtları, mesajlaşma ekran görüntüleri gibi delillerin yanında darp raporu ile de ispatlanır. Ancak yukarıda bahsetmiş olduğumuz üzere darp raporu, yaşanan şiddet olayının nasıl yaşanmış olduğundan ziyade, mağdurun vücudundaki izlerin niteliği ve niceliğini ortaya koyan bir niteliğe sahiptir ve başkaca delillerle desteklenmesi gerektiğini unutmamak gerekir.



Darp Raporunun İspat Gücü


Darp raporu, kişinin vücudunda meydana gelen yaralanmaların ve zedelenmelerin nitelik ve niteliğinin tıbbi bir dille betimlendiği bir çeşit adli rapordur. Darp raporunu tanzim eden doktorun, darp olayının nasıl gerçekleşmiş olduğuna ilişkin belirlemede bulunmaya dair bir yetkisi veya sorumluluğu bulunmamaktadır. Ancak bazı belirgin yaralanmalarda darp raporuyla, belirli bir yaralanmanın sert bir cisimle vurma şeklinde mi yoksa yumruk ile mi oluştuğu ortaya koyulabilir.


Darp raporunun kural olarak yaralanmaya neden olan olayın oluş şekline ilişkin ifadeler içermiyor olması nedeniyle ceza davası ya da boşanma davası gibi davalarda doğrudan olayın nasıl yaşanmış olduğuna ilişkin delil olarak kullanılması da yetersiz kalacaktır ve başkaca delillerle desteklenmesi gerekecektir. Çünkü örneğin: Şiddet olayının mevcut olduğunun iddia edildiği bir boşanma davasında söz konusu şiddet olayına ilişkin olarak yalnızca bir darp raporunun mevcut olduğu durumda husumetli taraflardan birinin diğerine kusur izafe etmek için kendisini yaralayıp darp raporu almış olması da mümkündür. Eğer tanık beyanı, ses ve görüntü kayıtları vb. başkaca deliller ile desteklenmiyorsa darp raporu tek başına hüküm kurulması için yeterince etkili olamayabilir. Bu nedenle mutlaka alanında uzman bir ceza avukatı ya da boşanma avukatı ile çalışılmalı ve sürecin profesyonel bir şekilde yürütülmesi için gerekli çaba gösterilmelidir.



Darp Raporuna İtiraz


Darp raporu, itiraz edilebilecek nitelikte mahkemece kurulmuş olan bir hüküm değil, hüküm kurulmasına olanak sağlayan delillerden birisidir. Bu anlamıyla darp raporuna itiraz mümkün değilse de, raporun sahte olduğu ya da yasadışı yollarla rüşvet karşılığı hazırlatılmış olduğuna ilişkin iddialar mevcutsa hastane ve doktorlar ile raporu tanzim ettiren kişiye karşı suç duyurusunda bulunulabilir ve raporun sahte olduğu ileri sürülebilir.


Bununla birlikte darp raporunun niteliği itibariyle vücuttaki izlere ilişkin tıbbi betimlemeler içerdiği, olayın meydana geliş şekline ilişkin bilgilerin darp raporunda yer almadığından bahisle olay örgüsünün anlatımı da yapılabilir. Örneğin darp raporuna konu olan yaralanmanın meşru müdafaa sonucunda meydana geldiği ifade edilerek başkaca deliller ile desteklenebilir. Bu gibi hususlar her somut olay açısından ayrı ayrı değerlendirilmelidir.



Darp Raporu Olan Taraf, Boşanma Davasını Kesin Kazanır Mı?


Darp raporu olan tarafın boşanma davasını kazanmasına ilişkin hiçbir kesinlik söz konusu değildir. Fiziksel şiddete uğrayan eşin boşanmadaki kusuru çok daha ağır olabilir. Şiddet uyguladığı iddia edilen eş, söz konusu darp izlerinin kendisini savunurken meydana gelmiş olduğunu iddia ve ispat edebilir. Dolayısıyla darp raporunun tek başına boşanma davasının kazanılmasını sağlayan bir enstrüman olduğunu düşünmek son derece hatalı olacaktır.



Darp Raporu Olmadan Darp Olgusu İspat Edilebilir Mi?


Darp olgusu, yani mağdurun fiziksel saldırıya uğramış olduğu iddiası her türlü delil ile ispat edilebilir. Salt darp raporunun mevcut olmaması, darp fiilinin gerçekleşmemiş olduğunu ispatlamak için yeterli değildir. Ancak olası bir darp olayının varlığı halinde darp raporunun alınması, ispat açısından mağdurun elini güçlendirir ve onu stratejik olarak daha elverişli bir pozisyona getirir.



