Delil Hukuk Bürosu
Makale İçeriği:
İmar Barışından Faydalanamayacak ve Hakkında Yapı Kayıt Belgesi Düzenlenemeyecek Yapılar
Yapı Kayıt Belgesinin İptali Halinde Açılacak Dava ve İzlenilecek Hukuki Süreç
2022-2023 Yıllarında İmar Barışı Gelecek Mi? İmar Barışı Ne Zaman Gelecek?
Yapı Kayıt Belgesinin İptali İşlemine Yönelik Açılan İptal Davalarına İlişkin Danıştay Kararları
Yapı Kayıt Belgesi ve İmar Barışı(İmar Affı) Nedir?
Ülkemizde ruhsatsız veya yapı ruhsatına aykırı olacak şekilde inşa edilmiş bir çok taşınmaz mevcuttur. Normal şartlar dahilinde bu yapılar için yıkım ve para cezası gibi müeyyideler söz konusu olmaktadır. Ancak aşağıda daha detaylı anlatacak olduğumuz üzere, ruhsatsız veya ruhsata aykırı olarak inşa edilmiş ve bazı şartları sağlayan taşınmazlara ilişkin olarak, belirli bir süre içerisinde imar barışından faydalanılması ve yapı kayıt belgesi alınması mümkün olmuştur. İmar barışı, ülkemizde belirli aralıklarla gerçekleştirilmiş ve böylece imar barışından faydalanacak vatandaşlara ait taşınmazların kayıt sistemine dahil edilmesi ve yasal prosedür kapsamında değerlendirilmesinin sağlanması ile bu işlemlere ilişkin olarak vatandaşlar tarafından gerçekleştirilecek olan kayıt bedeli vb. ödemeler yoluyla bütçeye ek gelir sağlanması amaçlanmıştır.
Son olarak imar barışı 31.12.2017 tarihinden önce yapılmış olan yapılara ilişkin olarak uygulama alanı bulmuştur ve istisnai olarak imar barışı kapsamında, 31.12.2017 tarihinden önce yapılmış yapılara ilişkin olarak 31.10.2018 tarihine kadar Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından yetkilendirilen kurum ve kuruluşlara müracaat edilmesi, mevzuattaki şartların yerine getirilmesi ve 31.12.2018 tarihine kadar kayıt bedelinin ödenmesi halinde Yapı Kayıt Belgesi verilmesine müsaade edilmiştir. İstisnai olarak yalnızca kanunda belirtilmiş olan 31.12.2017 tarihinden önce yapılmış ve 31.10.2018 tarihine kadar başvuruda bulunulup 31.12.2018 tarihine kadar kayıt bedelini ödemiş olan olan hak sahiplerinin yararlanabildiği imar barışı uygulaması ve yapı kayıt belgesi, bu tarihten sonra gerçekleştirilen başvurular için söz konusu olamamaktadır. Ayrıca bu tarihlere uygun bir şekilde usulüne uygun olarak yapı kayıt belgesi verilen yapılara ilişkin 3194 sayılı İmar Kanunumuz uyarınca önceden verilmiş olan yıkım kararları ile tahsil edilemeyen idari para cezaları iptal edilmiştir.
Günümüzde artık imar barışından faydalanmak ve yapı kayıt belgesi almak mümkün olamamaktaysa da, imar barışı uygulamasının beyan esaslı gerçekleştirilmiş oluşundan kaynaklı olarak bilinçli veya bilinçsizce, hatalı, eksik veya yanlış bilgilendirmelerde bulunan kişiler aleyhine yapı kayıt belgesinin iptali kararları verilebilmekte, hatta yapı kayıt belgesi alan hak sahipleri, yapı kayıt belgelerinin iptal edilmesinin yanında, yapı tatil zaptı, yıkım, idari para cezası, elektrik, su vb. aboneliklerin kesilmesi gibi yaptırımlar ile karşı karşıya kalabilmekte; imar kirliliğine neden olma ya da resmi belgenin düzenlenmesinde yalan beyan suçlarından dolayı yargılanabilmektedir.
3194 sayılı İmar Kanunumuzun Geçici 16. Maddesinin 1. Fıkrasına Göre: "Afet risklerine hazırlık kapsamında ruhsatsız veya ruhsat ve eklerine aykırı yapıların kayıt altına alınması ve imar barışının sağlanması amacıyla, 31/12/2017 tarihinden önce yapılmış yapılar için Çevre ve Şehircilik Bakanlığı ve yetkilendireceği kurum ve kuruluşlara 31/10/2018 tarihine kadar başvurulması, bu maddedeki şartların yerine getirilmesi ve 31/12/2018 tarihine kadar kayıt bedelinin ödenmesi halinde Yapı Kayıt Belgesi verilebilir. Başvuruya konu yapının ve arsasının mülkiyet durumu, yapı sınıf ve grubu ve diğer hususlar Bakanlık tarafından hazırlanan Yapı Kayıt Sistemine yapı sahibinin beyanına göre kaydedilir."
İmar Barışından Faydalanamayacak ve Hakkında Yapı Kayıt Belgesi Düzenlenemeyecek Yapılar
İmar barışından faydalanamayacak yapılar kanunda açıkça sayılmıştır. Bu yapıların imar barışına dahil edilmesi ve bu yapılara ilişkin olarak yapı kayıt belgesi alınması halinde, sonradan gerçekleştirilen denetimler aracılığıyla durumun ortaya çıkmasıyla birlikte yapı kayıt belgesinin iptalinin yanında idari ve cezai yaptırımlar söz konusu olmaktadır.
