Delil Hukuk Bürosu
Makale İçeriği:
Düğün Takıları Nelerdir?
Düğün takıları, düğün sırasında evlenen çiftlere akrabaları, yakınları ve diğer düğün davetlileri tarafından takı töreni esnasında takılan ve parasal değeri olan her türlü eşyadır. Bu durumda düğün takıları: Düğünde takılan altın, bilezik, küpe, kolye, takı seti, para, döviz gibi her türlü malvarlığı değeri olabilir.
Tarafların evlilik birliğine maddi ve manevi destek sağlamak isteyen yakınları tarafından, gelenek ve göreneklere uygun olarak evlenen çiftlere bağışlanan bu eşyalar ve paralar, boşanma durumunda tartışmalı bir hukuki statü kazanabilmektedir. Özellikle son günlerde gazeteler ve sosyal medya uygulamaları üzerinden paylaşılan bazı Yargıtay kararları, düğün takılarının hukuki statüsü ve boşanma durumunda bu malların kime ait olacağı hususuna ilişkin olarak çeşitli tartışmalara konu edilmektedir. Bu makalemizde olası bir boşanma senaryosunda düğün takılarının kime ait olacağı hususunu, örnek hukuki uyuşmazlıklar ve emsal kararlar üzerinden açıklamaya çalışacağız.
Düğün Takıları Nasıl Talep Edilir?
Düğün takıları, boşanma davası ile birlikte talep edilebileceği gibi boşanma davası ile birlikte veya boşanma davası sona erdikten sonra ayrı bir dava açarak da talep edilebilir. Bu talebin boşanma davası ile birlikte ileri sürülmesi durumunda, açılan dava mahkeme dosyasında görülecek olsa dahi ayrı bir dava olacaktır ve dolayısıyla ziynet talebi için ayrıca harç yatırılması gerekecektir. Boşanma davası ile birlikte açılan ziynet davası, hakim tarafından tefrik edilebilir ve ayrı bir esasa alınmak suretiyle ayrı bir dosyada görülebilir.
Düğün takılarına ilişkin olarak açılacak olan davada mümkünse düğün takılarının aynen iadesi, aynen iade mümkün olmazsa nakden iade(düğün takılarının bedeli üzerinden) talep edilir.
Boşanma davasından sonra ziynet davasının açılacak olması durumunda, boşanma kararının kesinleşme tarihinden itibaren 10 yıllık zamanaşımı süresi içerisinde davanın açılması gerekir.
Bu makalemizde genel olarak düğün takıları davasından ziyade, özel olarak düğün takılarının hangi tarafa ait olacağı konusunu işleyeceğiz. Düğün takıları davalarına ilişkin olarak detaylı bilgi edinmek için konuya ilişkin makalemizi okuyabilirsiniz: Düğün Takıları Davası(Ziynet Eşyası Davası)
Düğünde Takılan Takılar Kimin Hakkıdır?
Mevzuatta, düğün takılarının hangi tarafa ait olacağına ilişkin olarak herhangi bir hüküm bulunmamaktadır. Yargıtay tarafından bu konuya dair verilmekte olan kararlar incelendiğinde bu hususa ilişkin olarak takıların kadına veya erkeğe takılması, kadının veya erkeğin yakınları tarafından takılması gibi ayrımlara gidilmeksizin kural olarak düğünde takılan tüm takılar ve paraların kadına bağışlanmış sayılacağı yönünde hüküm kurulmaktaydı. Ancak Yargıtay 2. Hukuk Dairesi tarafından 2023/5704 E. ve 2024/2402 K. numarasıyla verilen kararda, görüş değişikliğine gidilerek ilke bir karar verilmiş ve erkeğe takılan takıların erkeğe ait olacağı, sandığa konulan takıların da tarafların ortak mülkiyetinde olacağı ifade edilerek artık ziynet eşyaları üzerinde erkek eşin de hakkının olacağı hususu vurgulanmıştır.
