Delil Hukuk Bürosu
Makale İçeriği:
İhtiyati Tedbir Nedir?
İhtiyati tedbir, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunumuzun 389. maddesi ile 399. maddesi arasında yer alan hükümlerinde düzenlenmiş olan bir çeşit geçici hukuki koruma müessesesidir. Adı üzerinde geçici bir hukuki koruma sağlayan ihtiyati tedbir kararı ile, uzun süren yargılamalar süresince davanın taraflarının hak ve alacakları nezdinde gerçekleşmesi olası zararların önlenmesi ve böylece kesin hüküm kuruluncaya dek hak sahiplerinin haklarının zarara uğramasının önlenmesi amaçlanmaktadır. Dolayısıyla ihtiyati tedbir, kesin hüküm niteliğinde değildir, hakkın korunmasını veya hak kaybının önlenmesini sağlayacak olan bir çeşit hukuki araçtır. İhtiyati tedbir: Dava açmadan önce esas davaya bakmakla yetkili ve görevli mahkemeden istenebileceği gibi, esas davanın açılması ile birlikte esas davaya bakan mahkemeden de talep edilebilir.
Örneğin taşınmaz mülkiyetine ilişkin olarak açılan bir tapu iptali ve tescil davasında veya evlilikten kaynaklanan mal rejiminin tasfiyesi davasında davaya konu edilen taşınmaz malın dava süreci boyunca iyiniyetli veya kötüniyetli 3. kişilere bağış, trampa veya satış sözleşmesi gibi yollarla devrinin önüne geçilebilmesi adına bu davada ihtiyati tedbir kararı verilmesi talep edilebilir ve talep kabul edilirse ilgili tapu müdürlüğüne müzekkere yazılmak suretiyle taşınmazın tapu kaydına şerh düşülebilir.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunumuzun 389. Maddesine Göre: "(1) Mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkânsız hâle geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hâllerinde, uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebilir. (2) Birinci fıkra hükmü niteliğine uygun düştüğü ölçüde çekişmesiz yargı işlerinde de uygulanır."
Dolayısıyla ihtiyati tedbir, açılan veya açılacak olan bir davada hüküm verilene kadar dava konusu hakkın koruma altına alınmasını sağlayan nitelikte bir karardır. Böylece mevcut durumda meydana gelebilecek değişmelerin önüne geçilerek hakkın elde edilmesinin zorlaşması ya da tamamen imkansız hale gelmesi veya gecikme nedeniyle meydana gelebilecek herhangi bir sakınca veya zarar ihtimalinin ortadan kaldırılması sağlanmaya çalışılır.
İhtiyati Tedbir Kararına Neden İhtiyaç Duyulur?
Yargılama usulü ve mahkemelerin iş yoğunluğu gibi birçok farklı nedenden dolayı, adalet arayışı içerisinde olan vatandaşların hak ve alacaklarına ulaşmaları uzun zamanlar alabilmektedir. Örneğin bir tapu iptali ve tescil davası, istinaf ve temyiz süreçleri ile birlikte ortalama 5-6 yıl kadar sürebilmekte ve çok karmaşık dosyalarda bu sürenin 10 yılı bulduğu dahi görülebilmektedir.
Yukarıda bahsetmiş olduğumuz bu ve benzeri nedenlerle uzayan yargılama süreçlerinde hak sahiplerinin geri dönülmesi güç hak kayıpları yaşamalarının önüne geçilebilmesi adına çeşitli geçici hukuki koruma imkanları düzenlenmiştir ve ihtiyati tedbir kararı da bu geçici önlemlerden birisi ve belki de en önemlisidir.
Hakkın elde edilmesine yönelik olarak sağladığı faydalar nedeniyle yargılama usulümüzde oldukça önemli bir yer tutan ihtiyati tedbir kararları, özel hukuk alanında yürütülecek yargısal süreçlerin tarafları olan kişiler açısından son derece büyük önem arz etmektedir.
