Delil Hukuk Bürosu
Makale İçeriği:
Mala Zarar Verme Suçu Nedir?
Mala zarar verme suçu, Türk Ceza Kanunumuzun özel hükümlerinde, malvarlığına karşı suçlar bölümü içerisinde 151. ve 152. madde düzenlenmiş bir suç tipidir; haliyle mala zarar verme suçu, kişilerin ekonomik bütünlükleri ile malvarlığını ve mülkiyet hakkını korumaktadır.
Burada mülkiyetin korunmasına dair toplumsal menfaat ön plandadır. Başkasına ait bir taşınır veya taşınmaz malı kısmen ya da tamamen yıkan, tahrip eden, yok eden, bozan, kullanılamaz hale getiren veya kirleten kişi, bu suçu işlemiş olacaktır. Türk Ceza Kanunumuzun 151. maddesi mala zarar verme suçunun basit halini düzenlemektedir.
Türk Ceza Kanunumuzun 151. Maddesine Göre: "Başkasının taşınır veya taşınmaz malını kısmen veya tamamen yıkan, tahrip eden, yok eden, bozan, kullanılamaz hale getiren veya kirleten kişi, mağdurun şikayeti üzerine, dört aydan üç yıla kadar hapis veya adlî para cezası ile cezalandırılır."
Türk Ceza Kanunumuzun 152. maddesinde ise bu suçun nitelikli halleri düzenlenmiştir, dolayısıyla bu madde hükmüne de aşağıda yer vermekteyiz. Bununla birlikte malvarlığına karşı suçlar için cezayı hafifleten nedenlere yer verilen ortak hüküm olan TCK 167. madde düzenlemesi de mala zarar verme suçu açısından önem arz etmektedir ve bu nedenle makalemizde bu hususa da yer verilecektir.
Mala Zarar Verme Suçunun Şartları ve Unsurları
Her suç tipinde olduğu gibi, mala zarar verme suçunda da kanuni çerçevenin, yorum yoluyla belirginleştirilmesi gerekmektedir. Örneğin başkasına ait taşınır veya taşınmaz mallar nelerdir? Evcil hayvanlar "taşınır mal" niteliğinde kabul edilebilmekte midir? Nakit para, mala zarar verme suçu anlamında taşınır mal kapsamında değerlendirilebilir mi? Ya da kısmen veya tamamen yıkmak, tahrip etmek, yok etmek, bozmak, kullanılamaz hale getirmek veya kirletmek kelimeleri her bir somut olay açısından nasıl değerlendirilir? Mala zarar verme suçunun kapsamının doğru anlaşılabilmesi, bu tip soruların cevaplanmasını ve suçun hukuki kapsamının belirgin hale getirilmesini gerektirmektedir. İşte bu makalemizde mala zarar verme suçunun şartlarını, kapsamını ve bu suça ilişkin uygulama kurallarını emsal nitelikte Yargıtay kararları ile birlikte işleyip siz değerli okuyucularımızı ve meslektaşlarımızı bilgilendirmeye çalışacağız.
Mala zarar verme suçunun tipikliğe dair unsurları her bir somut olay açısından sağlanmış olmalıdır, aksi takdirde mala zarar verme suçunun meydana gelmiş olduğundan bahsedilemez, somut olayın gereklerine göre başkaca bir suç tipinin şartları oluşmuşsa yalnızca bu suça ilişkin olarak hüküm kurulmalı veya beraat kararı verilmelidir.
a) Suç Fiili
Kanun metninde yer alan ifadesi ile mala zarar verme suçunda fiil, başkasına ait taşınır veya taşınmaz bir malı kısmen veya tamamen yıkmak, tahrip etmek, yok etmek, bozmak, kullanılmaz hale getirmek veya kirletmektir.
Mala zarar verme suçu ani ve serbest hareketli, neticeli bir suçtur. Neticeli bir suç oluşunun sonucu olarak, suçun oluştuğundan bahsedilebilmesi için suç fiili sonucunda zararın meydana gelmiş olması elzemdir.
Bu anlamda taşınır veya taşınmaz bir mala ilişkin olarak yukarıda sayılmış olan fiillerden biri gerçekleştirilmiş olsa dahi, söz konusu malın değerinde herhangi bir zarar meydana gelmemişse mala zarar verme suçu oluşmamış olacaktır; yani fiil sonucunda "zarar" meydana gelmiş olması, suçun varlık sebeplerinden birisidir.
Yok etme, suça konu şeyin maddî varlığını ortadan kaldırmaktır. Bozma, suça konu şeyin, amacına uygun olarak kullanılması olanağını ortadan kaldırmaktır. Kirletme, başkasının binasının duvarına yazı yazmak, resim yapmak, afiş ve ilân yapıştırmak şeklinde gerçekleştirilmektedir. Kullanılamaz hale getirme, taşınır veya taşınmaz bir malın kullanım amacına uygun olarak kullanılmasını engelleyecek nitelikte o mala zarar verilmesidir. Yıkma, yalnızca taşınmazlar için söz konusudur. Taşınmazın önceki kullanış biçimine uygun olarak bir daha kullanılamaz duruma getirilmesini ifade eder.
b) Suçun Maddi Konusu
Suçun maddi konusu, suçu meydana getiren hareketin yöneldiği kişi veya şeydir. Mala zarar verme suçu anlamında suçun maddi konusu ise, zarar verilen taşınır veya taşınmaz maldır. Mala zarar verme suçunda suçun maddi konusuna ilişkin en büyük tartışmalara sebebiyet veren ve dikkate alınması gereken husus, bir kişiye ait olan bir hayvana zarar verilmesi halinde de mala zarar verme suçunun meydana gelmiş olacağıdır.
Bu anlamıyla ev hayvanı, evcil hayvan veya küçükbaş, büyükbaş vb. kişilere ait olan hayvanlar, taşınır eşya olarak kabul edilmektedir ve mala zarar verme suçunun konusunu oluşturmaktadır.
Suçun maddi konusuna ilişkin önemli bir husus da, kişinin kendi eşyasına zarar vermesi halinde mala zarar verme suçunun oluşmayacağıdır. Mala zarar verme suçunun meydana gelebilmesi için kişinin bir başkasına ait taşınır veya taşınmaz mala zarar vermesi gerekir.
