Delil Hukuk Bürosu
Makale İçeriği:
Nafaka Nedir?
Türk Dil Kurumu sözlüğünde nafaka: "Geçinmek için gerekli olan şeylerin bütünü, geçimlik." ve "Birinin geçindirmekle yükümlü olduğu kimselere mahkeme kararıyla bağlanan aylık." şeklinde tanımlanmıştır.
Nafaka, Türk Medeni Kanunumuzda düzenlenmiş olan bazı hallerin varlığı halinde mahkeme kararı ile bir eşin, diğer eşe veya bir kişinin, yardıma muhtaç olan yakınına ödemekle yükümlü tutulduğu ödenektir; yani nafaka yalnızca boşanan eşler arasında uygulama alanı bulan bir hukuki müessese değildir.
Nafaka Çeşitleri Nelerdir?
Türk Medeni Kanunumuz tedbir nafakası, yoksulluk nafakası, iştirak nafakası ve yardım nafakası olmak üzere 4 çeşit nafaka tipini düzenlemektedir. Bu nafaka çeşitlerinden her biri, farklı bir hukuki statüye sahiptir; dolayısıyla her bir farklı çeşit nafaka türünde, hakkın doğması ve sona ermesi gibi hususlara ilişkin olarak farklılık arz eden ayırtılar söz konusu olagelmektedir.
Bunlar arasında tedbir nafakası, yoksulluk nafakası ve iştirak nafakası, boşanma davası esnasında ve sonrasında sonuçlarını doğuran ve boşanmaya ilişkin nafaka türleridir. Yardım nafakası ise, aile hukukunun konu alanına girmekle birlikte spesifik olarak boşanma ile alakalı değildir. Yardım nafakası, yardım edilmediği takdirde yoksulluğa düşecek olan altsoyu ile üstsoyu ve kardeşlerine kanunen yardımda bulunması gerekecek olan kimselerin ödemek durumunda kalacağı nafaka türüdür.
Bu makalemizde boşanma davaları esnasında ve sonrasında nafakanın artırılmasını , yani özellikle tedbir, iştirak ve yoksulluk nafakalarının artırılmasını işleyeceğiz, dolayısıyla yardım nafakasının artırılması ile alakalı olarak detaylı bilgi edinmek için alanında uzman bir aile avukatı ile görüşülmesini ve hukuki danışma hizmeti alınmasını tavsiye ederiz.
Nafaka Nasıl Talep Edilir?
Nafaka, boşanma davası ile birlikte talep edilebileceği gibi; boşanma davasının sona ermesi ve kesinleşmesi akabinde 1 yıllık süre içerisinde ayrıca açılacak olan bir nafaka artırım davası ile birlikte de talep edilebilmektedir.
Nafakaya ilişkin olarak ileri sürülen davalarda kural olarak taleple bağlılık kuralının dikkate alınması ve gözden kaçırılmaması gerekir. Ancak tedbir nafakası ve iştirak nafakasının hakimin takdir yetkisinin mevcudiyeti ile kamu düzenine ilişkin statüleri nedeniyle hakim tarafından resen karara bağlandığı da görülebilmektedir. Yine de riske girmemek ve olası hak kayıplarını önlemek adına aşağıdaki hususlara dikkat edilmesi elzemdir:
Aksini gerektiren özel bir durum yoksa, boşanma davası ile birlikte dava dilekçesinde yoksulluk nafakası ve iştirak nafakası talebinde bulunulmalı; ek olarak ara karar ile dava müddetince tedbir nafakasına hükmedilmesi talep edilmelidir,
Tedbir nafakası, boşanma davasının her aşamasında ileri sürülebileceği gibi, taraflarca ileri sürülmemiş olması halinde hakim tarafından resen tedbir nafakasına hükmedilebilir,
Boşanma davası kesinleştikten sonra yoksulluk nafakası ve/veya iştirak nafakası talebiyle ayrıca bir dava açılabilir, ancak bu davanın boşanma kararının kesinleşmesi akabinde bir(1) yıl içerisinde açılması gerekmektedir,
Talep halinde hakim tarafından irat biçiminde ödenmesine karar verilen nafakanın gelecek yıllarda tarafların sosyal ve ekonomik durumlarına göre ne miktarda ödeneceği hususu ayrıca karara bağlanabilir
Nafaka Nasıl Artırılır?