İhtiyati Tedbir Kararı Verilebilmesi Şartları Nelerdir?
Açılan bir davada ihtiyati tedbire ilişkin karar verilmesine ilişkin şartlar, genel ve soyut ifadelerle belirlenmiş ve yargılamayı yürüten hakime çok büyük bir takdir yetkisi alanı tanınmıştır.
Hukuk Muhakemeleri Kanunumuzun 389. maddesi ve devamı hükümler dikkate alınacak olursa, ihtiyati tedbir kararı alınabilmesi için gerekli şartları:
Mevcut durumda yaşanabilecek bir değişim nedeniyle:
Bir hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşması,
Hakkın elde edilmesinin tamamen imkansız hale gelmesi,
Gecikme nedeniyle:
Bir sakıncanın veya
Ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi
şeklinde sayılabilir. Bu ifadeler son derece soyut ve genel ifadeler olmakla birlikte, kanunda ihtiyati tedbire karar verilmesi şartlarının bu şekilde soyut ifadelerle belirlenmesi kanunkoyucunun bilinçli bir çabasından ileri gelmektedir. Böylece yargılamayı yürüten hakim kendi takdirine göre somut olay adaletini sağlayacak ve somut olay açısından daha geniş bir korumanın mevcudiyetini sağlayabilecek hukuki altyapıya sahip olabilecektir.
İhtiyati Tedbir Nasıl Talep Edilir?
İhtiyati tedbir talebi, esas dava açılmadan önce esas davanın açılacağı görevli ve yetkili mahkemede ayrıca talep edilebileceği gibi; esas dava dilekçesi ile birlikte de yöneltilebilir. Ancak esas dava açılmadan önce yalnızca ihtiyati tedbir talebinde bulunmak için açılan davalarda ihtiyati tedbir talebinin kabul edilmesi halinde, esas davanın açılması için süre verilir ve verilen süre içerisinde davanın açılmaması halinde verilen ihtiyati tedbir kararı kaldırılır.
Hukuk Muhakemeleri Kanunumuzun 390. Maddesine Göre: "(1) İhtiyati tedbir, dava açılmadan önce, esas hakkında görevli ve yetkili olan mahkemeden; dava açıldıktan sonra ise ancak asıl davanın görüldüğü mahkemeden talep edilir. (2) Talep edenin haklarının derhâl korunmasında zorunluluk bulunan hâllerde, hâkim karşı tarafı dinlemeden de tedbire karar verebilir. (3) Tedbir talep eden taraf, dilekçesinde dayandığı ihtiyati tedbir sebebini ve türünü açıkça belirtmek ve davanın esası yönünden kendisinin haklılığını yaklaşık olarak ispat etmek zorundadır."
Uygulamada zaman kaybına mahal verilmemesi için çoğunlukla esas dava dilekçesi ile birlikte ihtiyati tedbir talebinin de öne sürüldüğü ve tek bir dilekçede her iki hususun da bir araya getirildiği görülmektedir.
Her iki yolda da ihtiyati tedbir talebinde bulunmakla yetinilmemeli ve mahkemeye niçin ihtiyati tedbire ilişkin hüküm kurması gerektiği kısa ve anlaşılır bir dil ile anlatılmalıdır. Çünkü yukarıda detaylı bir şekilde açıklamış olduğumuz gibi hakimin takdir yetkisi dahilinde değerlendirilecek olan ihtiyati tedbir kararına hükmedilebilmesi için mahkemenin geçici hukuki korumaya ilişkin olarak talep sahibinin haklı menfaatinin bulunduğu kanaatinde olması son derece önem arz etmektedir.