İmar barışından faydalanamayacak yapılar, İmar Kanunumuzun geçici 16. maddesi ile, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından yayınlanmış olan "Yapı Kayıt Belgesine İlişkin Usul ve Esaslar"da yer aldığı haliyle şunlardır ve bu yapılar hakkında yapı kayıt belgesi düzenlenmiş olduğunun tespiti halinde yapı kayıt belgesinin iptali söz konusu olacaktır:
Hazineye ait sosyal donatı için kesin tahsisli araziler,
Özel mülkiyete konu olup 3. kişilere ait olan taşınmazlar,
18.11.1983 tarihli ve 2960 sayılı Boğaziçi Kanununda tanımlanan Boğaziçi sahil şeridi ve öngörünüm bölgesi içinde, 3194 sayılı Kanunun geçici 16. maddesi uyarınca adı geçen kanuna eklenmiş olan kroki ve listede sınır ve koordinatları gösterilen alandaki yapılar,
İstanbul tarihi yarımada içinde 3194 sayılı Kanunun geçici 16. maddesi uyarınca adı geçen kanuna eklenmiş olan kroki ve listede sınır ve koordinatları gösterilen alanlardaki yapılar,
19.05.2014 tarihli ve 6546 sayılı Çanakkale Savaşları Gelibolu Tarihi Alan Başkanlığı Kurulması Hakkında Kanunun 2. maddesinin birinci fıkrasının e bendinde belirlenmiş tarihi alandaki yapılar
Bu yapılara ilişkin olarak yapı kayıt belgesinin düzenlenmiş olduğunun tespit edilmesi durumunda yapı kayıt belgesi iptal edilir ve bu belgenin sağlamış olduğu haklar geri alınır; yapı kayıt belgesinin elde edilmesi için alınmış olan kayıt bedeli de iade edilmez.
Yapı Kayıt Belgesinin İptali
Yapı kayıt belgesinin 3194 sayılı İmar Kanunumuzun geçici 16. maddesinin 1. fıkrasında belirtilmiş olduğu gibi yapı sahibinin beyanına istinaden verilmesi ve bu süreçte hiçbir denetime tabii tutulmamış olması nedeniyle, bir çok yapı kayıt belgesi sahibinin, sürecin sonrasında hak kayıpları birlikte ile cezai ve idari sorumluluklarla karşılaşma tehlikeleri gündeme gelmiştir.
Bu durumun en büyük sebebi, vatandaşların sürece ilişkin olarak avukat yardımı ile hukuki danışmanlık almaması, süreci kendilerinin yürütmesi yönünde irade göstermeleri ve kendilerinin de bu sürece ilişkin yeterince araştırma yapmamasından kaynaklanmaktadır. Vatandaşlar bilinçli veya bilinçsiz olarak imar barışı uygulamasına ve ilgili mevzuata aykırı beyanlarda bulunmuş ve ilgili idare tarafından sürecin sonrasında gerçekleştirilen denetim çalışmaları sonucunda yapı kayıt belgesinin iptali yanında çeşitli ceza davalarıyla yüzleşmek durumunda kalmışlardır.
Hakkında yapı kayıt belgesi düzenlenemeyecek olan yapılara ilişkin olarak alınan yapı kayıt belgeleri iptal edilir.
31.12.2017 sonrasında inşa edildiği tespit edilen yapılar hakkında düzenlenen yapı kayıt belgeleri iptal edilir.
Bu hallerde ayrıca yapı kayıt belgesinin iptal edilmesinin yanında, yapı kayıt belgesi müracaatında bulunan kişi hakkında resmi belgenin düzenlenmesinde yalan beyanda bulunma suçu sebebiyle resen suç duyurusunda bulunulur. Eğer yapı kayıt belgesinin alınması işlemine konu yapı imar kirliliğine sebebiyet veriyorsa, ayrıca imar kirliliğine sebebiyet verme suçundan dolayı da suç duyurusunda bulunulabildiği görülmektedir. Bu nedenle yapı kayıt belgesi iptal edilen ilgililere mutlaka ve zaman kaybetmeksizin gayrimenkul, idare ve ceza hukuku alanlarında çalışmalar yürütmekte olan avukatlık büroları ile temasa geçmelerini tavsiye etmekteyiz.
Yapı Kayıt Belgesinin İptali Halinde Açılacak Dava ve İzlenilecek Hukuki Süreç
Yapı kayıt belgesinin iptali halinde, idare mahkemeleri nezdinde bu iptal işlemine yönelik olarak iptal davası açılması gündeme gelecektir. Yapı kayıt belgesinin hukuka aykırı olarak iptal edildiğini düşünen ilgililer tarafından bu dava açılabilecektir. Ayrıca yapı kayıt belgesinin iptali ile birlikte yıkım ve para cezası gibi idari yaptırımlar veya imar kirliliğine neden olma ya da resmi belgenin düzenlenmesinde yalan beyan suçlarından dolayı soruşturma veya kovuşturma başlatılmışsa; yapı kayıt belgesinin iptaline ilişkin olarak idare mahkemesi nezdinde açılan davada yürütmenin durdurulmasına karar verilmesi talep edilmeli ve ceza dosyalarında da söz konusu idari işlemin iptali davasının sonucunun beklenilmesi için bekletici mesele talebinde bulunulmalıdır.
Kısaca detaylandırmak gerekirse, idare hukukunda tam yargı davası ve iptal davası adı altında genel olarak iki çeşit dava söz konusu olabilmektedir. İptal davaları, idari işlemlerin iptal edilmesi talepli olarak açılan davalardır. Tam yargı davaları ise idari işlem sebebiyle bir zarar meydana gelmiş olması halinde gündeme gelir ve idari işlemin iptalinin yanında, meydana gelen zararın da tazminini ihtiva etmektedir.
Yetkili idari makamların kamu gücü kullanarak tesis ettikleri işlemlere idari işlem denilmektedir. Yapı kayıt belgesinin iptali işlemi, hukuki anlamda bir çeşit "idari işlem"dir. Yapı kayıt belgesi iptal edilmiş olan yapı malikleri, idare mahkemeleri nezdinde açacakları iptal davası ile, yapı kayıt belgesinin iptal edilmesi işleminin mahkeme tarafından iptal edilmesini talep etmektedir.
İdari makamların kamu gücü kullanarak idare işlevine yön elik olarak tesis etmiş oldukları idare hukuku alanında sonuç doğuran hukuki işlemlerdir. Örneğin, yapı kayıt belgesinin verilmesi işlemi, bir çeşit idari işlemdir. Aynı şekilde, yapı kayıt belgesinin ilgili idare tarafından iptal edilmesi işlemi de bir çeşit idari işlem niteliğindedir. İdari işlemlerin hukuka ve usule aykırı olduğunu iddia eden hak sahipleri, idari işlemin iptali için idare mahkemeleri nezdinde iptal davası açabilmekte ve bu davada yürütmenin durdurulmasını talep edebilmektedir.