Halihazırda hükmedilmiş olan nafaka miktarının, artış oranı(hakim tarafından belirli bir artış oranı öngörülmüşse) uyarınca artırılmış olmasına rağmen yetersiz kaldığı durumlarda nafakanın artırılması talebinde bulunulabilir.
Nafakanın artırılabilmesi için devam etmekte olan boşanma davasında nafakanın artırılmasına ilişkin talepte bulunulabileceği gibi, boşanma davasının kesinleşmiş olması halinde ayrıca bir nafaka artırım davası açılabilir. Burada dikkat edilmesi gereken önemli bir husus da şudur: Boşanmanın kesinleşmesi akabinde, daha önce talep edilmemiş olan nafakanın talep edilmesi için 1 yıllık hak düşürücü süre söz konusu olmaktadır. Ancak nafaka talep edilmiş ve boşanma davası ile birlikte karara bağlanmışsa, yalnızca nafakanın artırılmasına ilişkin olarak açılacak olan dava, nafaka sona erene kadar açılabilecektir.
a) Boşanma Davası Devam Ederken Ara Kararla Hükmedilen Nafakanın Artırılması
Boşanma davası devam ettiği sürece tedbir nafakasının artırılması, boşanma davasına bakmakta olan hakimden talep edilebilir. Çekişmeli boşanma davaları, özellikle çok tanıklı dosyalarda ilk derece aşamasında 1.5 - 2 sene kadar sürebilmektedir. Dolayısıyla tarafların enflasyon ve gelir durumu, dava boyunca değişiklilik gösterebilmektedir. Örneğin 2022 yılında açılmış olan bir davada aylık 12.000 Türk Lirası geliri olan nafaka yükümlüsünün gelirinin, 2023 yılında 20.000 Türk Lirasına yükselmesi halinde, nafaka yükümlüsünün geliri oranında evlilik ve çocuk giderlerine katılması gerekeceğinden dolayı nafakanın da artırılması gerekecektir.
Bu durumda nafaka artırımına ilişkin olarak talep dilekçesi verilebileceği gibi, duruşmada sözlü olarak da talepte bulunulabilir. Ancak duruşma öncesinde talep dilekçesi verilip, eğer varsa dilekçe ekinde nafaka artırım talebini destekleyen delillerin sunulmasına rağmen mahkeme tarafından talebe ilişkin olarak olumlu veya olumsuz herhangi bir ara karar kurulmaması halinde duruşma esnasında sözlü olarak hatırlatılması tavsiye edilmektedir.
b) Boşanma Davası Bittikten Sonra Nafaka Artırım Davası
Boşanma davası bittikten ve kesinleştikten sonra nafaka artırım davası, boşanmada talep edilmeyip sonradan talep edilen nafaka davası ile sıklıkla karıştırılmaktadır. Boşanma davasının kesinleşmesi akabinde nafaka davası açılabilmesi için 1(bir) yıllık hak düşürücü süre söz konusu olmaktadır. Ancak nafaka artırım davasının açılabilmesi açısından bu neviden herhangi bir sınırlama söz konusu değildir; nafaka yükümlülüğü devam ettiği sürece açılabilir.
Nafaka Artırım Davası
Nafaka artırım davası, boşanma davasının kesinleşmesi akabinde nafaka miktarının güncel duruma, tarafların gelir durumlarına veya değişen ekonomik koşullara uygun hale getirilmesi için açılacak olan davadır. Nafaka artırım davası açılmaksızın tarafların kendi aralarında anlaşmaları sonucunda nafakanın uygulamada artırılması mümkün ise de, bu neviden sözlü bir anlaşmanın herhangi bir şekilde icra edilebilmesi mümkün değildir. Dolayısıyla hukuki olarak icra edilebilir nitelikte bir karar alınabilmesi için mahkemeden nafakanın artırılmasına karar verilmesi talep edilebilmektedir.
a) Nafaka Artırım Davası Şartları
Türk Medeni Kanunumuzun 176. maddesinin 4. ve 5. fıkraları ile 331. maddesi, nafaka artırım davasının hukuki dayanaklarını meydana getirmektedir.