İhtiyati Tedbir Kararının İçeriği ve Tedbir Türleri
İhtiyati tedbir talebi üzerine karar verecek olan mahkeme tarafından somut olayın özelliklerine göre farklı mahiyette tedbir hükümlerine karar verilmesi söz konusu olabilmektedir. Bu tedbirlere örnek vermek gerekirse:
Tedbire konu mal veya hakkın muhafaza altına alınması,
Gerekirse söz konusu mal ve hakların yediemine tevdiine karar verilmesi,
Taşınmaz malların tapu kütüğüne tedbir şerhi düşülmesi,
Otomobil vb. araçların satışını engellemeye yönelik tedbir kararı verilmesi ve sicil kayıtlarına şerh düşülmesi,
Bir şeyin(davranışın, fiilin vs.) yapılması,
Bir şeyin yapılmaması
gibi örnekler sayılabilir, bunlar kanunda da sayılmıştır. Bunların yanında kanunda yer alan "sakıncayı ortadan kaldıracak veya zararı engelleyecek her türlü tedbire karar verilebilir." ifadesiyle ihtiyati tedbirin şekli yönünden de hakime takdir alanı tanınmıştır. Dolayısıyla hakim, kanunda sayılmış olan bu tedbir şekilleri ile bağlı da değildir ve yaratıcı davranabilir.
Hukuk Muhakemeleri Kanunumuzun 391. Maddesine Göre: "(1) Mahkeme, tedbire konu olan mal veya hakkın muhafaza altına alınması veya bir yediemine tevdii ya da bir şeyin yapılması veya yapılmaması gibi, sakıncayı ortadan kaldıracak veya zararı engelleyecek her türlü tedbire karar verebilir. (2) İhtiyati tedbir kararında; a) İhtiyati tedbir talep edenin, varsa kanuni temsilcisi ve vekilinin ve karşı tarafın adı, soyadı ve yerleşim yeri ile talep edenin Türkiye Cumhuriyeti kimlik numarası, b) Tedbirin, açık ve somut olarak hangi sebebe ve delillere dayandığı, c) Tereddüde yer vermeyecek şekilde, neyin üzerinde ve ne tür bir tedbire karar verildiği, ç) Talepte bulunanın, ne tutarda ve ne türde bir teminat göstereceği, yazılır. (3) (Değişik:22/7/2020-7251/40 md.) İhtiyati tedbir talebinin reddi kararı gerekçeli olarak verilir ve bu karara karşı kanun yoluna başvurulabilir. Yüzüne karşı aleyhine ihtiyati tedbir kararı verilen taraf da kanun yoluna başvurabilir. Bu başvurular öncelikle incelenir ve kesin olarak karara bağlanır."
İhtiyati tedbire hükmedilmesi ve tedbirin şekli konusunda hakime oldukça büyük bir takdir alanı tanınmış olmasına rağmen, tedbir hükümlerinin içeriği konusunda oldukça belirgin bir netlik öngörülmüştür. Buna göre tedbir kararı yoruma açık olmamalı, açık ve net bir şekilde neye ilişkin olarak ne tür bir tedbire karar verildiği belirtilmelidir.
İhtiyati Tedbir Kararının Uygulanması
İhtiyati tedbir kararının uygulanması, genellikle bizzat mahkeme kalemi tarafından ilgili idari mercilere müzekkere yazılması yoluyla gerçekleştirilmektedir. Ancak istisnai hallerde ihtiyati tedbir talebinde bulunan tarafça gerekli uygulama işlemlerinin yerine getirilmesi de söz konusu olabilmektedir. İhtiyati tedbir kararlarının uygulanması, Hukuk Muhakemeleri Kanunumuzun 393. maddesinde düzenlenmiştir.