Darp Raporu Alınınca Şikayetçi Olunmasa Bile Polis veya Savcılık Tarafından İşlem Yapılır Mı?


Darp raporu alınan her olayda polis veya savcılık makamı tarafından işlem yapılmaz. Şikayete tabi suçlarda mağdurun şikayetçi olunması şartı aranmaktadır. Ancak şikayete tabi olmayan hallerin söz konusu olması durumunda mağdurun şikayetçi olup olmadığına bakılmaksızın soruşturma yapılır, şartlar oluşmuşsa kovuşturmaya geçilir. Örneğin kasten yaralama suçunun Türk Ceza Kanunumuzun 86. maddesinin 3. fıkrasında yer alan nitelikli halleri, şikayete tabii değildir.


Türk Ceza Kanunumuzun 86/3. Maddesine Göre: "(3) Kasten yaralama suçunun; a) Üstsoya, altsoya, eşe, boşandığı eşe veya kardeşe karşı, b) Beden veya ruh bakımından kendisini savunamayacak durumda bulunan kişiye karşı, c) Kişinin yerine getirdiği kamu görevi nedeniyle, d) Kamu görevlisinin sahip bulunduğu nüfuz kötüye kullanılmak suretiyle, e) Silahla, f) Canavarca hisle, İşlenmesi halinde, şikâyet aranmaksızın, verilecek ceza yarı oranında, (f) bendi bakımından ise bir kat artırılır."

Dolayısıyla yukarıda TCK 86. madde 3. fıkrada sayılan hallerde darp raporu alınması durumunda hastane personeli tarafından kolluğa haber verilir ve işlem yapılır.



Şiddet Mağdurunun Koruyucu ve Önleyici Tedbir Talebinde Bulunulması


Şiddete uğrayan mağdur, darp raporu olsa da olmasa da 6284 sayılı Ailenin Korunması ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesine Dair Kanun uyarınca koruyucu ve önleyici tedbirlere hükmolunmasını talep edebilir. Bu noktada genellikle koruyucu veya önleyici tedbir kararı verilebilmesi adına delil aranmayacağı ifade edilmektedir. Bu nedenle darp raporunun koruma kararı/uzaklaştırma kararı gibi tedbir kararları açısından önem arz etmeyeceği düşünülebilir. Ancak gerçekte durum bundan ibaret değildir. Çünkü tedbir kararlarında delil aranmayacağına ilişkin olarak 6284 sayılı Kanunumuzun 8. maddesinin 3. fıkrasında yer alan hüküm, yalnızca koruyucu tedbir kararlarına ilişkindir. Dolayısıyla örneğin müşterek konutun tahsisi gibi önleyici tedbir kararlarına hükmedilebilmesi için delil gösterilmesi kanuni bir zorunluluktur. Bu nedenle darp raporu, koruyucu nitelikte tedbir kararları için değilse bile, önleyici tedbir kararlarına hükmedilebilmesi açısından büyük önem arz eden bir delil olabilmektedir.




 

Darp Raporuna İlişkin Yargıtay Kararları

 
  • Adli raporun tek başına darp fiilinin nasıl gerçekleştiğini ispata yeterli olmadığına ilişkin karar,

  • Darp olayına ilişkin çelişkili beyanların varlığı halinde, darp izine dair adli rapor mevcut olsa dahi olaya ilişkin olarak ceza hükmü kurulamayacağına ilişkin karar,

Yargıtay 3. Ceza Dairesi 2020/9738 E., 2020/12822 K. sayılı kararı

"...

...

...