Yapı kayıt belgesinin iptali işlemine yönelik iptal davası açmak isteyen yapı malikleri, yapı kayıt belgesinin iptali işleminin yetki, konu, sebep, şekil ve amaç unsurları yönünden hukuka ve mevzuata aykırı olduğunu, öne sürmekte olduğundan dolayı bu beyanını ispatlamak durumundadır. Bunun yanında, bu davada davalı olarak bulunan ilgili idare de, söz konusu işlemin hukuka uygun olduğunu ispatlamayı amaçlayacaktır.
Özellikle dikkat edilmelidir ki, geçmişte, daha önceki yıllarda gerçekleştirilen imar affı süreçlerinde, Danıştay tarafından gerçekleştirilen temyiz incelemelerinde yapı kayıt belgesi iptal edilenler lehine kararlar verilebilmekteyken, en son gerçekleştirilmiş olan ve 31.12.2017 tarihinden önce inşa edilmiş olan yapıları kapsayan imar affı döneminde verilen yapı kayıt belgelerinin iptali halinde idare lehine kararlara ağırlık verildiği görülmektedir. Özellikle Danıştay'ın yeni tarihli kararları incelendiğinde, yapı maliklerinin temyiz taleplerinin reddi yönünde bir eğilim gözlendiğini söylemek yanlış olmayacaktır.
Yapı Kayıt Belgesi Bedelinin İadesi
Yapı kayıt belgesi bedelinin iadesi, iki farklı şekilde gündeme gelebilmektedir. Bunlardan biri halinde yapı kayıt bedeli iade edilir ve edilmiştir, diğer halde ise iade söz konusu olmayacaktır.
Yapı kayıt belgesinin için ödenen kayıt bedelinin fazla ödenmiş olması halinde iadesi mümkündür ve imar barışı sonrasında kayıt bedelini fazla ödeyenler tarafından ilgili başvurular yapılıp, yerinde bulunan başvurular kabul edilerek iadeler gerçekleştirilmiştir.
Artık günümüzde bizim bu başlık altında "yapı kayıt belgesi bedelinin iadesi" ifadesinden kast ettiğimiz fazla ödenen kayıt bedelleri değil, yapı kayıt belgesi iptal edilen yapı malikleri tarafından gerçekleştirilen ödemelerin iade edilip, edilmeyeceği hususuna ilişkindir.
Yapı kayıt belgesinin, yukarıda saymış olduğumuz yapı kayıt belgesi düzenlenemeyecek yapılara istinaden düzenlenmiş olması halinde, bu belgenin sağladığı haklar geri alınır ve yapı kayıt belgesi bedeli olarak yatırılmış olan bedel de iade edilmez.
Yapı Kayıt Belgesinin İptali Sonrası İlgililer Aleyhine Yürütülmesi Gündeme Gelecek Olası Hukuki Yaptırımlar
Yapı kayıt belgesinin alınması sürecinde neredeyse hiçbir denetim yapılmamış olduğundan ve bu sürecin ilgililerin beyanı esas alınarak yürütülmekte olduğundan bahsetmiştik.
Yapı kayıt belgesinin yukarıda kendi başlığı altında açıkladığımız gerekçelerden ötürü iptal edilmesi halinde, yapı kayıt belgesinin sağlamış olduğu haklar geri alınır ve ödenen kayıt bedeli iade edilmez.
Bunların yanında, yapı kayıt belgesi iptal edilen yapılara istinaden, ilgili idare tarafından yıkım ve idari para cezası yaptırımları uygulanabilir. Ayrıca ceza hukuku dahilinde Türk Ceza Kanunumuzun 184. ve 206. maddeleri uyarınca imar kirliliğine neden olma suçu ve resmi belgenin düzenlenmesinde yalan beyanda bulunma suçlarından dolayı suç duyurusunda bulunulması da gündeme gelecektir, hatta kanunda ilgili idari mercilere "resmi belgenin düzenlenmesinde yalan beyan" suçundan dolayı re'sen suç duyurusunda bulunma yükümlülüğü getirilmiştir. Tabii yapı kayıt belgesine istinaden iş yeri açma ve işletmeye dair verilmiş olan ruhsatların da iptali ve yıkım, idari para cezası gibi yaptırımlar da söz koz konusu olabilir.
Makalemizde yapı kayıt belgesinin iptali akabinde karşılaşılabilecek ve somut uyuşmazlıklarda bizzat şahit olduğumuz yaptırımlardan bahsetmiş olmamıza rağmen, yapı kayıt belgesinin iptali ile birlikte bu belgenin sağladığı tüm hakların geri alınacak olması unutulmamalıdır. Bu da demek oluyor ki, makalemizde yer almıyor olsa da yapı kayıt belgesinin iptali halinde somut olayın gereklerine göre burada bahsetmiş olduğumuz yaptırımlara ek olarak başkaca yaptırımlar da gündeme gelebilir. Bu nedenle yapı kayıt belgesinin iptaline ilişkin tebligat yoluyla bildirim alan yapı maliklerinin mutlaka gayrimenkul, idare ve ceza hukuku alanlarında uzman bir avukatın yardımını almaları, hukuki danışmanlık hizmeti tedarik edip konuya ilişkin ellerinde mevcut bulunan tüm belge ve bilgileri avukatları ile paylaşıp görüşlerinden faydalanmalarını tavsiye ederiz.
a) İmar Kanunu ve Diğer İlgili Mevzuat Uyarınca İlgililer Aleyhine Yapı Tatil Zaptı, Yıkım ve İdari Para Cezası Yaptırımı Uygulanabilir
Yapı kayıt belgesinin iptali halinde yapı kayıt belgesinin sağladığı tüm hak ve yetkilerin geri alınacağından bahsetmiştik. Bunun en büyük sonucu, kendisine istinaden yapı kayıt belgesi düzenlenmiş olan yapıların ruhsatsız veya ruhsata aykırı bir nitelik taşıyacak hale gelmesi olacaktır.