Ancak bu kuralın istisnalarının da mevcut olabileceği hususu, verilen kararlarda görülmektedir. Bu istisnalar:
Ziynet eşyalarına ilişkin genel kuralın aksini gerektiren yöresel örf ve adetlerin varlığı ya da
Taraflar arasındaki anlaşma olgusunun varlığıdır.
Bakınız, Yargıtay 2. Hukuk Dairesi'nin 2023/5704 E. ve 2024/2402 K. sayılı kararına göre:
"Dairemizin önceki içtihatları, "aksine bir anlaşma ya da örf âdet kuralı olmadığı takdirde, düğünde kim tarafından hangi eşe ne verilirse verilsin, ne takılırsa takılsın (ziynet eşyası, altın, döviz, TL vs.) bunların hepsi kadına ait sayılır" yönündeydi. Ancak toplumuzun gelenek ve göreneklerinin zamanla değişikliğe uğraması, ekonomik ve hukuksal ilişkilerin dinamik yapısı ve özellikle; düğünlerde kadına özgü ziynet eşyalarının dışında, ortak bir yaşam kurma aşamasında olan eşlere maddî katkı sağlamak amacıyla, ekonomik değeri olan başka şeylerin de takılması/verilmesi, dikkate alınarak, düğünde eşlere takılan/verilen ve ekonomik değeri olan eşyalarla ilgili davalarda, Dairemizin içtihatlarında değişikliğe gidilmesi zorunluluğu doğmuştur. Bu konuda Dairemizin ilkesel nitelikteki yeni görüşüne göre; "Taraflar arasında ziynet eşyalarının paylaşımı konusunda anlaşma mevcut ise paylaşım bu anlaşmaya göre gerçekleştirilir. Ziynet eşyalarının paylaşımı konusunda taraflar arasında anlaşma bulunmadığı takdirde yerel örf ve adetin varlığı iddia ve ispat edilirse bu kurala göre paylaşım gerçekleştirilir. Aksi takdirde erkeğe ve kadına takılan/verilen ve ekonomik değer taşıyan her şey kural olarak kendilerine aittir. Ne var ki takılar içinde karşı cinse özgü (kadına ya da erkeğe özgü) bir şey varsa o cinse verilmiş sayılır. Özgü olma konusunda çekişme varsa ve gerektiğinde bilirkişi incelemesi yapılmalıdır. Bilirkişi incelemesi sonucunda o şeyin her iki cinse özgü olduğu belirlenmişse o şey takılan/verilen eşe ait olur. Takı sandığı/torbasına konulan ekonomik değer taşıyan şeyin aidiyeti konusunda; konulan şey kadına ya da erkeğe özgü bir şey ise o cinse verilmiş sayılır, o şeyin her iki cinse özgü olduğu belirlenmişse ortak kabul edilmelidir" yönündedir. Uyuşmazlık, tarafların iddia ve savunmaları da dikkate alınarak bu ilkeler doğrultusunda çözülmelidir."
Bu konuda genel kurala ve genel kuralın istisnalarına ilişkin olarak Yargıtay Hukuk Genel Kurulu tarafından 2017/1038 E. ve 2021/458 K. numarası ile verilmiş olan kararda:
"Mevzuatımızda, düğün sırasında takılan ziynet ile parasal değeri olan bütün eşyanın aidiyeti konusunda yazılı bir hüküm bulunmamaktadır. Bu nedenledir ki, örf ve adet hukuku uygulanmaktadır. Yargıtay'ın yerleşik uygulamasına, yaygın örf ve adet ile ülke gerçeklerine göre kural olarak, düğün sırasında takılan ziynet eşyası ve paralar kim tarafından ve hangi eşe takılırsa takılsın aksine bir anlaşma ya da örf ve adet kuralı olmadığı takdirde kadına bağışlanmış sayılır ve artık kadının kişisel malı kabul edilir. Yani erkeğe takılan ziynetler ve paraların da aksi kanıtlanmadığı müddetçe kadına ait olduğu kabulü vardır. Söz konusu ziynet eşyasının (altın vs.) evlenme sebebiyle gerek ailelerce ve gerek yakınlarca kadına geleceğinin güvencesi olarak takıldığı kabul edildiğinden emaneten (geçici olarak) takıldığı konusunda kadının bir kabulü olmadığı sürece genel kural kabul edilecektir. Artık, ziynetlerin geri istenmemek üzere verildiği iddia ve ispat edilmedikçe, bunları alan iade etmekle yükümlüdür."