Mala zarar verme suçunda suçun maddi konusu olan taşınır veya taşınmaz malın ekonomik bir değeri olmasına gerek yoktur. Ekonomik bir değeri olmasa dahi manevi bir değeri olan eşyaya zarar verilmesi de mala zarar verme suçunu oluşturur. Örneğin bir kişiye dedesinden kalan fotoğrafların maddi değerleri olmasa dahi, manevi değerleri vardır ve bu fotoğrafların yakılması halinde de mala zarar verme suçu meydana gelir.
c) Suç Kastı(Kusur)
Mala zarar verme suçu, kasıtlı bir suçtur. Burada özel kast aranmaz, genel kastın varlığı yeterlidir. Suç failinin kendi malı olduğunu zannettiği ancak esasen başkasına ait olan bir mala zarar vermesi halinde fiili hata mevcuttur ve bu durum kastı ve dolayısıyla kusurluluğu ortadan kaldırır. Ancak kişinin söz konusu bu fiili hataya düşmesinde kusurunun olmaması gerekmektedir. Örneğin kişinin hataya düşmesinin sebebi uyuşturucu kullanmış olması ise kişi madde etkisi altında olması sebebiyle hataya düşmüş olduğundan bahisle sorumluluktan kurtulamaz.
Aynı şekilde, mala zarar verme suçu yalnızca kasıtlı bir suç olarak düzenlenmiştir. Bu nedenle mala zarar verme suçunun taksirle işlenmesi de mümkün değildir.
d) Hukuka Aykırılık
Suç faili olan kişinin mala zarar verme suçunu oluşturduğu düşünülen fiiline ilişkin olarak herhangi bir hukuka uygunluk nedeninin mevcut olması halinde bu durum dikkate alınır. Örneğin meşru müdafaa, amirin emri veya zorunluluk hali gibi durumlar, her somut olay açısından ayrı ayrı değerlendirmeye tabii tutulmalıdır.
e) Nedensellik Bağı(İlliyet Bağı)
Suç failinin fiili ile suçun maddi konusu olan taşınır veya taşınmaz malın zarara uğratılmış olması arasında nedensellik bağının mevcut olması gerekmektedir. Nedensellik bağını ortadan kaldıran sebepler, suçu da ortadan kaldıracaktır.
Mala Zarar Verme Suçunun Nitelikli Halleri
Mala zarar verme suçunun nitelikli halleri, suçun basit halinden ayrı olarak Türk Ceza Kanunumuzun 152. maddesinde düzenlenmiştir.
Türk Ceza Kanunumuzun 152. Maddesine Göre: "(1) Mala zarar verme suçunun; a) Kamu kurum ve kuruluşlarına ait, kamu hizmetine tahsis edilmiş veya kamunun yararlanmasına ayrılmış yer, bina, tesis veya diğer eşya hakkında, b) Yangına, sel ve taşkına, kazaya ve diğer felaketlere karşı korunmaya tahsis edilmiş her türlü eşya veya tesis hakkında, c) Devlet ormanı statüsündeki yerler hariç, nerede olursa olsun, her türlü dikili ağaç, fidan veya bağ çubuğu hakkında, d) Sulamaya, içme sularının sağlanmasına veya afetlerden korumaya yarayan tesisler hakkında, e) Grev veya lokavt hallerinde işverenlerin veya işçilerin veya işveren veya işçi sendika veya konfederasyonlarının maliki olduğu veya kullanımında olan bina, tesis veya eşya hakkında, f) Siyasi partilerin, kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşlarının ve üst kuruluşlarının maliki olduğu veya kullanımında olan bina, tesis veya eşya hakkında, g) Sona ermiş olsa bile, görevinden ötürü öç almak amacıyla bir kamu görevlisinin zararına olarak, İşlenmesi halinde, fail hakkında bir yıldan dört yıla kadar hapis cezasına hükmolunur. (2) Mala zarar verme suçunun; a) Yakarak, yakıcı veya patlayıcı madde kullanarak, b) Toprak kaymasına, çığ düşmesine, sel veya taşkına neden olmak suretiyle, c) Radyasyona maruz bırakarak, nükleer, biyolojik veya kimyasal silah kullanarak, işlenmesi halinde, verilecek ceza bir katına kadar artırılır. (3) Mala zarar verme suçunun işlenmesi sonucunda haberleşme, enerji ya da demiryolu veya havayolu ulaşımı alanında kamu hizmetinin geçici de olsa aksaması hâlinde, yukarıdaki fıkralar hükümlerine göre verilecek ceza yarısından iki katına kadar artırılır."
Görüldüğü üzere, mala zarar verme suçunun nitelikli hallerinde verilecek olan ceza kademeli olarak arttırılmaktadır. Ayrıca mala zarar verme suçunun basit hali şikayete tabi iken, nitelikli hallerinde şikayet aranmamaktadır; bu nedenle mala zarar verme suçunun nitelikli hallerini işleyen fail hakkında resen işlem yapılır.
Mala Zarar Verme Suçunun Cezası Nedir?
Mala zarar verme suçunun cezası, her olay açısından farklılık gösterebilmektedir. Çünkü suçun basit hali ile nitelikli halleri arasında farklılıklar bulunabileceği gibi, her somut olay açısından indirim sebeplerinin de ayrı ayrı değerlendirmeye tabi tutulması gerekmektedir.
Ancak cezadan indirim ve cezasızlık sebeplerini konumuzun dışında bırakacak olursak, mala zarar verme suçunun cezası aşağıdaki gibidir denilebilir:
Suçun TCK 151. maddede düzenlenmiş olan hali, dört aydan üç yıla kadar hapis veya adli para cezası ile cezalandırılır. Burada "veya" bağlacından dolayı hapis cezası yerine adli para cezasına hükmedilmesi de mümkündür.
Suçun TCK 152/1. maddede düzenlenmiş olan nitelikli hallerinde bir yıldan dört yıla kadar hapis cezasına hükmolunur. Madde metninden açıkça anlaşılacağı üzere, mala zarar verme suçunun bu halinde adli para cezası özel olarak seçenek yaptırım olacak şekilde düzenlenmemiştir. Ancak somut olayda mevcut olabilecek olan indirim sebepleri ile birlikte TCK 50. maddede yer alan şartların sağlanması halinde bu maddede yer alan seçenek yaptırımlar uygulama alanı bulabilir.
Suçun, TCK 152/2. maddede düzenlenmiş olan nitelikli hallerinde, verilecek olan ceza bir katına kadar artırılır. Mala zarar verme suçunun 152/2. maddesinde sayılmış olan nitelikli haller, TCK 151. madde ile TCK 152. maddesinin 1. fıkrasındaki hallerin hepsi için geçerlidir ve bu hallerde verilecek olan ceza 1(bir) katına kadar artırılır. Dolayısıyla TCK 152/2. maddenin yalnızca TCK 151. madde açısından değil, TCK 152/1. madde açısından da uygulanacağı gözden kaçırılmamalıdır.
Mala zarar verme suçunun işlenmesi sonucunda haberleşme, enerji ya da demiryolu veya havayolu ulaşımı alanında kamu hizmetinin geçici de olsa aksaması halinde, yukarıda sağmış olduğumuz tüm hallere göre verilecek olan ceza, Türk Ceza Kanunumuzun 152. maddesinin 3. fıkrasına göre yarısından iki katına kadar artırılır.