Hukuk Muhakemeleri Kanunumuzun 393. Maddesine Göre: "(1) İhtiyati tedbir kararının uygulanması, bu kararın, tedbir isteyen tarafa tefhim veya tebliğinden itibaren bir hafta içinde talep edilmek zorundadır. Aksi hâlde, kanuni süre içinde dava açılmış olsa dahi, tedbir kararı kendiliğinden kalkar. (2) Tedbir kararının uygulanması, kararı veren mahkemenin yargı çevresinde bulunan veya tedbir konusu mal ya da hakkın bulunduğu yer icra dairesinden talep edilir. Mahkeme, kararında belirtmek suretiyle, tedbirin uygulanmasında, yazı işleri müdürünü de görevlendirebilir. (3) İhtiyati tedbir kararının uygulanması için, gerekirse zor kullanılabilir. Zor kullanmak hususunda, bütün kolluk kuvvetleri ve köylerde muhtarlar, uygulamayı gerçekleştirecek memurun yazılı başvurusu üzerine, kendisine yardım etmek ve emirlerine uymakla yükümlüdürler. (4) İhtiyati tedbiri uygulayan memur, bir tutanak düzenler. Bu tutanakta, tedbir konusu ve bulunduğu yer gösterilir; tedbir konusu ile ilgili her türlü iddia bu tutanağa geçirilir. Tedbiri uygulayan memur, bu tutanağın bir örneğini tedbir sırasında hazır bulunmayan taraflara ve duruma göre üçüncü kişiye tebliğ eder. (5) İhtiyati tedbir kararları hakkında kanun yoluna başvurulması hâlinde, tedbire ilişkin dosya ve delillerin sadece örnekleri ilgili mahkemeye gönderilir."
Yukarıda alıntılamış olduğumuz madde hükmünden de açıkça anlaşılabileceği üzere, verilen tedbir kararının uygulanması işlemlerinin tedbir isteyen tarafından gerçekleştirilmesinin gerekmesi halinde, tedbir isteyenin başvuruda bulunacağı yetkili ve görevli merci kararı veren mahkemenin yargı çevresinde bulunan veya tedbir konusu mal ya da hakkın bulunduğu yer icra dairesinden talep edilir. Bu konuda tedbir isteyene yer yönünden yetkiye ilişkin olarak seçimlik bir hak verildiği söylenilebilir.
İhtiyati tedbir kararının dava açılmadan önce verilmiş olması halinde, tedbir talep eden tarafından bu kararın uygulanması talebinde bulunduğu tarihten itibaren iki hafta içerisinde esas hakkındaki davanın açılması gerekir. Bu şekilde esasa ilişkin davanın açılmasının ardından, davanın açıldığına ilişkin evrakın kararı uygulayan memura ibraz edilmesi, dosyaya konulmasını sağlaması ve bunun karşılığında bir "alındı" belgesi alması zorunludur; aksi takdirde tedbir kararı kendiliğinden kalkar.
İhtiyati Tedbir Kararı Ne Kadar Süreyle Uygulanır?
İhtiyati tedbir kararı, kural olarak esasa ilişkin olarak verilecek olan nihai kararın kesinleşmesine kadar devam eder. İhtiyati tedbir kararında bu kuralın aksi belirtilmişse veya mahkeme tarafından karar değiştirilmiş ya da kaldırılmışsa nihai karar öncesinde de tedbir hükümlerinin sona ermesi mümkündür. İhtiyati tedbir kalkmış veya kaldırılmışsa, bu husus ilgili yerlere bildirilir.
İhtiyati Tedbir Kararında Teminat Yatırılması
İhtiyati tedbir talebi, dürüstlüğe aykırı kişilerce kötü niyetli bir şekilde kullanılabilir ve salt karşı tarafı zarara uğratmak veya rahatsız etmek amacıyla esasa ilişkin haksız taleplerin yanında ileri sürülebilir. Bu ihtimali öngören kanunkoyucu, ihtiyati tedbir taleplerine ilişkin olarak verilecek kararlarda karşı tarafın uğraması muhtemel zararlara karşılık talepte bulunan tarafın teminat yatırmasına ilişkin olarak Hukuk Muhakemeleri Kanunumuzun 392. maddesinde yer alan düzenlemeye yer vermiştir.