Bu durumun sonucu olarak ise her nasıl ruhsatsız veya ruhsata aykırı yapılara ilişkin olarak yıkım ve idari para cezası gibi yaptırımlar söz konusu oluyorsa, bu yapılar için de bu yaptırımlar gündeme gelecektir. Bu hususa dair, 3194 sayılı İmar Kanunumuzun 42. maddesi ve diğer ilgili hükümleri incelenecek olursa, idari yaptırım hususu daha detaylı olarak incelenebilir. İlgili kanun hükümleri oldukça uzun bir metin ihtiva ettiğinden dolayı makalemizde paylaşmıyoruz, ancak ilgililerin inceleyebilmesi adına mevzuat bağlantısını paylaşıyoruz: 3194 sayılı İmar Kanunumuz
b) İlgililer Aleyhine Resmi Belgenin Düzenlenmesinde Yalan Beyanda Bulunma Suçundan İşlem Yapılabilir
Resmi belgenin düzenlenmesinde yalan beyan suçu, Türk Ceza Kanunumuzun 206. maddesinde düzenlenmiştir. Yapı kayıt belgesi alınması süreci, yukarıda detaylı bir şekilde anlatmış olduğumuz üzere yapı maliklerinin beyanları esas alınmak suretiyle gerçekleştirilmiş olup, nitelikli bir denetim mekanizması süreci bu aşaması için öngörülmemiştir. Ancak daha sonra gerçekleştirilen denetimler sonucunda hukuka ve mevzuata aykırılık teşkil ettiği tespit edilen yapı kayıt belgelerinin iptali söz konusu olmaktadır.
Yapı kayıt belgesinin resmi bir belge olması ve düzenlenmesi aşamasında yapı maliklerinin beyanının esas alınıyor olması sebebiyle, yapı kayıt belgesinin iptali halinde resmi belgenin düzenlenmesinde kamu görevlisinde yalan beyanda bulunulmuş olması şüphesi gündeme gelmektedir. Dolayısıyla
Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından yayınlanmış olan "Yapı Kayıt Belgesi Verilmesine İlişkin Usul ve Esaslar"ın 1. maddesinde bu usul ve esaslara ilişkin yayının amaçları arasında yapı kayıt belgesi düzenlenmeyecek yapılar ile bu belgenin düzenlenmesi safhasında yalan beyanda bulunanlar hakkında yapılacak işlemlerin de yer aldığı belirtilmiş ve aynı yayının 8. maddesinin ikinci fıkrasında ve 10. maddesinin 2. fıkrasında yapı kayıt belgesi iptal edilen yapı malikleri hakkında resmi belgenin düzenlenmesinde yalan beyan suçundan dolayı suç duyurusunda bulunulacağı açıkça belirtilmiştir.
c) İş Yeri Açma ve İşletmeye Dair İdarece Verilmiş Olan Ruhsatların İptaline Karar Verilebilir
Yapı kayıt belgesinin iptal edilmesi halinde, bu belgenin sağladığı hakların da geri alınacağından bahsetmiştik. Dolayısıyla yapı kayıt belgesinin iptali halinde, bu belgeye istinaden elde edilmiş olan iş yeri açma ve işletmeye dair verilmiş olan ruhsatların da iptali söz konusu olacaktır.
d) 396 sayılı Milli Emlak Genel Tebliğinin 4. Maddesi 1/ö Bendine Göre, Yapı Kayıt Belgesi İptal Edilen Hazineye Ait Taşınmazlar, Yapı Maliklerine Satılamaz; Satışın Gerçekleşmiş Olması Halinde, Satış İşlemi İptal Edilir ve Taşınmaz Hazine Adına Tescil Edilir
Yapı kayıt belgesi iptal edilmiş olan yapılar, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından yayınlanmış olan ve Hazineye ait taşınmazların yapı kayıt belgesi sahiplerine satışını düzenleyen 396 sayılı Milli Emlak Genel Tebliğinin 4. maddesinde, satılamayacak taşınmazlar arasında sayılmıştır. Bu tebliğin 4. maddesinin 1. fıkrası ö bendine göre yapı kayıt belgesi iptal edilmiş olan taşınmazların da yapı maliklerine satışı mümkün değildir.
Eğer yapı kayıt belgesinin verilmesi ile birlikte taşınmaz yapı malikine satılmışsa, 396 sayılı Milli Emlak Genel Tebliğinin 11. maddesi uyarınca yapı kayıt belgesinin iptali halinde satış işlemi iptal edilir ve taşınmaz, hazine adına tescil edilir.
2022-2023 Yıllarında İmar Barışı Gelecek Mi? İmar Barışı Ne Zaman Gelecek?
Ülkemizde halk arasında 2022 yılı sonu ile 2023 yılı ortaları arasında yeniden imar barışı düzenlemesi yapılacağına dair söylemler ortaya atılmış, meclisteki kulislerde de imar barışı hususunun ciddi bir şekilde konuşulduğu ve hummalı bir çalışmanın yürütülmekte olduğu öne sürülmüştür. Ancak Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum tarafından yapılan açıklamalarda bakanlığın imar değişikliğine ilişkin olarak herhangi bir çalışması bulunmadığı ifade edilmiştir. Yine de Bakan tarafından yapılmış olan bu açıklamalar, 2023 yılı için seçim çalışmalarının bir parçası olarak imar barışı ve yapı kayıt belgesi uygulamasının 2023 yılında yeniden gündeme geleceği ve gerçekleştirileceğine ilişkin söylemleri ortadan kaldırmamıştır. Bu nedenle Delil Hukuk Bürosu olarak biz de, sonradan yanıltıcı olabilecek kesin bir söylemde bulunmaktan imtina ediyoruz.
Yapı Kayıt Belgesinin İptali İşlemine Yönelik Açılan İptal Davalarına İlişkin Danıştay Kararları
Hazine arazisi üzerine taşkın yapı teşkil edecek şekilde bulunan yapıya ilişkin olarak yapı kayıt belgesi alınırken taşkın yapı hususunun beyan edilmemiş olması
Yapı kayıt belgesi bulunduğu iddia edilen taşınmazın, ilgili idare tarafından yapı kayıt belgesi bulunup bulunmadığı araştırılmaksızın ihaleye çıkarılmış olması
Danıştay 13. Daire Başkanlığı 2021/4385 E., 2022/237 K.