Gereği görüşülüp düşünüldü: Sanığın aşamalarda, kiracısı olan katılanla evi boşaltma konusunda tartıştıklarına, katılana vurmadığına, polislerin ikisine de şikayetçi olup olmadıklarını sorduklarına, şikayetçi olmadıklarını söyledikleri için gittiklerini söyleyerek istikrarlı inkar içeren savunmada bulunması, katılanın polisler gelmeden önce sanığın kendisini darp ederken ...'nin sanığı tuttuğuna ilişkin beyanı üzerine dinlenen tanık ...'nin tarafların tartıştıklarına ama sanığın katılana vurduğunu görmediğine dair beyanı, 21.12.2015 tarihli saat: 12:15'te olayla ilgili tutulan ilk tutanakta, taraflarda darp cebir izinin olmadığının ve tarafların şikayetçi olmadığının tespitlenmesi, katılanın sanığın kendisini darp ettiği için çağırdığını söylediği tutanak mümzilerinin ifadelerinde özetle; katılana sorduklarında darp cebir olmadığını kendilerine söylediğine, sanığın katılana darp eylemini görmediklerine, anons üzerine hacı uğurlamasına tedbir için gittiklerine, sanığın 10 dakika sonra hacı uğurlamasına geldiğine, saat 18:00 civarında katılanın karakola şikayeti üzerine kendisine neden darp cebir var mı sorusuna yok dediğini sorduklarında onlar gittikten sonra ayağının şiştiğini söylediğine dair beyanları, katılanın soruşturmada sanığın iteklemesi üzerine yere düştüğüne, yerde yatarken kendisine tekme ile vurduğuna, elleriyle boğazına sarılarak boğazını sıktığına dair beyanları, yargılamada sanığın kendisini silkelediğine, yere düşerken sol ayağının iki parmağının kırıldığına, sıcaklığı ile farketmediğine, sanığın yerdeyken tekme ile vurduğuna, sanığın kendisini darp edince polisleri çağırdığına, polisler sorunca darp cebir izi olmadığını söylemiş ise de olayın sıcaklığı ile parmaklarının kırıldığını anlamadığına dair beyanlarına rağmen katılanın adli raporunda sol ayak 1. ve 2. parmakta fraktür bulgusu mevcut olup boğazında herhangi bir yaralanmasının bulunmayışı ve darp edildiği için polis çağıran kişinin yaralanma bulgusu henüz meydana gelmemiş olsa bile kendisine yönelik bir saldırı olup olmadığını soran polis memuruna hayatın olağan akışında bu durumu söylemesinin uygun düşeceği düşünüldüğünde katılanın kendi içinde çelişen ve diğer delillerle de desteklenmeyen beyanı ile yaralanma bulgusunun, sanık tarafından meydana getirildiğinin sübut bulmadığı düşünülmekle tebliğnamenin bozma istemli görüşüne iştirak edilmemiştir. ...

...

..."


 
  • Darp raporu alındıktan sonra eş ile birlikteliğin sürdürülmesinin, boşanma davasında eşin davranışının affedilmiş olduğu ya da en azından hoşgörü ile karşılanmış olduğu şeklinde kabul edileceğine ilişkin karar,

  • Boşanma davasında delil olarak ileri sürülen darp raporunun tek başına

Yargıtay 2. Hukuk Dairesi 2022/5403 E., 2022/6977 K. sayılı kararı

"...

...

...

2-Evlilik birliğinin temelinden sarsılması hukuki sebebine dayalı (TMK m. 166/1) olarak açılan boşanma davasının ilk derece mahkemesince yapılan yargılaması sonucunda, erkeğin tam kusurlu olduğu gerekçesiyle boşanma davasının kabulüne ve ferilerine karar verilmiştir. Hükme karşı, davacı kadın tarafından nafakaların ve manevi tazminatın miktarı yönünden; davalı erkek tarafından ise kusur belirlemesi, nafakalar, tazminatlar vekalet ücreti yönünden istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine, istinaf incelemesini yapan bölge adliye mahkemesince, kadın tanıklarının şiddete ilişkin görgülerinin 4-5 yıl öncesine ait olup kadının 2017 yılının başında müşterek konuta geri döndüğü, kadının geçmiş olayları affettiği en azından hoşgörü ile karşıladığı, erkeğin kadını aşağıladığına ilişkin tanık beyanlarının somut olaya dayanmadığı, genel ve soyut nitelikte olduğu, hakaret ve sövmeye ilişkin tanık beyanının bulunmadığı, bu durumda erkeğe, hakaret, sövme, fiziksel şiddet kusurlarının yüklenmesinin doğru olmadığı gerekçesiyle bu kusurların erkekten çıkarılmasına, darp raporuna göre erkeğin omuzunda ısırık izi olduğu, kadın tarafından ısırıldığı, kadının birlik görevlerini yerine getirmediği, bu durumda tarafların eşit kusurlu olduğuna ve kadının maddî ve manevî tazminat taleplerinin reddine karar verilmiş, hüküm taraflarca yukarıda sınırlandırıldığı şekilde temyiz edilmiştir. Bölge adliye mahkemesince davacı kadına birlik görevlerini yerine getirmediği vakıası kusur olarak yüklenmişse de, bu konudaki tanık beyanları davalı erkekten duyuma dayalı, sebep ve saiki açıklanmayan, inandırıcı olmaktan uzak, soyut izahlardan ibaret ibaret olduğu, kadına yüklenen fiziksel şiddet vakıasına ilişkin darp raporu tarihinin davacı kadının açtığı boşanma davası tarihinden yaklaşık 5 ay öncesine ait olduğu ve evlilik birliğinin bu olaydan sonra devam ettiği, bu eylemin davalı erkek tarafından af edildiği, en azından hoşgörü ile karşılandığı, kaldı ki kadın tarafından bu vakıanın inkar edildiği gibi darp izinin kadın tarafından gerçekleştirildiğinin dosyadaki başkaca delillerle de desteklenmediği, bu konudaki tanık beyanının da davalı erkekten duyuma dayalı olduğu ve fiziksel şiddet vakıasının ispatlanamadığı, bu itibarla da kadına kusur olarak yüklenemeyeceği anlaşılmaktadır. Davacı kadının bir kusuru ispatlanamamıştır. Evlilik birliğinin sarsılmasına neden olan olaylarda, evi ve eşi ile ilgilenmeyerek psikolojik ve ekonomik şiddet uygulayan davalı erkek tam kusurludur. Hal böyleyken, tarafların eşit kusurlu kabul edilmesi yerinde görülmemiş ve bozmayı gerektirmiştir. ...