Örnek verecek olursak, bir siyasi parti binasına zarar verilmesi halinde, Türk Ceza Kanunumuzun 152. maddesinin 1. fıkrasının f. bendi uyarınca 1(bir) yıldan 4(dört) yıla kadar hapis cezasına hükmedilecektir. Ancak söz konusu siyasi parti binasına zarar verme fiili, molotof kokteyli gibi yanıcı bir cisim ile gerçekleştiriliyorsa, Türk Ceza Kanunumuzun 152. maddesinin 2. fıkrasının a. bendi uyarınca verilecek olan ceza bir katına kadar artırılacaktır(Dolayısıyla 2 yıl ile 8 yıl arasında ceza verilecektir).
Bu örneğimizi son bir kez genişletecek olursak, bir siyasi parti binasına molotof kokteyli ile zarar verilmekteyken, binanın yanında bulunan elektrik direklerinin de hasar alması ve bunun sonucunda TCK 152/2-a. uyarınca verilecek olan ceza 1 katına kadar artırılacağı gibi, enerjiye ilişkin kamu hizmetinin geçici olarak aksaması nedeniyle verilecek olan ceza, Türk Ceza Kanunumuzun 152. maddesinin 3. fıkrası uyarınca, yarısından iki katına kadar yine artırılacaktır(Dolayısıyla somut olayın gereklerine göre 3 yıl ile 24 yıl arasında ceza verilmesi söz konusu olabilecektir).
Mala Zarar Verme Suçunda Cezada İndirim ya da Cezasızlık Gerektiren Şahsi Sebepler
Mala zarar verme suçunda şahsi cezasızlık ya da cezada indirim yapılmasını gerektiren şahsi sebeplerin belirlenmesinde, yağma ve nitelikli yapma suçları haricindeki malvarlığına karşı suçların hepsine istinaden Türk Ceza Kanunumuzun 167. maddesinde düzenlenmiş olan madde hükmü dikkate alınır.
Türk Ceza Kanunumuzun 167. Maddesine Göre: "(1) Yağma ve nitelikli yağma hariç, bu bölümde yer alan suçların; a) Haklarında ayrılık kararı verilmemiş eşlerden birinin, b) Üstsoy veya altsoyunun veya bu derecede kayın hısımlarından birinin veya evlat edinen veya evlatlığın, c) Aynı konutta beraber yaşayan kardeşlerden birinin, Zararına olarak işlenmesi halinde, ilgili akraba hakkında cezaya hükmolunmaz. (2) Bu suçların, haklarında ayrılık kararı verilmiş olan eşlerden birinin, aynı konutta beraber yaşamayan kardeşlerden birinin, aynı konutta beraber yaşamakta olan amca, dayı, hala, teyze, yeğen veya ikinci derecede kayın hısımlarının zararına olarak işlenmesi halinde; ilgili akraba hakkında şikayet üzerine verilecek ceza, yarısı oranında indirilir."
Bunun yanında, Türk Ceza Kanunumuzun genel hükümlerinde yer alan takdiri indirim sebepleri, haksız tahrik indirimi, meşru müdafaa, amirin emri ve zorunluluk hali gibi sebepler de dikkate alınır ve uygun düştüğü ölçüde mala zarar verme suçu açısından da uygulanır.
Mala Zarar Verme Suçunda Teşebbüs
Teşebbüs, bir kişinin işlemeyi kastettiği bir suçu meydana getirmeye elverişli hareketlerle doğrudan doğruya icraya başlamış olmasına rağmen, failin elinde olmayan nedenlerle suçun tamamlanamaması durumudur ve fail, bu durumda teşebbüsten sorumlu olur. Teşebbüs, Türk Ceza Kanunumuzun 35. maddesinde düzenlenmiştir.
Türk Ceza Kanunumuzun 35. Maddesine Göre: "(1) Kişi, işlemeyi kastettiği bir suçu elverişli hareketlerle doğrudan doğruya icraya başlayıp da elinde olmayan nedenlerle tamamlayamaz ise teşebbüsten dolayı sorumlu tutulur. (2) Suça teşebbüs halinde fail, meydana gelen zarar veya tehlikenin ağırlığına göre, ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası yerine onüç yıldan yirmi yıla kadar, müebbet hapis cezası yerine dokuz yıldan onbeş yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. Diğer hallerde verilecek cezanın dörtte birinden dörtte üçüne kadarı indirilir."
Mala zarar verme suçuna ilişkin olarak da teşebbüs hükümleri uygulanabilir. Fail, mala zarar verme kastıyla hareket ederek, suçu meydana getirmeye elverişli davranışları sergilemişse ve kendisinden kaynaklanmayan dışsal nedenlerle mala zarar verememişse, mala zarar vermeye teşebbüsten yargılanacaktır. Mala zarar vermeye teşebbüs halinde, Türk Ceza Kanunumuzun yukarıda alıntılamış olduğumuz 35. maddesinin 2. fıkrası uyarınca mala zarar verme suçu nedeniyle verilecek olan ceza dörtte birinden dörtte üçüne kadar indirilerek verilir.
Mala Zarar Verme Suçunda Şikayet
Mala zarar verme suçunun TCK 151. maddede düzenlenmiş olan basit hali şikayete tabi suçlar arasındadır ve şikayet hakkı sahibi, suç fiili ile suçun failini öğrendikten sonra 6 aylık süre içerisinde ve her halde 8 yıllık dava zamanaşımı süresi içerisinde suç duyurusunda bulunmalıdır.
Mala zarar verme suçunun TCK 152. maddede düzenlenmiş olan nitelikli hallerinde ise şikayet aranmaz. Bu nedenle mala zarar verme suçunun nitelikli halinin işlenmiş olduğunu öğrenen ilgili merciler, şikayet olmaksızın resen soruşturma yapmalıdırlar.
Mala Zarar Verme Suçunda Zamanaşımı veya Hak Düşürücü Süre
Mala zarar verme suçunun şikayete tabi olan ve TCK 151. maddede düzenlenmiş olan basit halinde, suç fiili ve failinin öğrenilmesinden itibaren 6 aylık şikayet süresi içerisinde suç duyurusunda bulunulmalıdır.
Bunun yanında mala zarar verme süresinin basit halinde dava zamanaşımı 8 yıldır. Ancak mala zarar verme suçunun nitelikli hallerinin söz konusu olması durumunda dava zamanaşımının 15 ve hatta 20 yıl olması dahi söz konusu olabilir. Çünkü TCK 66/3. madde uyarınca dava zamanaşımı süresinin belirlenmesinde suçun daha ağır cezayı gerektiren nitelikli halleri de dikkate alınır.