"İçtihat Metni"
İSTEMİN KONUSU : ... İdare Mahkemesi'nin ... tarih ve E:..., K:... sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Muğla ili, Fethiye ilçesi, ... Mahallesi, ... mevkiinde bulunan ... ada, ... parsel sayılı taşınmazın mirasçı sıfatıyla hissedarları olan davacılar tarafından, söz konusu taşınmazın bitişiğinde bulunan Hazineye ait ... ada, .. parsel sayılı taşınmazın, 2886 sayılı Devlet İhale Kanunu'nun 45'inci maddesi uyarınca açık teklif usûlüyle satılması için Fethiye Millî Emlak Müdürlüğü'nce 01/07/2020 tarihinde gerçekleştirilen ihalenin ve bu işleme dayanak olan Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı Milli Emlak Genel Müdürlüğü'nün ... tarih ve E... sayılı işleminin iptali istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: ... İdare Mahkemesi'nce verilen kararda; davacılar tarafından, ihaleye çıkarılan taşınmaza taşkın hâlde olan yapılarının bulunduğu ve bu yapıya ilişkin olarak yapı kayıt belgesi alındığı ileri sürülmekte ise de, Hazine taşınmazında taşkın yapı bulunmasının Milli Emlak Genel Tebliği uyarınca taşınmazın satışına engel olmadığı, davacılar tarafından alınan yapı kayıt belgesinin ... parsel sayılı taşınmaza ilişkin olduğu, yapı kayıt belgesi alınırken taşkın yapı durumundan bahsedilmediği, idarece ihaleye çıkılmadan önce taşınmaz üzerinde yapı kayıt belgesi bulunan yapı olup olmadığının araştırıldığı, davacılar tarafından 31/12/2019 tarihine kadar taşınmazın taraflarına satılmasının istenilmesine ilişkin bir başvuruda bulunulmadığı; bu itibarla, açıklık ve rekabet ilkelerine uyularak usûlüne uygun olarak gerçekleştirildiği anlaşılan dava konusu ihalede hukuka aykırılık bulunmadığı sonucuna varılmıştır.
Belirtilen gerekçelerle dava konusu işlemler hukuka uygun bulunarak davanın reddine karar verilmiştir.
TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davacılar tarafından, taşınmazın durumuna ihale ilanında yer verilmediği, yapı kayıt belgesi başvurusu bulunup bulunmadığına ilişkin inceleme tamamlanmadan ihale yapıldığı, yapının tamamının imar affından faydalandığı, binanın tamamı için yapı kayıt belgesi alındığı, taşkın yapı olarak nitelendirilen kısmın evin bir parçası olduğu, söz konusu binanın parselizasyon uygulamasından çok önce yapıldığı, 2008 yılından bu yana defalarca satın alma talebinde bulunulduğu ileri sürülmektedir.
KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Davalı idareler tarafından, dava konusu işlemde hukuka aykırılık bulunmadığı; davalı idareler yanında müdahil tarafından, temyiz başvurusunun süresinde olmadığı belirtilerek istemin reddi gerektiği savunulmuştur.
DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ ...'İN DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin reddi ile usul ve yasaya uygun olan İdare Mahkemesi kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Onüçüncü Dairesi'nce, 29/10/2021 tarih ve 31643 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanan 85 sayılı Cumhurbaşkanlığı Kararnamesiyle Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı olarak yeniden yapılandırıldığından bu Bakanlığın davalı konumunda bulunduğu görülerek, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 17. maddesinin ikinci fıkrası uyarınca davacıların duruşma istemi yerinde görülmeyerek ve dosya tekemmül ettiğinden yürütmenin durdurulması istemi hakkında ayrıca bir karar verilmeksizin gereği görüşüldü:
HUKUKİ DEĞERLENDİRME :
İdare ve vergi mahkemelerinin nihai kararlarının temyizen bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 49. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen karar usul ve hukuka uygun olup, dilekçede ileri sürülen temyiz nedenleri kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir. KARAR SONUCU: Açıklanan nedenlerle; 1. Davacıların temyiz isteminin reddine, 2. Davanın yukarıda özetlenen gerekçeyle reddi yolundaki ... İdare Mahkemesi'nin ... tarih ve E:..., K:... sayılı temyize konu kararında, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 49. maddesinde sayılan bozma nedenlerinden hiçbirisi bulunmadığından anılan Mahkeme kararının ONANMASINA, 3. Temyiz giderlerinin istemde bulunanlar üzerinde bırakılmasına, 4. Posta giderleri avansından artan tutarın davacılara iadesine, 5. Kullanılmayan ...-TL yürütmeyi durdurma harcının istemi hâlinde davacılara iadesine, 6. Dosyanın anılan Mahkeme'ye gönderilmesine, 7. 2577 sayılı Kanun'un 20/A maddesinin ikinci fıkrasının (i) bendi uyarınca kesin olarak (karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere), 26/01/2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
Özelleştirme kapsam ve programına alınmış olan taşınmaz hakkında verilen yapı kayıt belgesinin iptali
Hazine üzerinde bulunan yapıya istinaden alınmış olan yapı kayıt belgesi akabinde taşınmazın yapı maliklerine satışı
Yapı kayıt belgesinin iptali halinde bu belgenin sağladığı hakların geri alınmasından dolayı, hazineye ait taşınmazın satışının da gerçekleştirilmeyecek oluşu
Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu 2021/2316 E., 2021/2240 K. "İçtihat Metni"
İSTEMİN ÖZETİ : Danıştay Onüçüncü Dairesinin 15/06/2021 tarih ve E:2020/2682, K:2021/2208 sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Özelleştirme Yüksek Kurulunun …tarih ve …sayılı kararıyla özelleştirme kapsam ve programına alınan mülkiyeti Hazine'ye ait Muğla ili, Bodrum ilçesi, …Mahallesinde bulunan …parsel sayılı taşınmazın satış ihalesinin iptali istenilmiştir.