Yukarıda belirtmiş olduğumuz istisnalar, Yargıtay tarafından ziynet davalarında verilen hükümlerde lafzi olarak belirtilmekte olsa da, henüz bu istisnaların mevcudiyetinin ne şekilde ispat edilebileceğine ilişkin herhangi bir emsal karar mevcut değildir. Öyle ki, yukarıda bir kısmını alıntılamış olduğumuz, Yargıtay Hukuk Genel Kurulu 2017/1038 E., 2021/458 K. sayı ile verilmiş olan kararda, aksini gerektiren yöresel örf ve adet bulunduğu iddia olunmuş ve bu hususa ilişkin olarak köy muhtarı tanık olarak gösterilmiş olsa dahi: Bu hususa ilişkin olarak tanık dinletmenin, ispata ilişkin olarak tek başına elverişli kabul edilmeyeceğine hükmedilmiştir. Bu nedenle her ne kadar yukarıdaki istisnai durumların varlığı halinde farklı bir şekilde paylaşım yapılabileceği hususu Yargıtay kararlarında ifade edilmekteyse de, bu istisnai durumlara örnek teşkil edebilecek nitelikte bir emsal karar henüz mevcut değildir.
a) Düğünde Erkeğe Takılan Takılar Kimin Hakkıdır?
Düğünde erkeğe takılan takılar, Yargıtay 2. Hukuk Dairesi tarafından verilen ve yukarıda alıntıladığımız 2023/5704 E. ve 2024/2402 K. sayılı karar nedeniyle aksini gerektiren bir yerel örf ve adet kuralı ya da taraflar arasında bu hususa ilişkin olarak herhangi bir anlaşma bulunmadıkça erkeğin hakkıdır. Bu konuda ilgili kararda geçen "erkeğe ve kadına takılan/verilen ve ekonomik değer taşıyan her şey kural olarak kendilerine aittir." ifadesi ile erkeğe ve kadına takılan takılar ve ekonomik değer taşıyan diğer eşyaların, çiftin ortak mülkiyetinde mi olacağı yoksa kime takılmışsa o kişiye mi ait olacağı hususu belirsizliğe zemin hazırlamış ve meslektaşlar arasında şimdiden tartışmalar doğurmuştur. Ancak yaygın kanı, bu eşyaların hangi eşe takılmışsa o eşe ait olması gerektiği yönündedir. Sanıyoruz Yargıtay 2. Hukuk Dairesi, gelecekte vereceği kararlar ile bu hususa netlik kazandıracaktır.
b) Düğünde Kadına Takılan Takılar Kimin Hakkıdır?
Düğünde kadına takılan takılar ve paralar, Yargıtay uygulamasına göre kadına bağışlanmış sayılmaktadır. Dolayısıyla bu takılar, kadının kişisel malı sayılır. Bu konuda bir tartışma bulunmamaktadır.
Bakınız Yargıtay 2. Hukuk Dairesi tarafından 2016/9923 E., 2018/1103 K. sayısı ile verilen kararda:
"Düğünde kadına takılan ziynetler bağış hükmündedir ve kadının kişisel malıdır. Ziynetlerin geri istenmemek üzere verildiği iddia ve ispat edilmedikçe, bunları alan iade etmekle yükümlüdür." ifadeleriyle bu takıların kadının kişisel malı sayılacağı hususu açıkça ifade edilmiştir.
c) Düğünde Kadının Yakınları Tarafından Takılan Takılar Kimin Hakkıdır?