Türk Medeni Kanunumuzun 176. Maddesinin 4. ve 5. Fıkralarına Göre: "Tarafların malî durumlarının değişmesi veya hakkaniyetin gerektirdiği hâllerde iradın artırılması veya azaltılmasına karar verilebilir. Hâkim, istem hâlinde, irat biçiminde ödenmesine karar verilen maddî tazminat veya nafakanın gelecek yıllarda tarafların sosyal ve ekonomik durumlarına göre ne miktarda ödeneceğini karara bağlayabilir."
Kanun metninden açıkça anlaşılabileceği üzere, istem halinde hakim tarafından nafakanın gelecek yıllarda tarafların sosyal ve ekonomik durumlarına göre ne miktarda ödeneceği yani nasıl artış göstereceği de hükme bağlanabilir. Ancak bu hususun ayrıca ve spesifik olarak talep edilmesi gerektiği hususu unutulmamalıdır.
Türk Medeni Kanunumuzun 331. Maddesine Göre: "Durumun değişmesi hâlinde hâkim, istem üzerine nafaka miktarını yeniden belirler veya nafakayı kaldırır."
Nafaka miktarının artırılması için, tarafların mali durumlarının değişmesi ve hakkaniyetin, yani somut olay adaletinin nafakanın artırılmasını gerektirmesi şartları aranmaktadır. Bu şartları somutlaştırmamız gerekirse:
Nafaka yükümlülüğünün sona ermemiş olması
Nafaka alacaklısının giderlerinin artması veya iştirak nafakası söz konusu ise çocuğun ihtiyaçlarının artması,
Güncel nafaka miktarı ile nafaka alacaklısının elde ettiği alım gücünün, enflasyona karşı erimesi ve güç kaybetmesi,
Nafaka yükümlüsünün gelir durumunun ve refah düzeyinin artması
Yoksulluk nafakası alacaklısının evlenmesi, iştirak nafakası bağlanan müşterek çocuğun 18 yaşına gelmesi, yardım nafakası bağlanan kişinin ihtiyaç durumunun ortadan kalkması veya nafaka yükümlüsünün vefat etmesi gibi nafaka yükümlülüğünün sona ermesine sebebiyet verecek hallerde daha önce açılmış olan nafaka artırım davasının konusuz kalması söz konusu olacaktır.
b) Nafaka Artırım Davasında Görevli ve Yetkili Mahkeme
Nafakanın artırılması için açılacak olan davalarda görevli mahkeme: Aile Mahkemesidir. Aile Mahkemesinin bulunmadığı yerlerde Asliye Hukuk Mahkemeleri, Aile Mahkemesi sıfatıyla bu davalara bakabilir.
Nafaka artırım davalarında yetkili mahkeme ise, Türk Medeni Kanunumuzun 177. maddesi gereğince nafaka alacaklısının yerleşim yeri mahkemesidir. Yargılama sürecinin gereksiz yere uzamaması adına görevli ve yetkili mahkemelerin dikkatle ele alınması ve dava açılırken ilk iş bu hususların belirlenmesi tavsiye edilmektedir.
Türk Medeni Kanunumuzun 177. Maddesine Göre: "Boşanmadan sonra açılacak nafaka davalarında, nafaka alacaklısının yerleşim yeri mahkemesi yetkilidir."
c) Nafaka Artırım Davasında Vekalet Ücreti
Nafaka artırım davalarında vekalet ücreti, Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi(AAÜT)'nin 9. maddesi uyarınca hükmolunan nafakanın bir yıllık toplam tutarı üzerinden AAÜT'nin üçüncü kısmına uygun bir şekilde nispi olarak belirlenir. Ancak nispi olarak belirlenecek olan bu tutar, 2023 yılı için 9.200 Türk Lirasının altında olamaz.
d) Nafaka Artırım Davasında Temyiz ve İstinaf Sınırlarının Belirlenmesi
Nafaka artırım davalarında temyiz ve istinaf sınırlarının belirlenmesi, yıllık toplam nafaka miktarının belirlenmesi yoluyla gerçekleştirilir. Eğer yıllık toplam nafaka miktarı istinaf veya temyiz sınırının altında kalıyorsa, bu kanun yollarına başvurulması değer nedeniyle mümkün olamamaktadır.