Daire kararının özeti: Danıştay Onüçüncü Dairesinin 15/06/2021 tarih ve E:2020/2682, K:2021/2208 sayılı kararıyla; …tarih ve …sayılı Özelleştirme Yüksek Kurulu kararıyla aralarında davaya konu taşınmazın da bulunduğu bir kısım taşınmazların özelleştirme kapsam ve programına alınmasına, söz konusu taşınmazların satış yöntemiyle özelleştirilmelerine karar verildiği,
Özelleştirme İdaresi Başkanlığının …tarih ve …sayılı Oluru ile de taşınmazın "Satış" yöntemi uygulanmak suretiyle "Pazarlık Usulü" ile özelleştirilmesi için ihaleye çıkarılmasına karar verildiği,
Söz konusu taşınmazın satış yöntemiyle özelleştirilmesini teminen 26/06/2018 tarih ve 30460 sayılı Resmî Gazete'de ihale ilanının yayımlandığı,
Davalı idarenin …tarih ve …sayılı yazısıyla, 3194 sayılı İmar Kanunu'na 18/05/2018 tarih ve 30425 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanan 7143 sayılı Kanun'un 16. maddesi ile eklenen Geçici 16. maddesi kapsamındaki, ancak Usul ve Esaslar'ın 7. maddesinin 1. fıkrası ile 4046 sayılı Özelleştirme Uygulamaları Hakkında Kanun'un 17. maddesinin 1. fıkrasının (B) bendi uyarınca özelleştirme kapsam ve programında bulunan mülkiyeti Hazine adına kayıtlı taşınmazların yapı kayıt belgesi başvurularına konu edilmemesi ve bu hususta tüm Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüklerinin bilgilendirilmesi gerektiğinin Çevre ve Şehircilik Bakanlığı Altyapı ve Kentsel Dönüşüm Hizmetleri Genel Müdürlüğü ile Milli Emlak Genel Müdürlüğüne bildirildiği,
Öte yandan, ihaleye konu taşınmazın tapu kaydının taşınmaz şerh/beyan/irtifak bölümünün beyan hanesine …tarih ve …no.lu yevmiye kaydı ile “Kullanım amacı: 4046 sayılı Özelleştirme Uygulamaları Hakkında Kanun hükümlerine tâbidir.” açıklamasının eklendiği,
08/04/2019 tarihinde gerçekleştirilen ihale sonucunda, 09/06/2020 tarih ve 31150 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanan 08/06/2020 tarih ve 2624 sayılı Cumhurbaşkanı Kararıyla, "(...) Muğla ili, Bodrum ilçesi, …Mahallesi, …no.lu parseldeki 17.904,89 m² yüzölçümlü taşınmazın, özelleştirme ihalesinde (...) en yüksek teklifi veren …Yapı Sanayi ve Gayrimenkul Yatırım Ticaret A.Ş.'ne İhale Şartnamesi çerçevesinde satılmasına (...) dair …tarih ve …sayılı Kararın onaylanmasına (...)" karar verildiği,
Bu aşamada, davacı …tarafından, ihaleye konu taşınmazda kendisi ile diğer davacı … tarafından yapıldığı belirtilen 320,00 m² alanlı yapıya ilişkin olarak Çevre ve Şehircilik Bakanlığına imar barışı kayıt başvurusunda bulunulduğu, bu kapsamda Çevre ve Şehircilik Bakanlığınca …tarih ve …no.lu Yapı Kayıt Belgesinin düzenlenmesi üzerine davacıların 24/05/2019 ve 28/06/2019 tarihlerinde Muğla Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğüne başvurarak Yapı Kayıt Belgesine konu taşınmazın kendilerine satılmasını istedikleri,
Diğer taraftan, Muğla Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü Yapı Kayıt Belgesi Değerlendirme Komisyonunun …tarih ve …sayılı kararıyla, söz konusu Yapı Kayıt Belgesinin 3194 sayılı Kanun'un Geçici 16. maddesi ile Usul ve Esaslar'ın 4., 8. ve 10. maddeleri uyarınca iptaline karar verildiği, bunun üzerine davacılar tarafından söz konusu işlemin iptali istemiyle açılan davada, …İdare Mahkemesinin …tarih ve E:…, K:…sayılı kararıyla davanın reddine karar verildiği belirtilerek,
Usul Yönünden: Davalı idarenin usule yönelik itirazlarının geçerli görülmeyerek esasın incelenmesine geçildiği,
Esas Yönünden: 4046 sayılı Özelleştirme Uygulamaları Hakkında Kanun'un "Amaç ve Kapsam" başlıklı 1. maddesinin 1. fıkrasının (A) bendine, 2. ve 3. maddelerine, 17. maddesinin 1. fıkrasının (B) bendine; 3194 sayılı İmar Kanunu'nun "İstisnalar" başlıklı 4. maddesinin 1. fıkrasına, Geçici 16. maddesine; 3194 sayılı Kanun'un Geçici 16. maddesinin uygulanmasına ilişkin olarak 06/06/2018 tarih ve 30443 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanan Yapı Kayıt Belgesi Verilmesine İlişkin Usul ve Esaslar'ın "Amaç ve kapsam" başlıklı 1. maddesine, "Hazineye ve belediyeye ait taşınmazlar üzerindeki yapılar" başlıklı 7. maddesinin 1. fıkrasına yer verilerek,
4046 sayılı Kanun'a göre, özelleştirme kapsam ve programına alınan kuruluşların, belirtilen usul ve esaslar çerçevesinde, satış, kiralama, işletme hakkı devri, mülkiyetin gayri ayni hak tesisi ve işin gereğine uygun sair hukukî tasarruflarla gerçek ve/veya özel hukuk tüzel kişilerine devredilmesi yöntemleriyle özelleştirilmelerinin, ekonomide verimlilik artışı ve kamu giderlerinde azalma sağlamak ve Hazine'ye ait taşınmazları değerlendirmek suretiyle kamuya gelir elde etme amaçlarıyla yapılabileceği, özelleştirme programına alınarak Özelleştirme İdaresi Başkanlığına devredilen kuruluşların (somut olayda ihaleye konu taşınmazın), bu hususa ilişkin Kurul kararının alındığı tarihte başka bir işleme gerek olmadan ve bedel alınmaksızın idareye devredilmiş sayılacağı ve Kurul kararı tarihinden itibaren bağlı oldukları bakanlık ve kurumla ilişkileri kesilerek idareye bağlanmış sayılacağı hususlarının açık olduğu,