...

..."


 
  • Müşteri tarafından darp edilen işçinin haklı nedenle feshine ilişkin karar,

(Kapatılan) Yargıtay 7. Hukuk Dairesi 2016/25456 E., 2016/20998 K. sayılı kararı

"...

...

...

Somut olayda, davacı iş yerinde 19.02.2013 tarihinde iki müşteri tarafından darp edildiğini iddia etmiş olup dosya içerisinde yer alan aynı tarihli darp raporuna göre davacının bir başka kişi tarafından darp, vurulma, tepilme, bükülme, ısırılma veya tırmalanmaya maruz kaldığı ve göz altında ödem ile kemiklerde deformasyon olması nedeni ile 2 gün istirahat verildiği görülmüştür. Davacı tarafından yazısı ve imzası inkar edilmeyen 28.02.2013 tarihli istifa dilekçesinde davacı "21.01.2005 tarihinde başladığım görevime 28.02.2013 tarihinde istifa ederek ayrılıyorum. İstifamın kabulü arz ederim." beyanında bulunmuştur. Davacı tanıkları ... ve ... iş akdinin kim tarafından sonlandırıldığını bilmediklerini, duyuma dayalı bilgilerine göre davacının bir müşteri ile yaşanan olay nedeni ile darp edildiğini, işverenin önce şikayetçi olmasını sonrasında ise şikayetten vazgeçmesi hususunda davacıya baskı yaptığını beyan etmişler, davalı tanıkları ise iş yerinde yaşan darp olayından sonra davacının izne ayrıldığını, izin dönüşü kendisinin istifa dilekçesi yazarak iş akdini sonlandırdığını beyan etmişlerdir.


Dosya içeriğine göre davacının darp edildiğine ilişkin rapor bulunması ve davalı tanık beyanlarınca da darp edildiği hususunun beyan edilmesi karşısında davacının müşteri tarafından darp edildiğinin sabit olduğu ve bu olay nedeni ile işverenin işçiyi gözetim borcunu yerine getirmediğinden işçinin istifa dilekçesi yazarak iş akdini haklı nedenle kendisinin feshettiği anlaşıldığından mahkemece kıdem tazminatı talebinin kabulü doğru ise de ihbar tazminatı talebinin reddine karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile ihbar tazminatı talebinin kabulüne karar verilmiş olması hatalı olup bozma nedenidir.

O halde davalı vekilin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve karar bozulmalıdır. ...

...

..."


 
  • Onay anlatımına ilişkin sanık beyanları ile darp raporunun çelişkili olması halinde sanıklar aleyhine hüküm kurulacağına ilişkin karar,

Yargıtay 6. Ceza Dairesi 2011/18992 E., 2015/38206 K. sayılı kararı

"...

...

...