Yargısal uygulamalarda, kadın veya erkeğin yakınları tarafından takılan takılara ilişkin olarak bir ayrıma gidilmemektedir. Eski Yargıtay görüşüne göre düğün takıları ve düğünde takılan paralar, kim tarafından ve kime takılırsa takılsın, kadına bağışlanmış sayılmaktaydı, şimdi de düğünde takılan takılar, kim tarafından takılırsa takılsın, belirli bir cinsiyete özgü olmadıkça kendisine takılan eşe ait olacaktır. Bu nedenle düğünde kadının yakınları tarafından takılan takılar, kadına bağışlanmış sayılır ve onun kişisel malı olarak hükme esas alınır.
d) Düğünde Erkeğin Yakınları Tarafından Takılan Takılar Kimin Hakkıdır?
Eski Yargıtay uygulamasına göre düğünde takılan takıların kim tarafından ve kime takılmış olduğuna bakılmaksızın, kural olarak(aksini gerektiren bir durum ileri sürülüp ispat edilmedikçe) takılan tüm takılar ve paraların kadın eşe bağışlanmış olduğu kabul edilmekteydi.
Yargıtay 3. Hukuk Dairesi tarafından 2014/16026 E., 2015/9622 K. numarası ile verilmiş olan kararda:
"Dava; düğünde takılan ziynet eşyalarının aynen iadesi; bunun mümkün olmaması halinde değerinin nakden tahsili talebine ilişkindir. Kural olarak düğün sırasında takılan ziynet eşyaları, kim tarafından, kime takılırsa takılsın, kadına bağışlanmış sayılır ve artık kadının kişisel malı sayılır. Ne var ki mahkemece; tarafların düğünlerinde kuşak takılarak takıların ayrı ayrı takılmış olması tüm takıların gelinin kesesine atılması gibi bir durumun olmaması gerekçesi ile takılar ayrı ayrı değerlendirilmiş, yalnızca kadına takılanlar yönünden kabul kararı verilmiştir.
O halde mahkemece yapılacak iş; hükme esas alınan bilirkişi raporunda, düğün sırasında geline ve damada takıldığı tespit edilen tüm takılar yönünden davanın kabulüne karar verilmesi olmalıdır." ifadeleriyle bu kural, tartışmaya mahal vermeyecek bir şekilde ortaya konulmuştur.
Ancak yeni Yargıtay uygulamasına göre düğünde takılan takıların kim tarafından takıldığı hususu hala önem arz etmemekle birlikte, bu takıların kime takıldığı hususu takıların kime ait olacağını da belirlemektedir.(Bakınız Yargıtay 2. Hukuk Dairesi 2023/5704 E. ve 2024/2402 K. sayılı kararı)
e) Düğünde Takı Sandığına Konulan Takılar Kimin Hakkıdır?
Düğünde takı sandığına konulan takılar da eski Yargıtay uygulamasına göre kadının kişisel malı sayılmaktayken, Yargıtay 2. Hukuk Dairesi tarafından 2023/5704 E. ve 2024/2402 K. sayı ile verilen görüş değişikliğine dair ilke karar ile birlikte eşlerin ortak mülkiyetinde sayılacak eşyalardan kabul edilmeye başlanmıştır.
Bu husus, ilgili kararda "Takı sandığı/torbasına konulan ekonomik değer taşıyan şeyin aidiyeti konusunda; konulan şey kadına ya da erkeğe özgü bir şey ise o cinse verilmiş sayılır, o şeyin her iki cinse özgü olduğu belirlenmişse ortak kabul edilmelidir." ifadeleriyle açıkça belirtilmiştir.
Erkeğin Düğün Takılarını Talep Etmesi Mümkün Müdür?
Erkeğin de düğün takılarını talep etmesi mümkündür. Eski Yargıtay uygulamasına göre erkeğin ziynet eşyası talep edebilmesi ancak bunu gerektirecek nitelikte taraflar arasında bir sözleşme bulunması ya da yerel bir örf ve adet bulunduğu hususlarının ispatıyla mümkün olabilmekteyken, Yargıtay 2. Hukuk Dairesi tarafından verilen 2023/5704 E. ve 2024/2402 K. sayılı karar ile(tarafımızca makalemizin başında alıntılanmıştır) erkek eşin de sözleşme veya yerel adet olguları iddia ve ispat olunmaksızın ziynet talebinde bulunabilmesinin önü açılmıştır.
Düğün Takıları Mal Paylaşımına Konu Edilebilir Mi?