Mala Zarar Verme Suçunda İştirak
Suça iştirak, Türk Ceza Kanunumuzun 37. maddesi ve devamında düzenlenmiştir. Bir kişi, suçu işleyen kişi ile birlikte müşterek fail, dolaylı fail, suça azmettiren ya da suça yardım eden sıfatıyla suça iştirak edebilir.
Mala zarar verme suçu da iştirak halinde işlenebilir. Mala zarar verme suçunu işleyen failin fiillerine eşlik eden, onu mala zarar verme suçu işlemeye azmettiren ya da mala zarar verme suçunu işleyen kişiye yardım eden kişi de TCK 37. madde ve devamı hükümleri uyarınca cezalandırılır.
Mala Zarar Verme Suçunda Uzlaşma Usulü
Uzlaşma, Ceza Muhakemelerii Kanunumuzun 253. maddesi ve devamında düzenlenmiş olan, ceza hukukuna ilişkin hukuki bir müessesedir. Düzenlemeye göre, kanunda sayılmış olan suçlar açısından uzlaştırma usulünün uygulanması gerekmektedir. Uzlaşma, bir suçun mağduru olan kişi ile o şuç nedeniyle şüpheli olan kişinin anlaşması sonucunda ceza yargılamasının uzlaşma nedeniyle sona erdirilmesidir.
Mala zarar verme suçunun Türk Ceza Kanunumuzun 151. maddesinde düzenlenmiş olan basit hali, şikayete bağlıdır ve bu nedenle Ceza Muhakemeleri Kanunumuzun 253. maddesinin 1. fıkrasının a. bendi uyarınca uzlaşma usulüne tabidir.
Ancak mala zarar verme suçunun Türk Ceza Kanunumuzun 152. maddesinde düzenlenmiş olan nitelikli halleri şikayete tabi değildir ve bu nedenle, bu suçlar açısından uzlaştırma usulü uygulanmayacaktır.
Mala Zarar Verme Suçunda İçtima
Mala zarar verme suçu, genellikle suçların içtimaı konusunun oldukça sık uygulama alanı bulduğu bir suç tipidir. Çünkü genellikle(her zaman değil) mala zarar verme suçunun işlenme sebebi: Kişinin kendisine zarar verilmesinin istenilmesi, hırsızlık yapmak isteyen kişinin çalmak istediği eşyaya ulaşmak için kapı, çit vb. mallara zarar vermesinin gerekmesi gibi esas suç fiilinin dolaylı sonucu olarak meydana gelen bir suç tipi olmasıdır.
Suçların içtimaı, Türk Ceza Kanunumuzun 42. maddesi ve devamında düzenlenmiştir ve somut olayın niteliğine göre bileşik suç, zincirleme suç ya da fikri içtima olarak vuku bulabilmektedir.
Mala zarar verme suçu açısından Türk Ceza Kanunumuzun genel hükümlerinde yer alan suçların içtimaı hükümleri(bileşik suç, zincirleme suç ve fikri içtima) ile gerçek içtima, somut olayın gerektirdiği ölçüde uygulanır. Örneğin suç failinin trafikte tartıştığı bir kişiyi kovalayarak aracına çarpmak suretiyle zarar verdiği olayda tek bir fiil ile hem mala zarar verme hem de trafik güvenliğini tehlikeye sokma suçları meydana geleceğinden ötürü TCK 44. maddesinde yer alan fikri içtima hükümleri uygulanabilir. Mala zarar verme suçuna ilişkin olarak suçların içtimaı müessesesi, her somut olay açısından ayrı ayrı değerlendirmeye tabi tutulmalıdır.
Örnek olarak, Yargıtay Ceza Genel Kurulu'nun 2012/1456 E. ve 2013/608 K. sayılı kararına göre:
"Oturduğu masa kenarında bulunan kapalı camdan dışarı havaya doğru art arda beş kez ateş eden sanığın “ateş etme” eylemlerinin hukuki anlamda tek fiil sayılması gerektiğinde ve bu şekilde, tek olan eylem sonunda hem mala zarar verme suçunun, hem de genel güvenliğin kasten tehlikeye sokulması suçunun oluştuğunda şüphe bulunmadığından, sanık hakkında 5237 sayılı TCK’nun 44. maddesinde düzenlenmiş bulunan farklı nev’iden fikriiçtima hükümlerinin uygulanması ve oluşan suçlardan en ağır cezayı gerektiren suçtan ceza verilmesi gerekmektedir."
Mala zarar verme suçunun hırsızlıkla birlikte işlenmesi halinde özel bir durum söz konusu olmaktadır. Hırsızlık suçunun işlenebilmesi amacıyla bir mala zarar verilmesi, örneğin evdeki bir eşyanın çalınabilmesi amacıyla pencerenin veya kapının kırılması halinde, gerçek içtima uygulanır ve hem hırsızlık suçundan hem de mala zarar verme suçundan ayrı ayrı hüküm kurulur. Ancak hırsızlık suçunun gerçekleştirilebilmesi amacıyla, hırsızlık suçuna konu olan eşyaya zarar verilmesi halinde yalnızca hırsızlık suçu nedeniyle ceza verilmesi gerekmektedir. Örneğin bir alışveriş merkezinden çalınan eşyanın alarmının sökülmesi suretiyle eşyaya zarar verilmesi halinde, çalınan eşya da zarara uğratılan eşya da aynı mal olduğundan ötürü yalnızca hırsızlık suçundan ceza verilir. Çünkü bu halde ortada tek bir fiil vardır ve korunması istenilen hukuki menfaat aynıdır. Ancak örneğin, petrol hırsızlığı yapmak için petrol boru hattının tahrip edilmesi durumunda çalınan mal petrol, tahrip edilen mal ise boru hattıdır. Bu nedenle bu durumda hem hırsızlık hem de mala zarar verme suçundan ayrı ayrı ceza verilmesi gerekir.
Mala Zarar Verme Suçunda Hükmün Açıklanmasının Geri Bırakılması(HAGB)
Hükmün açıklanmasının geri bırakılması, 5271 sayılı Ceza Muhakemeleri Kanunumuzun 231. maddesinde düzenlenmiş olan bir ceza hukuku müessesesidir. Kısaca "HAGB" olarak ifade edilen hükmün açıklanmasının geri bırakılması: Kanunda yer alan şartların gerçekleşmesi halinde sanık hakkında verilecek olan hükmün açıklanmaması ve sanık hakkında herhangi bir hukuki sonuç doğurmaması anlamına gelmektedir. Bu durumda sanık, 5 yıllık denetim süresine tabi tutulur ve 5 yıllık denetim süresi sonunda başkaca herhangi bir suç işlemez ise hakkında HAGB kararı verilen suç, siciline işlemez. Ancak 5 yıllık denetim süresi içerisinde başka bir suç işlemesi halinde, hem daha önce hakkında HAGB kararı verilen suça ilişkin olarak geri bırakılmış olan hüküm açıklanır ve siciline işler hem de yeni işlediği suçtan hüküm giyer.
Hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilebilmesi için aşağıdaki şartların sağlanması gerekmektedir:
Sanığa yüklenen suçtan dolayı yürütülecek olan yargılama sürecinin sonucunda, sanık hakkında hükmedilen ceza iki yıl veya daha az süreli hapis veya adli para cezası olmalı,
Sanığın, hakkında cezaya hükmedilecek olması halinde hükmün açıklanmasının geri bırakılmasını kabul etmiş olması,
Sanığın, daha önce kasıtlı bir suçtan mahkum olmamış olması,
Sanığın kişilik özellikleri ile duruşmadaki tutum ve davranışlarının, mahkeme nezdinde tekrar suç işlemeyeceğine dair kanaat uyandırmış olması,
Suçun işlenmiş olması nedeniyle mağdurun veya kamunun uğradığı zararın, aynen iade, suçtan önceki hale getirme ya da tazmin suretiyle tamamen giderilmiş olması
Mala zarar verme suçunda da yukarıdaki şartların mevcut olması halinde hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına hükmedilebilmektedir.
Mala Zarar Verme Suçunda Adli Para Cezası
Mala zarar verme suçunun TCK 151. maddede düzenlenmiş olan basit halinin işlenmesi halinde dört aydan üç yıla kadar hapis veya adli para cezasına hükmedilir. Burada adli para cezasının spesifik olarak ve açıkça düzenlendiği görülmektedir.
Buna ek olarak, Türk Ceza Kanunumuzun "Kısa süreli hapis cezasına seçenek yaptırımlar" başlıklı 50. maddesinde yer alan şartların mevcut olması halinde, mala zarar verme suçunun nitelikli hallerinde verilecek olan cezanın da adli para cezasına çevrilmesi mümkün olabilir. Ancak bunun için "kısa süreli" hapis cezası olarak nitelendirilebilecek şekilde bir yıl veya daha az süreli hapis cezasına hükmedilmiş olması gerekmektedir.
Mala Zarar Verme Suçunda Cezanın Ertelenmesi
Cezanın ertelenmesi, Türk Ceza Kanunumuzun 51. maddesinde düzenlenmiş olan bir ceza hukuku müessesesidir ve hükmün açıklanmasının geri bırakılması(HAGB) ile sıklıkla karıştırıldığı görülmektedir. Cezanın ertelenmesi halinde hükümlü, aynı HAGB uygulamasında olduğu gibi denetim süresine tabi tutulur. Ancak cezanın ertelenmesi uygulamasında hükmün açıklanmasının geri bırakılması uygulamasından farklı olarak hüküm açıklanmıştır ve sanık artık hükümlüdür, bunun sonucu olarak da suç, hükümlünün siciline işler. Ancak kural olarak hükümlüler, hapis cezasını cezaevinde geçirirlerken, cezanın ertelenmesinde kişi aynı HAGB'de olduğu gibi denetim süresine tabi tutulur ve cezasının infazı da cezaevi dışında gerçekleştirilir.
İşlediği suçtan dolayı iki yıl veya daha az süreyle hapis cezasına mahkum edilen kişinin cezası ertelenebilir. Suç konusu fiili işlediği sırada, onsekiz yaşını doldurmamış veya altmış beş yaşını bitirmiş olan kişiler bakımından bu süre iki yıl değil, üç yıldır. Erteleme kararı verilebilmesi için:
Failin, daha önce kasıtlı bir suç işlemiş olması nedeniyle üç aydan fazla hapis cezasına mahkum edilmemiş olması ve
Mahkemede failin tekrar suç işlemeyeceğine dair kanaat oluşması,
TCK 51. madde hükmünde yer alan diğer şartların somut olaya uygun düşmesi
gerekmektedir.
Mala zarar verme suçunda da cezanın ertelenmesi şartlarının sağlanıyor olması halinde cezanın ertelenmesine karar verilebilir.
Mala Zarar Verme Suçunda Haksız Tahrik İndirimi
Haksız tahrik: Bir kişinin, kendisine yönelik olarak gerçekleştirilen haksız bir fiilin meydana getirdiği hiddet veya şiddetli elemin etkisi altında suç işlemesi halinde uygulanacak olan ceza hukuku genel ilkeleri arasında yer alan hukuki bir müessesedir.
Mala zarar verme suçunda haksız tahrikin mevcut olması durumunda, Türk Ceza Kanunumuzun 29. maddesi uyarınca mala zarar verme suçu nedeniyle verilecek olan ceza, dörtte birinden dörtte üçüne kadar indirilir.
Mala Zarar Verme Suçunda Meşru Müdafaa ve Zorunluluk Hali
Meşru müdafaa(halk arasında daha yaygın olarak bilinen adıyla nefsi müdafaa) ve zorunluluk hali(zaruret hali), Türk Ceza Kanunumuzun genel hükümleri arasında ve 25. maddede düzenlenmiş olup uygun düştüğü ölçüde her somut olay açısından uygulama alanı bulur.
Türk Ceza Kanunumuzun 25. Maddesine Göre: "(1) Gerek kendisine ve gerek başkasına ait bir hakka yönelmiş, gerçekleşen, gerçekleşmesi veya tekrarı muhakkak olan haksız bir saldırıyı o anda hal ve koşullara göre saldırı ile orantılı biçimde defetmek zorunluluğu ile işlenen fiillerden dolayı faile ceza verilmez. (2) Gerek kendisine gerek başkasına ait bir hakka yönelik olup, bilerek neden olmadığı ve başka suretle korunmak olanağı bulunmayan ağır ve muhakkak bir tehlikeden kurtulmak veya başkasını kurtarmak zorunluluğu ile ve tehlikenin ağırlığı ile konu ve kullanılan vasıta arasında orantı bulunmak koşulu ile işlenen fiillerden dolayı faile ceza verilmez."
Mala zarar verme suçunun da meşru müdafaa veya zorunluluk hali dahilinde işlenmesi mümkündür. Mala zarar verme suçunda meşru müdafaa veya zorunluluk haline örnek verip somutlaştırmamız gerekirse: bir kişinin kendisine yönelik saldırıyı defetmek amacıyla saldırganın aracına zarar vermesi ya da kayak yaparken uçurumdan düşen ve kurtarma ekibini beklemek durumunda kalan bir kişinin donarak ölmemek için başkasına ait bir kulübenin kapısını kırarak içeri girmesi ve buraya sığınması örnek gösterilebilir. Bu halde de saldırı veya tehlikeye yönelik fiilin ölçülü ve orantılı olmasına dikkat edilmelidir. Aksi takdirde, yani sınırın aşılmış olması halinde TCK 27. maddesi hükmü gereğince indirim uygulanarak ceza verilmesi söz konusu olacaktır.