Hukuk Muhakemeleri Kanunumuzun 392. Maddesine Göre: "(1) İhtiyati tedbir talep eden, haksız çıktığı takdirde karşı tarafın ve üçüncü kişilerin bu yüzden uğrayacakları muhtemel zararlara karşılık teminat göstermek zorundadır. Talep, resmî belgeye, başkaca kesin bir delile dayanıyor yahut durum ve koşullar gerektiriyorsa, mahkeme gerekçesini açıkça belirtmek şartıyla teminat alınmamasına da karar verebilir. Adli yardımdan yararlanan kimsenin teminat göstermesi gerekmez. (2) Asıl davaya ilişkin hükmün kesinleşmesinden veya ihtiyati tedbir kararının kalkmasından itibaren bir ay içinde tazminat davasının açılmaması üzerine teminat iade edilir."
Görüldüğü üzere çeşitli şartların varlığı halinde, mahkemece teminat alınmamasına karar verilmesi de mümkündür. Ancak ihtiyati tedbir kararlarında genellikle teminat yatırılmasına hükmedildiği görülmektedir. Bu nedenle uygulamada teminat yatırılmasına hükmedildiği haller kural, teminat yatırılmamasına karar verilen haller ise istisnadır denilebilir.
İhtiyati tedbir için yatırılan teminat:
Asıl davaya ilişkin hükmün kesinleşmesinden veya
İhtiyati tedbir kararının kalkmasından itibaren
bir ay içinde tazminat davası açılmaması halinde ilgilisine iade edilir.
İhtiyati Tedbir Kararına Karşı İtiraz ve Kanun Yolu
İhtiyati tedbir talebinde bulunulması halinde, karşı taraf dinlenmeksizin verilen ihtiyati tedbir kararlarına karşı itiraz edilebilir. İtiraz kural olarak ihtiyati tedbir kararının icrasını durdurmaz, ancak mahkeme tarafından aksi yönde karar verilebilir.
İhtiyati tedbir kararına ilişkin olarak:
İhtiyati tedbir talebinin karşı tarafı ve
İhtiyati tedbir talebinin uygulanması sebebiyle menfaati açıkça ihlal edilen üçüncü kişiler tarafından itiraz edilebilir.
İhtiyati tedbirin uygulanması sırasında: Karşı taraf hazır bulunuyorsa tedbirin uygulanmasından itibaren 1(bir) haftalık süre içerisinde veya karşı taraf hazır bulunmuyorsa tedbirin uygulanmasına ilişkin tutanağın tebliğinden itibaren bir haftalık süre içerisinde:
İhtiyati tedbirin şartlarına,
İhtiyati tedbir kararı veren mahkemenin yetkisine veya
İhtiyati tedbir kararı ile belirlenen teminata karşı
kararı veren mahkemeye itiraz edilebilir.
İhtiyati tedbir kararı esas hakkında dava açılmadan önce salt ihtiyati tedbir kararı alınmasına ilişkin dava ile alınmışsa itiraz ihtiyati tedbir kararını veren mahkemeye yönlendirilebilir. Ancak esas hakkındaki dava açıldıktan sonra itiraza ilişkin olarak esas hakkındaki davaya bakan mahkeme karar verir.
İtiraz edecek olan kişi veya kişiler itiraz dilekçelerinde, itiraz sebeplerini açıkça göstermeli ve itirazlarına dayanak olan tüm delilleri eklemelidirler. Kanun metnine göre mahkeme ilgilileri dinlemek üzere davet eder ve gelmedikleri takdirde dosya üzerinden inceleme yaparak kararını verir. Ancak uygulamada mahkemeler tarafından doğrudan evrak üzerinden inceleme yapılarak karar verildiği sıklıkla görülmektedir. İtiraz üzerine mahkeme tedbir kararından rücu edebilir veya tedbir kararının içeriğini değiştirebilir. Mahkemenin itiraz üzerine verdiği karara karşı kanun yoluna başvurulabilir; ihtiyati tedbir kararına itirazın reddi üzerine kanun yoluna başvurulması halinde bu başvuru öncelikle incelenir ve kesin olarak karara bağlanır. Kanun yoluna başvurulmuş olması, tedbirin uygulanmasını durdurmaz.