Bu itibarla, ihaleye konu taşınmazın özelleştirme kapsam ve programına alındığı 04/12/2017 tarihli Kurul kararı itibarıyla davalı idareye devredilerek bağlı olduğu bakanlık ve kurumla ilişkisi kesilerek idareye bağlanmış sayıldığı, bu kapsamda davalı idarece ihaleye konu taşınmazın tapu kaydının "Taşınmaz Şerh/Beyan/İrtifak" bölümünün "Beyan" hanesine …tarih ve …no.lu yevmiye kaydı ile “Kullanım amacı: 4046 sayılı Özelleştirme Uygulamaları Hakkında Kanun hükümlerine tâbidir.” açıklamasının eklendiği, 3194 sayılı Kanun'a Kurul karar tarihinden sonra 18/05/2018 tarihinde eklenen Geçici 16. maddesinin davacılara bir hak sağlamayacağı, 3194 sayılı Kanun'un Geçici 16. maddesine dayanılarak hazırlanan Usul ve Esaslar'ın 7. maddesinin 1. fıkrasında, Yapı Kayıt Belgesi alınan yapıların Hazine'ye ait taşınmazlar üzerinde inşa edilmiş olması hâlinde, bu taşınmazlardan özel kanunları kapsamında kalan ve bu özel kanunlara göre değerlendirilmesi gerekenler dışında kalanların Bakanlığa tahsis edileceğinin kurala bağlandığı, diğer taraftan ihaleye konu taşınmaza ilişkin olarak Çevre ve Şehircilik Bakanlığınca düzenlenen …tarih ve …no.lu Yapı Kayıt Belgesinin iptaline ilişkin Muğla Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü Yapı Kayıt Belgesi Değerlendirme Komisyonunun …tarih ve …sayılı kararına karşı davacılar tarafından açılan davanın da reddine karar verildiği hususları birlikte değerlendirildiğinde, ihaleye konu taşınmazın 4046 sayılı Kanun'da yer alan usul ile ekonomide verimlilik artışı, kamu giderlerinde azalma sağlamak ve Hazine'ye ait taşınmazları değerlendirmek suretiyle kamuya gelir elde etme amacına uygun olarak gerçekleştirilen satış ihalesinde hukuka aykırılık bulunmadığı sonucuna varıldığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davacılar tarafından, davaya konu taşınmazda 2016 yılından bu yana zilyet oldukları, anılan taşınmaz üzerinde inşa etikleri yapı için 3194 sayılı İmar Kanunu'na 18/05/2018 tarihinde eklenen Geçici 16. madde kapsamında yapı kayıt belgesi almak üzere başvuruda bulundukları, bu başvuru üzerine Çevre ve Şehircilik Bakanlığınca taraflarına 02/04/2019 tarihli yapı kayıt belgesinin verildiği, Hazineye ait taşınmazlar üzerinde inşa edilen yapılar için yapı kayıt belgesi alanlara talepleri üzerine taşınmazın rayiç bedel üzerinden satılmasını öngören 3194 sayılı Kanun'un Geçici 16. maddesinin 7. fıkrası ile Yapı Kayıt Belgesi Verilmesine İlişkin Usul ve Esaslar'ın 7. maddesi uyarınca davaya konu taşınmazın taraflarına satılması için 24/05/2019 ile 28/06/2019 tarihlerinde başvuruda bulundukları, bu arada 26/12/2019 tarihinde yürürlüğe giren Milli Emlak Genel Tebliği'nde Hazineye ait taşınmazların yapı kayıt belgesi sahiplerine yerinde tespit işlemleri yapıldıktan sonra satış işlemlerinin yapılacağının öngörüldüğü, bunun üzerine taşınmazın bulunduğu Bodrum Milli Emlak Şefliğince sözlü olarak satış işlemlerinin yaşanan yoğunluk nedeniyle başvuru sırasına göre tamamlanacağının bildirildiği, yapı kayıt belgesi sahiplerine Hazine arazilerinin satış usulünün hangi süre ve esaslarda gerçekleştirileceği hususunun belirsiz olduğu, bu tespitin Danıştay Onüçüncü Dairesinin E:2020/274, K:2020/846 sayılı kararında da kabul edildiği, davaya konu taşınmaz ile ilgili yaptıkları satış başvurusunun değerlendirilmesi safhasında taşınmazın özelleştirme kapsamında satışından haberdar oldukları, Yapı Kayıt Belgesi Verilmesine İlişkin Usul ve Esaslar'ın 8. maddesinde yapı kayıt belgesi verilmeyecek taşınmazların tahdidi olarak sayıldığı, davaya konu taşınmazın yapı kayıt belgesi verilmeyecek taşınmazlardan olmadığı, ayrıca bu taşınmazın özelleştirme kapsam ve programına alındığına ilişkin tapu kayıtlarında şerh bulunmadığı, mülkiyeti Hazineye ait olan taşınmaz üzerinde tapu siciline güven ilkesi kapsamında 31/12/2017 tarihinden önce inşa edilen yapı için aldıkları yapı kayıt belgesi uyarınca satış talebinde bulundukları, temyize konu Daire kararında davanın reddi için gerekçe olarak belirtilen …İdare Mahkemesi kararının henüz kesinleşmediği, yapı kayıt belgesinin 02/04/2019 tarihinde alındığı, satış başvurusunun 24/05/2019 tarihinde yapıldığı ve sonradan yürürlüğe giren Milli Emlak Genel Tebliği gereğince satış işlemlerinin geciktiği gözetildiğinde, davaya konu taşınmazın özelleştirme kapsam ve programına alındığından bahisle 3194 sayılı Kanun'un Geçici 16. maddesinin taşınmazın satışı için kendilerine hak sağlamayacağından söz edilemeyeceği, taşınmazın taraflarına satılması konusunda kazanılmış haklarının bulunduğu, kendileri tarafından inşa edilen ve yapı kayıt belgesine konu edilen yapının iptali istenen ihalede dikkate alınmaksızın taşınmazın satışa çıkarılmasının usul ve yasaya aykırı olduğu, bu bağlamda davaya konu ihale ile kazanılmış haklarının çiğnendiği, davalı idarece kazanılmış haklarının gözetilmesi gerekirken, kendilerine verilen yapı kayıt belgesinin iptal ettirildiği, Dairece önceden tesis edilen kararlarda yapı kayıt belgesinin yapı üzerinde kullanım hakkı verdiğinin kabul edildiği, oysa somut yargılamada önceki kararların aksine taraflarına