Mala Zarar Verme Suçunda Yetkili ve Görevli Mahkeme
Mala zarar verme suçunda yetkili mahkeme, suçun işlendiği yer mahkemesidir. Mala zarar verme suçunda görevli mahkeme ise, asliye ceza mahkemesidir. Ancak suç failinin, suçun işlendiği tarih itibariyle 18 yaşını doldurmamış olması halinde çocuk mahkemesi görevli olacaktır.
Mala Zarar Verme Suçunda Ceza Avukatının Rolü
Kanun koyucu Türk Ceza Kanunumuzu düzenlerken, kazuistik kanun yapma metodunu benimsememiş, genel ve soyut ifadelerle düzenlemede bulunarak her olası senaryoya ve somut olaya uygun düşecek bir şekilde yargı makamlarına takdir ve manevra alanı tanımıştır. Ancak bu durumun bir yan etkisi olarak, yargı süreçlerinde şüpheli ve sanıklara itham edilen ve konusu suç teşkil eden davranışlar kimi zaman birbirine karıştırılabilmekte ve yanlı saptamalarda bulunulabilmektedir. Bunun yanında somut olayın hikayesinin doğru anlatılmaması veya doğru anlaşılmaması halinde aslında meşru müdafaa ya da zaruret(zorunluluk) hali teşkil eden bir davranış, olay örüntüsünün sunumunda yapılabilecek en ufak bir hata nedeniyle gerçekte olan halinden saptırılabilir.
Örneğin mala zarar verme suçu özelinde konuşacak olursak: Hırsızlık suçu ile mala zarar verme suçunun aynı mala ilişkin olarak işlenmesi durumunda hem mala zarar verme hem de hırsızlık suçundan ceza verilmez, yalnızca hırsızlık suçu nedeniyle ceza verilmesi gerekir, çünkü bu suçların koruduğu menfaat aynıdır. Uygulamaya dair bu tip detayların bilinmesi ve lazım olduğunda gözden kaçırılmayıp istinaf ya da temyiz kanun yollarında ileri sürülmesi, yargılanan kişinin de hakkının korunmasını sağlar. Dolayısıyla adaletin tam ve doğru olarak sağlanması, savunmanın efektif katılımıyla mümkündür.
Bu nedenle en iyi ceza avukatı, hikayenin en az kendisi kadar sunumunun da önemli olduğunun bilincinde olarak müvekkilin haklarını savunmalıdır: Bunun için öncelikle itham edilen suça ve müvekkilin fiiline ilişkin saptamaları doğru bir şekilde yapar ve sonrasında da bu doğruların yargılama sürecine ne şekilde uygulanması ya da bu doğruların ilgili kimselerce ne şekilde dikkate alınması yönünde profesyonel bir savunma stratejisi hazırlar. Ağırlatıcı veya hafifletici hususlarla Yargıtay içtihatlarında yer verilen istisnai unsurların gözden kaçırılmaması için süreci gerektiği gibi yürütür.
Mala Zarar Verme Suçu Nedeniyle Maddi ve Manevi Tazminat
Mala zarar verme, özel hukuk anlamında bir çeşit haksız fiildir ve dolayısıyla haksız fiil nedeniyle hukuki sorumluluk da gündeme gelecektir. Mala zarar verme suçunu işleyen şüpheli veya sanıkların, ceza hukuku kurallarına uygun olarak cezalandırılması için yürütülecek olan ceza davası süreci ile meydana gelen zararın tazmini için özel hukuk alanında yürütülmesi gereken tazminat davası, birbirinden farklı hukuki süreçlerdir. Ceza davasında kovuşturmanın sonucunda sanıklar hakkında ceza verilmesi halinde zararın tazminine karar verilmemektedir, bunun için ayrıca hukuk mahkemeleri nezdinde tazminat davası açılması gerekecektir.
Mala zarar verme fiilinin mağduru olan, zarar verilen malın maliki olan kişi, malına zarar vermiş bulunan suç failine karşı tazminat davası açabilir ve zararının giderilmesini talep edebilir. Ancak tazminatın zenginleşme aracı olmadığı ve yalnızca meydana gelen zararı gidermek için talep edilebileceği unutulmamalıdır.
Mala Zarar Verme Suçuna İlişkin Yargıtay Kararları
Mala zarar verme suçunda fikri içtima,
Mala zarar verme suçunda farklı nev'iden fikri içtima,
Yargıtay Ceza Genel Kurulu 2012/1456 E., 2013/608 K. sayılı kararı
"...
...
...
Oturduğu masa kenarında bulunan kapalı camdan dışarı havaya doğru art arda beş kez ateş eden sanığın “ateş etme” eylemlerinin hukuki anlamda tek fiil sayılması gerektiğinde ve bu şekilde, tek olan eylem sonunda hem mala zarar verme suçunun, hem de genel güvenliğin kasten tehlikeye sokulması suçunun oluştuğunda şüphe bulunmadığından, sanık hakkında 5237 sayılı TCK’nun 44. maddesinde düzenlenmiş bulunan farklı nev’iden fikri içtima hükümlerinin uygulanması ve oluşan suçlardan en ağır cezayı gerektiren suçtan ceza verilmesi gerekmektedir.
Bu nedenle, sanığın mala zarar verme ve genel güvenliğin kasten tehlikeye sokulması suçları yönünden ayrı ayrı mahkumiyetine ilişkin yerel mahkeme hükmü ve bu hükmün onanmasına dair Özel Daire kararı isabetsizdir. ...
...
..."
Mala zarar verme suçunun konusu ile hırsızlık suçunun konusunun aynı taşınır mal olması durumunda yalnızca hırsızlık suçundan hüküm kurulacağı, ayrıca mala zarar verme suçundan hüküm kurulmayacağına ilişkin karar,
Yargıtay 15. Ceza Dairesi 2016/260 E., 2016/3653 K. sayılı kararı "...
...
...
Sanığın olay tarihinde saat 21.00 sıralarında temyiz dışı arkadaşlarıyla birlikte hırsızlık amacıyla T.. T..'ye ait sinyalizasyon ve haberleşme kablolarının içindeki bakırları çalmak için olay yerine geldikleri, sanığın gözcülük yaptığı sırada emniyet ekipleri tarafından yakalandıkları, bu suretle sanığın hırsızlık ve mala zarar verme suçunu işlediğinin iddia edildiği olayda;
Mala zarar verme suçunun konusu ile hırsızlık suçunun konusunun aynı taşınır mal olması durumunda ayrıca mala zarar verme suçundan da hüküm kurulamayacağı, bu durumun, 5237 sayılı TCK'nın 61. maddesi kapsamında temel cezanın belirlenmesinde gözönünde bulundurulacağı dikkate alınarak ve eylemin bütün halinde nitelikli hırsızlık suçunu oluşturduğu gözetilmeden, nitelikli mala zarar verme suçundan da hüküm kurulması, Kanuna aykırı olup,
...