İhtiyati Tedbirin Değiştirilmesi veya Kaldırılması
İhtiyati tedbir kararının değiştirilmesi veya kaldırılması:
İhtiyati tedbir kararına itiraz halinde,
İtiraz üzerinde ret kararı verilmesi üzerine kanun yoluna başvurulması halinde,
Teminat karşılığı ihtiyati tedbirin değiştirilmesi veya kaldırılması talebinde bulunulması halinde ya da
Durum ve koşulların değişmesi hallerinde mümkündür.
Bu hallerin mevcudiyetine veya uygunluğuna ilişkin olarak da hakimin takdir yetkisi bulunmaktadır. Bu nedenle ihtiyati tedbir kararının değiştirilmesi veya kaldırılmasına yönelik olarak ileri sürülecek olan taleplerde mahkemenin ikna edilebilmesine uygun bir şekilde sade, açık, anlaşılır ve delillerle dayanaklandırılmış beyanlar ileri sürülmelidir.
İhtiyati Tedbire Muhalefetin Cezası
Aleyhine tedbir talep edilen karşı taraf, şahsen ihtiyati tedbir talebinde bulunan kişinin haksız olduğu kanaatinde olsa dahi ihtiyati tedbir kararlarının gereklerini yerine getirmekle mükelleftir. İhtiyati tedbir kararlarına muhalefet edilmesi halinde 6(altı) aya kadar disiplin hapsi cezasına hükmedilmesi mümkündür. İhtiyati tedbir kararının uygulanmasına ilişkin emre uymayan veya tedbir kararına aykırı davranan kimse aleyhine, ihlalin öğrenilmesinden itibaren altı ay içerisinde şikayet dilekçesi ile şikayette bulunulabilir.
Şikayet üzerine mahkeme tarafından HMK 398. maddesi uyarınca inceleme yapılır ve karar verilir. Verilen karara karşı bir haftalık süre içerisinde itiraz edilebilir. İtiraz üzerine itirazı incelemeye yetkili ve görevli mahkeme tarafından verilecek olan karar kesindir.
Haksız Tedbir Nedeniyle Tazminat
İhtiyati tedbir uygulaması dürüstlüğe aykırı davranan kötü niyetli kişilerce suistimal edilmeye açık bir uygulamadır. Bu ve benzeri ihtimallerin varlığı nedeniyle haksız tedbir nedeniyle lehine tedbir talebine hükmedilen kişinin karşı tarafın ihtiyati tedbir nedeniyle uğradığı zararı tazmin etmesi gerektiği hususu HMK 399. maddesinde düzenlenmiştir. Haksız ihtiyati tedbirden kaynaklanan tazminat davası, esas hakkındaki davanın karara bağlandığı mahkemede açılır. İhtiyati tedbir nedeniyle uğranılan zararın tazmin edilebilmesi için ihtiyati tedbir kararının haksız olması yeterli değildir, aynı zamanda haksız olan bu ihtiyati tedbir kararı nedeniyle zarar da meydana gelmiş olmalıdır. Bu hususa ilişkin olarak, tazminat hukukunun geneline sirayet etmiş olduğu üzere tazminatın bir çeşit zenginleşme aracı olmadığı kuralı unutulmamalı ve tazminat talebinde bulunulması halinde ihtiyati tedbir kararının haksız yere alınmış olduğu hususunun yanında ihtiyati tedbir kararı nedeniyle uğranılan zarar da ispatlanmalıdır.
Tazminat davası açma hakkı, esasa ilişkin hükmün kesinleşmesinden veya ihtiyati tedbir kararının kalkmasından itibaren 1(bir) yıl geçmesiyle zamanaşımına uğrar.