davaya konu taşınmaz üzerinde inşa edilen yapı için verilen yapı kayıt belgesinin taşınmazın satışı konusunda kazanılmış hak bahşetmediğinin kabul edildiği belirtilerek, Daire kararının bozulması gerektiği ileri sürülmektedir. KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Davalı idare tarafından, Danıştay Onüçüncü Dairesince verilen kararın usul ve hukuka uygun bulunduğu ve temyiz dilekçesinde öne sürülen nedenlerin, kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte olmadığı belirtilerek temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmaktadır. Davalı yanında müdahil tarafından, savunma verilmemiştir. DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …'NIN DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin reddi ile Daire kararının onanması gerektiği düşünülmektedir. TÜRK MİLLETİ ADINA Karar veren Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunca, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 17. maddesinin 2. fıkrası uyarınca davacıların duruşma istemi yerinde görülmeyerek ve dosya tekemmül ettiğinden yürütmenin durdurulması istemi hakkında ayrıca bir karar verilmeksizin, 2577 sayılı Kanun'un 20/A maddesi uyarınca gereği görüşüldü: HUKUKİ DEĞERLENDİRME: Danıştay dava dairelerinin nihai kararlarının temyizen incelenerek bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 49. maddesinde yer alan; "a) Görev ve yetki dışında bir işe bakılmış olması, b) Hukuka aykırı karar verilmesi, c)Usul hükümlerinin uygulanmasında kararı etkileyebilecek nitelikte hata veya eksikliklerin bulunması" sebeplerinden birinin varlığı hâlinde mümkündür. Temyizen incelenen karar usul ve hukuka uygun olup, temyiz dilekçesinde ileri sürülen iddialar kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir. KARAR SONUCU: Açıklanan nedenlerle; 1.Davacıların temyiz isteminin reddine, 2.Davanın yukarıda özetlenen gerekçeyle reddine ilişkin Danıştay Onüçüncü Dairesinin temyize konu 15/06/2021 tarih ve E:2020/2682, K:2021/2208 sayılı kararının ONANMASINA, 3.Kullanılmayan …-TL yürütmeyi durdurma harcının istemi hâlinde davacılara iadesine, 4.Kesin olarak, 04/11/2021 tarihinde oybirliği ile karar verildi.
Yapı kayıt belgesi verilen taşınmaza ilişkin olarak daha önceden verilmiş olan yıkım ve/veya idari para cezalarının idare tarafından iptal edilmesi
Danıştay 6. Daire Başkanlığı 2021/4766 E., 2021/11013 K. "İçtihat Metni"
İSTEMİN ÖZETİ : İstanbul İli, Şişli İlçesi, … Mahallesi, … ada, … parsel sayılı taşınmazda ruhsata aykırı imalatlar yapıldığından bahisle, 3194 sayılı İmar Kanununun 42. maddesi uyarınca Şişli Belediye Encümeninin … tarih ve … sayılı kararı ile verilen 530.209,14-TL para cezasının tahsili amacıyla düzenlenen … tarih ve … takip numaralı ödeme emrinin iptali istemiyle açılan davanın reddi yolundaki ... İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararına karşı yapılan istinaf başvurusunun reddine dair … Bölge İdare Mahkemesi ... İdari Dava Dairesince verilen … tarih ve E:…, K:… sayılı kararın, usul ve hukuka aykırı olduğu ileri sürülerek bozulması istenilmektedir.
SAVUNMANIN ÖZETİ: Temyiz edilen kararda bozma nedenlerinden hiçbirisi bulunmadığından, usul ve kanuna uygun olan kararın onanması gerektiği savunulmaktadır.
DANIŞTAY TETKİK HAKİMİ … DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin reddi ile usul ve yasaya uygun olan Bölge İdare Mahkemesi İdari Dava Dairesi kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Altıncı Dairesince, Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra işin gereği görüşüldü:
Bölge İdare Mahkemesi İdari Dava Dairelerince verilen kararların temyiz yolu ile incelenerek bozulabilmeleri 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 49. maddesinde belirtilen nedenlerden birinin bulunması halinde mümkündür.
Öte yandan, davacı tarafından dava dilekçesi ekinde, uyuşmazlığa konusu yapı ile ilgili … tarih ve … başvuru numaralı yapı kayıt belgesi sunulmuş ise de; 3194 sayılı Kanunun Geçici 16. maddesinin 4. fıkrası ve Yapı Kayıt Belgesi Verilmesine İlişkin Usul ve Esaslar Hakkında Tebliğin 6. maddesinde yer alan, yapı kayıt belgesi ilgili belediyesine verildikten sonra 3194 sayılı Kanun uyarınca alınmış yıkım kararları ile tahsil edilemeyen idari para cezalarının iptal edileceği düzenlemesi karşısında, söz konusu işlemleri tesis eden idarece gerekli iptal işlemleri yapılacağından, davacının sunmuş olduğu yapı kayıt belgesi dikkate alınmamıştır.
… Bölge İdare Mahkemesi ... İdari Dava Dairesince verilen … tarihli, E:…, K:… sayılı karar ve dayandığı gerekçe hukuk ve usule uygun olup bozulmasını gerektirecek bir sebep bulunmadığından, anılan kararın ONANMASINA, fazladan yatırılan yürütmenin durdurulması harcının istemi halinde davacıya iadesine, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 50. maddesi uyarınca, bu onama kararının taraflara tebliğini ve bir örneğinin de belirtilen İdari Dava Dairesine gönderilmesini teminen dosyanın kararı veren ilk derece Mahkemesine gönderilmesine, 07/10/2021 tarihinde oybirliğiyle kesin olarak karar verildi.