...
..."
Hırsızlık suçu ile mala zarar verme suçunun aynı mala ilişkin olması halinde mala zarar verme suçu yönünden ceza verilmeyeceğine, ancak hırsızlık suçunun işlenebilmesi amacıyla çalınmak istenen maldan başka bir eşyaya zarar verilmesi halinde ayrıca mala zarar verme suçundan ceza verileceğine dair karar,
Yargıtay 15. Ceza Dairesi 2015/13100 E., 2016/6152 K. sayılı kararı
"...
...
... Yargıtay Ceza Genel Kurulu'nun 08/4/2014 tarih ve 2013/2-685 Esas, 2014/176 Karar sayılı kararında, 08/04/2014 tarih ve 2013/2-683 Esas, 2014/174 Karar sayılı kararında ve 14/10/2014 tarih ve 2013/2-560 Esas, 2014/416 Karar sayılı kararında belirtildiği üzere, hırsızlık ve mala zarar verme suçları 5237 sayılı TCK'nın onuncu bölümünde "mal varlığına karşı suçlar" başlığı altında düzenlenmiş olup her iki suçun da koruduğu hukuki değer kişinin mal varlığıdır. Hırsızlık eyleminde fail zilyedinin rızası olmadan başkasına ait taşınır bir malı, kendisine veya başkasına yarar sağlamak maksadıyla bulunduğu yerden tamamını veya bir kısmını almak suretiyle, müştekinin mal varlığına zarar vermektedir. Mala zarar verme suçunda ise başkasının taşınır veya taşınmaz malını kısmen veya tamamen yıkıp, tahrip etmek ya da yok edip bozmak suretiyle kullanılamaz hâle getirip veya kirleterek zarar vermektedir. Her iki suç tipinde de mağdur mal varlığı itibarıyla zarar görmektedir. Hırsızlık suçunda, suça konu mal alınıp götürülmek suretiyle mağdurun zilyetliği tamamen ortadan kaldırılmaktadır. Mala zarar verme suçunda ise malın mutlaka alınması gerekli olmayıp, çoğunlukla malın tamamı ortadan kaldırılmamakta, zarar verilerek kısmen veya tamamen kullanılmaz hale getirilmektedir. İki suçu bir birinden ayıran önemli özellik ise; hırsızlıkta fail faydalanma amacıyla eylemini gerçekleştirdiği halde, mala zarar verme suçunda mağdura zarar verme düşüncesiyle hareket etmesidir. Bu nedenle mala zarar verme suçunun konusu ile hırsızlık suçunun konusunun aynı taşınır mal olması halinde, ayrıca mala zarar verme suçundan da ceza verilmemesi gerekmektedir. Ancak hırsızlık eylemi gerçekleştirilirken suça konu mal dışında bir başka eşyaya zarar verilmiş ise, mala zarar verme suçu ayrıca gerçekleşebilecektir. Hırsızlık suçunun konusunu oluşturan eşyanın çalınması sırasında ayrıca bu eşyaya zarar verilmesinin de söz konusu olduğu hallerde, 5237 sayılı TCK'nın 44. maddesi kapsamında ayrıca mala zarar verme suçundan hüküm kurulamayacağı, bu durumun, 5237 sayılı TCK'nun 61. maddesi uyarınca temel cezanın belirlenmesinde göz önünde bulundurulacağı dikkate alınarak suça sürüklenen çocukların eyleminin bir bütün halinde nitelikli hırsızlık suçunu oluşturduğu gözetilmeden ayrıca nitelikli mala zarar verme suçundan hüküm kurulması, Kanuna aykırı olup, suça sürüklenen çocuklar müdafiinin temyiz itirazları bu nedenle yerinde görüldüğünden,
...
...
..."
Kamu malına zarar verme şeklinde nitelikli mala zarar verme suçuna ilişkin karar,
Yargıtay 15. Ceza Dairesi 2013/18797 E., 2014/9878 K. sayılı kararı
"...
...
... Somut olayda; sanığın, ehliyetsiz ve alkollü araç kullanması nedeniyle hakkında yasal işlem yapılmak üzere getirildiği Değirmendere polis merkezinin bekleme odasının kapısına vurmak suretiyle kapıyı kırması şeklindeki eyleminin kamu malına zarar verme suçunu oluşturduğuna yönelik kabul ve uygulamada bir isabetsizlik görülmemiştir. ...
...
..."
Kamu malına zarar verme suçuna ilişkin karar,
15. Ceza Dairesi 2015/10348 E. , 2016/2019 K. "...
...
... Sanık ......... ait telefon kulübesinin camını dirseği ile kırması şeklindeki eyleminin kamu malına zarar verme suçunu oluşturduğuna dair mahkemenin kabulünde bir isabetsizlik görülmemiştir. ...
...
..."
Hırsızlık suçu gerçekleştirildikten sonra mal sahibinin hakimiyetinden çıkıp sanığın hakimiyetine giren araca zarar verilmesinin, başkasının taşınır malını tahrip etme unsurunu gerçekleştirmeyeceğinden ötürü mala zarar verme suçu teşkil etmeyeceğine ilişkin karar,
Yargıtay 15. Ceza Dairesi 2013/27148 E., 2014/1481 K. sayılı kararı
"...
...
... Sanık ...'ın, temyiz kapsamı dışında bulunan yaşı küçük ... ile birlikte katılana ait park halindeki motosikleti çaldığı ve kullandığı süre içerisinde far ve aksamına zarar vererek mala zarar verme suçunu işlediği iddia olunan somut olayda ; sanığın, katılana ait motosikleti çalıp zilyedine geçirdikten sonra zarar vermesi şeklindeki eyleminde, katılanın fiili kullanımından çıkan ve sanığın hakimiyetinde bulunan bir araca zarar verilmesi sebebiyle mala zarar verme suçunun unsurları arasında bulunan "başkasının taşınır malını tahrip etme" unsurunun gerçekleşmediği anlaşıldığından, unsurları itibariyle oluşmayan mala zarar verme suçundan verilen beraat kararında bir isabetsizlik görülmemiştir. ...
...
..."
Apartman sahipleri arasında, apartmanın ortak alanının kullanılmasına ilişkin uyuşmazlığın hukuki mahiyette olduğuna ilişkin karar,
Bina ortak alanında bulunan ve ortak kullanıma ait eşyaya zarar vermenin, hukuki nitelikte bir uyuşmazlık olduğu ve mala zarar verme suçu oluşturmayacağına dair karar,
Yargıtay 15. Ceza Dairesi 2013/30379 E., 2014/3459 K. sayılı kararı
"...
...