Nafaka Ödenmezse Ne Olur?
Nafakanın ödenmemesi halinde nafaka yükümlüsü aleyhine icra takibi başlatılabilir. Bu noktada tedbir nafakası ile diğer nafaka türleri arasında bir ayrım yapmak gerekir: Tedbir nafakası, ilamsız icra takibi yoluyla takibe konulabilmektedir. Ancak iştirak nafakası, yoksulluk nafakası ve yardım nafakası için ilamlı icra yoluna gidilmesi gerekecektir.
İcra takibi sonucunda nafaka alacağının tahsil edilememesi durumunda: Ödenmeyen 3 aylık nafaka tutarı nedeniyle, nafaka alacaklısının şikayeti üzerine, nafaka yükümlüsünün 90(doksan) gün süreyle tazyik hapsine tabi tutulmasına karar verilebilir. Güncel nafaka alacakları, hacizde birinci sırada işlem görecek olan alacaklardandır. Bu hususa ilişkin detaylı bilgi için konuya ilişkin makalemizi okuyunuz: Nafaka Ödenmezse Ne Olur?
Nafaka Artırımına İlişkin Yargıtay Kararları
Nafaka artırım davasında temyiz sınırının saptanmasına ilişkin karar,
Yargıtay 2. Hukuk Dairesi 2014/25733 E., 2015/11548 K. sayılı kararı "İçtihat Metni"
"...
...
...
Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 14.07.2004 gün ve 5219 sayılı yasa ile değişik 427/2. maddesi ile, taşınır mal ve alacak davalarında temyiz edilebilirlik sınırı 01.01.2014 tarihinden itibaren 1.890 TL.'ye çıkarılmıştır. Geçici 3. maddede, 1086 sayılı Kanunun 5236 sayılı Kanunla değişiklikden önceki 427 ila 454'ncü madde hükümlerinin uygulanmasına devam olunacağı hükme bağlandığına göre, temyiz edilebilirlik sınırının belirlenmesinde 5236 sayılı Kanunun Ek 4. maddesindeki “yeniden değerleme oranına göre artışa” ilişkin düzenleme dikkate alınmamıştır
Hukuk Genel Kurulunun 30.03.2005 gün ve 196-239 sayılı kararında da nafaka davalarında temyiz edilebilirlik sınırının belirlenmesinde, bağlanan yıllık nafaka miktarının gözetileceğini açıklanmıştır. Benimsenen bu ilkeler doğrultusunda gerek temyiz, gerekse karar düzeltmeler de üst sınır yıllık nafaka miktarıyla belirlenmelidir.
Somut olayda hükmedilen yıllık nafaka miktarı 1.890 TL.'yi aşmadığından Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 427/2. maddesi gereğince temyiz edilebilme sınırı altında kalan nafaka takdirine ilişkin karar kesindir. Bu itibarla, temyiz isteğinin reddine karar verilmesi gerekmiştir. ...
...
..."
Nafaka artırım davası devam ederken nafaka yükümlüsünün ölümü halinde davanın konusuz kalacağına ilişkin karar,
Yargıtay 2. Hukuk Dairesi 2015/26594 E., 2017/2933 K. sayılı kararı "İçtihat Metni"
"...
...
...
Davalı-karşı davacı kadının nafaka artırım davası nedeniyle, kadın yararına vekalet ücreti takdir edilmiştir. Kadının nafaka artırım davası erkeğin ölümü nedeniyle konusuz kalmıştır. Bu dava nedeniyle kadın yararına vekalet ücreti takdir edilmesi doğru olmamıştır. Ancak, bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden hükmün bu bölümünün düzeltilerek onanması gerekmiştir. (HMK m.438/7) ...
...
..."