Oluş ve dosya içeriğine göre; yakınanın olay tarihinde gece saat 04.00 sıralarına kadar sanıklarla birlikte eğlendikten sonra, dönüş yoluna koyuldukları ancak yakınandan işlettiği kahvehaneyi zorla devralmak niyetinde olan sanıkların yakınanı evine bırakmak yerine alıkoyarak dağa götürdükleri, burada yakınanı 02.08.2007 tarihli doktor raporunda belirtildiği üzere burnunda ve sağ ayağında kemik kırığı oluşacak şekilde darp ederek aynı günün sabahında kahvehanenin işletmeciliğinin kendilerine devrini sağladıkları, kahvehanenin asıl sahibi olan B.. D..’in kovuşturma aşamasındaki beyanında yakınanla iki yıllık kira sözleşmeleri olduğunu henüz bir yılının dahi dolmadığını aralarında kira nedeniyle bir anlaşmazlık bulunmadığını olay tarihine kadar yakınanın kahvehaneyi devredeceğinden hiç bahsetmediğini belirttiği, olay gecesi darp edilen yakınanın kahvehaneye sanıkların kolunda getirildiği ve darp edildiğinin dışarıdan da rahatça gözlemlenebildiğinin tanık beyanlarınca doğrulandığı, olay tarihinde devriye görevi yapan ve sabaha karşı araç içerisinde sanıklar ile yakınana rastlayan polis memurlarının tanık sıfatıyla alınan beyanlarında özetle sanıklardan Davut ve Yılmaz’ı görevleri gereği tanıdıklarını, olay günü sabaha doğru çeşme başında bir aracın durduğunu fark ettiklerini, yanlarına gittiklerinde, sanıklardan Davut ve Yılmaz’ın ellerini yıkadıklarını ve kendilerini görmeleri üzerine telaşlandıklarını belirttikleri, sanıklar olay gecesi yakınanın tepeden düşerek yaralandığını iddia etmiş iseler de; mahkemece yakınandaki yaralanmanın düşme neticesinde mi darp neticesinde mi olup olmadığının tespiti amacıyla doktor raporu aldırıldığı ve söz konusu rapora göre yakınandaki yaralanmaların daha çok darp neticesinde oluşabileceğinin belirtildiğinin anlaşılması karşısında; sanıkların yağma ve kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçunu işlediklerinin kanıtlandığı gözetilerek hükümlülüğü yerine, kanıtların takdirinde yanılgıya düşülerek yerinde ve yeterli olmayan gerekçe ile yazılı şekilde hüküm kurulması, bozmayı gerektirmiş,

...

...

..."


 
  • Boşanma davasında eşe karşı fiziksel şiddet iddiasına ilişkin karar,

  • Boşanma davasında darp raporuna ilişkin karar,

  • Boşanma davasında kadına karşı şiddet ile kadının güven sarsıcı davranışının eşit kusur olarak kabulüne ilişkin karar,

Yargıtay 2. Hukuk Dairesi 2017/4789 E., 2018/13213 K. sayılı kararı

"...

...

...

Davalı erkeğin kadına yönelik fiziksel şiddeti hususunda, davacı kadının tanıklarının beyanları dikkate alınmamış ise de; kadının şiddete maruz kaldığı dosya içeriğinden sabittir. Gerçekten de, mahkeme dosyasının incelenmesinden, davacı kadının erkek aleyhine koruma kararı aldırdığı görülmüştür. Koruma kararı dosyası yerel mahkemece celp edilmiş olup, işbu dosyanın incelenmesinden; kadının kocasından fiziksel şiddet gördüğünden bahisle 24/10/2011 tarihinde polis merkezine başvurduğu, 23/10/2011 tarihinde eşinden fiziksel şiddet gördüğünü beyan ettiği ve ... Devlet Hastanesinden iş bu tarihli kadın hakkında geçici rapor alındığı anlaşılmıştır. İş bu rapor ile kadının vücudunda morluklar olduğu tespit edilmiştir. Ayrıca yerel mahkeme dosyasında bulunan Adli Tıp Kurumu'nun 23/01/2012 tarihli raporuna göre, davacı kadının darp edildiği ve davalı erkek hakkında ... . Sulh Ceza Mahkemesi'nin 2012/533 E. dosyasında basit yaralama suçundan yargılamanın bulunduğu sabittir. O halde; yapılan yargılama ve toplanan delillerden, davalı erkeğin kadına fiziksel şiddet uyguladığı, buna karşılık mahkemenin de kabulünde olduğu üzere davacı kadının ise güven sarsıcı davranışta bulunduğu anlaşılmaktadır. Gerçekleşen bu olaylara göre evlilik birliğinin sarsılmasında taraflardan birinin kusurunun diğerinden daha baskın olduğu söylenemez. Tarafların eşit kusurlu olduklarının kabulü gerekir. Hâl böyle iken davalının ağır kusurlu kabul edilmesi doğru olmamış ve bozmayı gerektirmiştir. ...

...

..."


 
ankara boşanma avukatı

bottom of page