... Somut olayda; katılanın sahibi olduğu taşınmazın arka cephesi ile komşu yapı sahibi olan sanığın, arka bahçeye bakan kapıya zincir bağlayıp kilitleyerek ortak alanın kullanılmasını engellemek suretiyle katılanın mağduriyetine sebebiyet verdiği iddia edilmiş ise de; sanık tarafından müştekinin şahsi mal varlığına yönelik zarar verme kastıyla gerçekleştiren tahrip etme, yok etme, kullanılmaz duruma getirme şeklinde bir eyleminin söz konusu olmadığı, taraflar arasında apartmanın ortak alanın kullanılmasından kaynaklanan uyuşmazlığın hukuki mahiyette olup, atılı suçun yasal unsurlarının oluşmadığı anlaşılmakla, mahkemece verilen beraat kararında bir isabetsizlik görülmemiştir. ...
...
..."
Petrol çalmak amacıyla petrol boru hattının tahrip edilmesi halinde çalınan mal petrol borusu olmadığı için hem petrol hırsızlığı nedeniyle hırsızlık suçundan hem de petrol boru hattının tahrip edilmiş olması nedeniyle mala zarar verme suçundan ceza verilmesi gerekeceğine ilişkin karar,
Yargıtay 15. Ceza Dairesi 2013/19694 E., 2014/8945 K. sayılı karar
"...
...
... Somut olayda; sanıkların, ...'na ait olup Yüreğir Doğankent Aydıncık mevkiinden geçen petrol boru hattını tahrip ederek, hırsızlık yapmak amacıyla vana taktıkları anlaşılmakla; eylemlerinin kamu malına zarar verme suçunu oluşturduğuna yönelik kabul ve uygulamada bir isabetsizlik görülmemiştir. ...
...
..."
İştirak halinde mülkiyete tabi olan taşınmaza ilişkin olaran haricen fiili taksim yapılmış olması durumunda, söz konusu taşınmazı harici ve fiili taksimata aykırı olarak tahrip eden kişinin mala zarar verme suçunu işlemiş olacağına ilişkin karar,
Yargıtay (Kapatılan)15. Ceza Dairesi 2013/18846 E., 2013/20393 K. sayılı kararı
"...
...
...
Yargıtay CGK'nın 2012/9-1473 E, 2013-62 K sayılı 19/02/2013 tarihli kararında da belirtildiği gibi, mala zarar verme suçu genel kastla işlenebilen bir suçtur, suçun oluşması için failin belirli bir amaç yada saikle (özel kast) hareket etmesine gerek yoktur.
Yukarıdaki ilkeler ışığında somut olay incelendiğinde; Sanık ile katılanın annesinin de aralarında bulunduğu toplam sekiz kişinin iştirak halinde malik olduğu taşınmazın, malikler arasında yapılan harici taksim gereğince suça konu bölümünün katılanın annesine kaldığı, yedi mirasçı fiili taksimatı kabul etse de sanığın bu taksimatı kabul etmediği, sanığın bu gerekçe ile katılan tarafından buğday ekilen suça konu taşınmazı tarım aleti ile sürerek ekini tahrip etmek suretiyle taşınmaza zarar verdiği olayda, sanığın üzerine atılı mala zarar verme suçunun unsurları itibariyle oluştuğu gözetilmeden yazılı şekilde beraatına karar verilmesi bozmayı gerektirmiş,
...
...
..."
Dikili ağaç, fidan ve bağ çubuğuna zarar verme,
Mala zarar verme suçunun tarafları olan aynı konutlarda yaşayan kardeşler hakkında TCK 167. madde uygulamasına ilişkin karar,
Yargıtay 15. Ceza Dairesi 2013/19827 E., 2014/9656 K. sayılı kararı "...
...
... 1-Sanığın Bostandere Kasabası Tekkeönü mevkiinde katılana ait tarlada bulunan tulumbayı kırması, üç adet ağacı balta ile kesmesi ve yine burada bulunan serayı tahrip edip zarar vermekten ibaret olan eylemlerinin TCK'nın 44. maddesi uyarınca aynı yasanın 152/1-c maddesinde düzenlenen nitelikli mala zarar verme suçunu oluşturacağı gözetilmeden, yazılı şekilde her iki suçtan hüküm kurulması, 2-Kabule göre de; Mala zarar verme suçundan kurulan hükümde sanık ile katılanın ayrı konutlarda yaşayan kardeş olmaları sebebiyle TCK'nın 167/2. maddesi gereğince cezada indirim yapılması gerektiği gözetilmeyerek fazla ceza tayini, bozmayı gerektirmiş,
...
...
..."
Devlete ait binanın tavanına çakmakla yazı yazılmasının kamu malına zarar verme suçu teşkil edeceğine ilişkin karar,
Yargıtay 8. Ceza Dairesi 2017/16877 E., 2019/10252 K. sayılı kararı
"...
...
... Somut olayda, ceza infaz kurumunda hükümlü olarak bulunan sanığın koğuşta bulunan yatakhane bölümünün tavanına çakmakla "..." yazısını yazdığını kabul etmesi karşısında, atılı suçtan mahkumiyeti yerine yazılı şekilde beraatine karar verilmesi, ...
...
..."
Kamu harcaması ile tesis edilmemiş olsa dahi kamu hizmetine tahsisli olan mala zarar verilmesi halinde kamu malına zarar verme suçunun meydana gelmiş olacağına ilişkin karar,
Yargıtay 23. Ceza Dairesi 2015/15892 E., 2016/729 K. sayılı kararı
"...
...
... Köy muhtarı müştekinin hazırlık aşamasındaki şikayet dilekçesi ve mahkeme beyanı, olay yeri görgü ve tespit tutanağı, sanıkların ikrar içeren savunmaları ve tanık beyanları karşısında, evlerine içme suyu gelmeyen bir kısım köylünün köy muhtarına müracaat ederek, kendi imkanlarıyla vana ve su borusu alıp muhtar nezaretinde köyün içme suyu deposuna ek bir hat yaptırmak suretiyle içme suyu ihtiyaçlarını karşıladıkları, hattın her ne kadar kamu harcaması ile tesis edilmiş olmasa da bu haliyle kamu hizmetine tahsisli olduğu ancak bu yeni hat nedeniyle kendilerine gelen su azalan sanıkların herhangi bir merciye müracaat etmeden, muhtarın bilgisi dışında, köyün su deposuna gidip, köy bekçisinin de tüm karşı çıkmalarına rağmen yapılan bu ek hattın vana ve su borusunu kopartıp attıkları, boruları kırmak suretiyle kamu hizmetine tahsis edilen ek su hattını kullanılamaz hale getirdikleri dolayısıyla sanıkların üzerine atılı eylemlerin subuta erdiği anlaşılmakla, sanıkların kamu malına zarar verme suçundan mahkumiyetlerine karar verilmesi yerine, oluşa ve dosya kapsamına uygun olmayan yazılı gerekçeyle beraat kararı verilmesi, bozmayı gerektirmiş,
...
...
..."