Düğün takıları, aksini gerektiren bir durum olmadıkça kadının kişisel malı sayılmaktadır. Kişisel mallar ise mal paylaşımına konu edilememektedir. Çünkü boşanma davası sonrasında görülecek olan mal rejiminin tasfiyesi davasında talep edilen katılma alacağı, değer artış payı alacağı ve katkı payı alacağı gibi alacak kalemleri içerisinde kişisel mallar bulunmamaktadır. Bu nedenle düğün takıları ya boşanma davası ile birlikte ya da ayrıca açılacak olan bir dava ile talep edilmelidir. Ancak bu husus meslektaşlar ve akademisyenler arasında tartışmalı olup, Yargıtay'ın da ziynet eşyası ve mal paylaşımının aynı davada görülebileceğine ilişkin kararları mevcuttur(Örneğin bakınız Yargıtay 8. Hukuk Dairesi 2016/18252 E., 2018/2567 K. sayılı kararı).
Satılan, Bozdurulan Ziynet Eşyaları Sonradan Talep Edilebilir Mi?
Kadın tarafından düğün takılarının mümkünse aynen iadesi, aynen iadenin mümkün olmaması durumunda bedelinin hesaplanarak nakden iadesi talep edilmişse, ziynet eşyalarının bozdurulmuş ve evlilik birliğinin ortak giderlerini karşılamak amacıyla harcanmış olduğu iddiası, ispat edilse dahi erkeği borçtan kurtarmayacaktır. Bu durumda ziynet eşyalarının iade edilmemek üzere davalı eşe verildiği hususu kanıtlanamazsa, davalı eş tarafından ziynet eşyalarına ilişkin olarak iadenin gerçekleştirilmesi gerekecektir.
Bakınız, Yargıtay 3. Hukuk Dairesi tarafından 2016/11264 E. ve 2018/2194 K. sayısı ile verilmiş olan ve Yargıtay Hukuk Genel Kurulu'nun 03.07.2013 tarihli bir kararına atıf yapılan bir kararda yer alan:
"Kadına ait ziynetler, koca tarafından bozdurulup, değişik amaçlarla harcanmış olabilir. Bu durumda, ziynet eşyalarının iade edilmemek üzere kocaya verildiğinin, davacının isteği ve onayı ile bozdurulup harcandığının, davalı yanca kanıtlanması halinde, davalı koca ziynet eşyalarının iadesinden kurtulur.
Hukuk Genel Kurulunca da; davalı eş tarafından bozdurulan ziynet eşyalarının davacı kadın tarafından iade edilmemek üzere verildiğine ilişkin ispat yükü davalı eşte olduğu hususu benimsenmiştir.(HGK 03.07.2013 tarih ve Esas:2012/6-1849 ve Karar:2013/1006)" ifadeleriyle bu husus açıkça ortaya konulmaktadır.
Davacı Eş Hangi Durumlarda Düğün Takıları(Ziynet Eşyaları) Talep Edemez?
Düğünde takılan ziynet eşyaları ve paraların davacı tarafından talep edilememesi, aşağıdaki ihtimallerin varlığı durumunda söz konusu olabilir:
Düğünde takılan ziynet eşyaları ile paraların davacının kendisinde bulunması,
Düğünde takılan ziynet eşyaları ile paraların 3. kişiler tarafından çalınmış olması,
Düğünde takılan ve Yargıtay uygulamasına göre davacının kişisel eşyası olarak kabul edilen ziynet eşyaları ile paraların, bizzat davacı tarafından kendisi için kişisel eşya edinimi amacıyla bozdurulması ve kullanılması,
Davacı lehine hüküm kurulmasının aksini gerektirir nitelikte yerel örf ve adetlerin bulunduğunun davalı tarafından iddia ve ispat edilmesi,
Taraflar arasında düğünde takılan ziynet eşyaları ve paralara ilişkin olarak davacı lehine hüküm kurulmasının aksini gerektirir nitelikte bir anlaşma bulunduğu hususunun davalı eş tarafından iddia ve ispat edilmesi
gibi durumlar.